Fulya Yalmaç, kendisi için Erzincan Adalet Saray'ında düzenlenen törene katılarak Avukatlık Ruhsatnamesini aldı. Törene, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Hüsnü Aldemir, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyizoğlu, Erzincan Baro Başkanı Cemalettin Özer, ailesi ve yakınları eşlik etti.
"BU BİNA ÇÖKECEKSE HEPİMİZİN ÇÖKMESİ LAZIM"
Törende konuşma yapan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Hüsnü Aldemir, "Fulya bizim için çok önemli. Azmin zaferi diyorum. Bir azmin zaferinin hikayesi yazılırsa Fulya'nın hikayesini yazacaktır. Ben kendisine söyledim. Dünyanın en iyi savunmacısı sen ol. Bu azim sende var. Bu yolda da çaba gösterecektir. Bu bina çökecekse hepimizin çökmesi lazım. Onun için avukatlar bizim için çok önemli. Savunma hakkı gibi, Kur'an-ı Kerim'de bile yaradan bizleri hesaba çekerken hiç bir zaman sorgusuz sualsiz olmayacak. Savunma hakkına bu kadar değer veren yaradan ki bizim bunun önüne geçme durumumuz olmaz. Avukatlar bizim için önemli. Fulya'ya gelecekte başarılar diliyorum" dedi.
"DEVLET YIKILIRSA HEPİMİZ BU YIKINTININ ALTINDA KALIRIZ"
Daha sonra konuşma yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Fevzioğlu, "Fulya'nın hikayesinin insanın yüreğine oturmaması, yüreğini sızlatmaması ve aynı zaman da göğsünü gururla kabartmaması mümkün değil. Azmin bir zaferi ve daha yeni başlıyor. Yolumuz belki çok zor, belki uzun ama bir o kadar da onurlu ve keyifli.
Ülkemizde sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Her gün askerlerimiz, polislerimiz şehit oluyor. Masum insanlar ağır zarar görüyor. Böyle bir ortamda dönüp şunu demeliyiz. Devlet yıkılırsa hepimiz bu yıkıntının altında kalırız. Devletin yıkılmaması için hepimiz ama hepimiz kol kola girip omuz vermek zorundayız. Bunu söyledikten sonra tabii ki ikinci cümle şöyle gelmek durumunda biz adalet mülkün temelidir ilkesinin savunucuları olarak devletin yıkılmaması için mülkün yani ülkenin temelinde adaletin bulunması gerekir. İşte bunu demek zorundayız. Şu halde içi boş sloganlarla ben devleti koruyorum demek yerine 77 milyon yurttaşımızı adalet paydasında buluşturarak devleti bireye hizmet aracına dönüştürerek koruyabileceğimizi bilmeliyiz. Tam da bu nokta da sevgili Fulya, işte omuzlarına yüklenen bir ton yük daha. Şöyle ki avukatı, savcısı, hakimiyle muhakeme dediğimiz adalet faaliyeti dediğimiz o büyük faaliyet bir bütün. Hiç birimiz diğerinden üstün değiliz, bir adım geride de değiliz. Bu bütünün parçalarını bir araya getirip bir kusursuz makine gibi çalıştırmakla yükümlüyüz. Böylece ülkenin her köşesinde adaleti ve adalet sayesinde hukukun üstünlüğünü, hukukun üstünlüğü sayesinde demokrasiyi, demokrasi sayesinde de 77 milyonun kucaklaşmasını sağlayabiliriz. Bu söylediklerimin aslında açılımı şu, hiç bir dönem hukukçuların görevi belki bu kadar ağır olmamıştı. Ülkemizi, toplumumuzu siyasi, ideoloji, etnik köken, mezhep, dil gibi farklılıklar üzerinde karşıt kutuplara birileri ayırmaya ve bizleri birbirimize hiç yoktan yere düşman kılmaya çalışırken biz hukukçular hepimiz birbirinden koparılmak istenen insanlarımız arasında köprüyüz, köprü olmak zorundayız. Köprüler tabii bir savaş çıkarmak, insanları birbirine kırdırmak isteyenlerin ilk hedefidir. Ama köprüler aynı zaman da insanların birbirine kavuşmasını sağladıkları için vazgeçilmezdir. Köprüleri havaya uçurmak yerine inatla, ısrarla hepimiz köprü olmaya çalışalım" dedi.
Konuşmaların ardından, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile birlikte yemin eden Fulya Yalvaç, "Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Bey'in yanımda olması ve beraber yemin etmemiz benim için çok gurur vericiydi. Şuan çok gururluyum. Çok da mutluyum. Güzel bir his. Gerçekten çok zor zamanlardan geçtim. Böyle okula gittim 4 sene sonra bütün arkadaşlarımdan zaten farklıydım yürüyemediğim için. Arkadaşlarımın yardımıyla bir çok zorluğu atlattım. Zordu benim için. Okul bitti, stajım bir sene sürdü. Avukatlarımızın, Baro Başkanımızın, yardımıyla bu da biti. Çok gururlu ve çok mutluyum" diyerek Avukatlık Ruhsatnamesini aldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.