TBMM Genel Kurulu'nda, Türkiye ile Kazakistan Arasında 13 Aralık 1993 Tarihli Türkiye ile Kazakistan Arasında Antalya Kemer'deki Taşınmazın Kazakistan'a Kullandırılmasına İlişkin Protokole Değişikliklerin ve Eklemelerin Yapılmasına Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı görüşmeler devam ederken tartışma yaşandı.
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, bu tasarının kabul edilmesi halinde, 12 Mart'ın, "yolsuzluğun ve usulsüzlüğün kanunla korunduğu bir tarih olacağını" savundu. "Bu tasarıyı hangi vicdanla getirdiniz?" diyen Atıcı, "Bu sakat tasarıyı, bu saçma sapan ve sizi rezil edecek tasarıyı yine çoğunluğunuza dayanarak geçireceksiniz, öyle görünüyor" dedi.
Türkiye ile Kazakistan arasında 13 Aralık 1993'te bir protokol imzalandığını belirten Atıcı, "Kardeşlerimizsiniz, buyurun, gelin Antalya'ya, size 44 bin 370 metrekare arazi hibe ediyoruz. Burada bir rezidans, konukevi yap, senin de şanın yürüsün" denildiğini ifade etti.
"Verilen bu alandan daha fazla alan üzerinde, etrafındaki alanlar gasp edilerek, 44 bin 954 metrekarede bir otel inşa edildiğini, 22 bin 302 metrekarelik bir konukevi daha yapıldı" diyen Atıcı, şunları kaydetti:
"Tam 67 bin 256 metrekare bir alan Kazakistan tarafından bir şekilde gasp ediliyor. Bunun 44 bin 370'sini biz veriyoruz, helal olsun ama geri kalan kısım tamamen gasp ediliyor. AK Parti Hükümeti, Kazakistanlı kardeşlerimizi tekrar çağırdı, 'Gelin bunu temizleyelim, siz burayı gasp etmişsiniz ama biz burayı size tekrar verelim, biz de bundan biraz kar elde edelim' dedi. Bu yolsuzluğun kanun haline getirilmesinin altında Başbakan'ın imzası var. 49 yıllığına verilen bir araziyi nasıl olur da ilelebet, ömür boyu peşkeş çekersin, onun hesabını ver."
AK Parti'li milletvekilleri, "Çizmeyi çok aşıyorsunuz", "Terbiyesizlik etme" şeklinde tepki gösterdi.
"BUNLARIN ÜSTÜNDE BÜYÜK BİR OTORİTE VAR"
MHP Antalya Milletvekili Tunca Toskay, tasarı üzerine grubu adına yaptığı konuşmada, 1993 ve 2012 yıllarında iki protokol bulunduğunu; ikinci protokolün, ilk protokoldeki bazı hükümleri değiştirdiğini belirtti. Toskay, aynı tarihlerde Kazakistan dahil 5 Türk Cumhuriyetine Antalya'da benzer araziler tahsis edildiğini ancak sadece Kazakistan'a tahsis edilen araziyle ilgili ikinci bir protokolün yapılması ihtiyacının ortaya çıktığını kaydetti. Toskay, 2012'de yapılan protokoldeki hükümlerin, 1993 protokolünün amacından tamamen farklı olduğunu öne sürerek, ''Yeni protokolün, kamu yararı ilkesi gütmediğini, aksine özel ticari çıkarları koruduğu ve meşrulaştırdığına inanmaktayız. Burada, özel sektörün işlettiği turistik tesis var. Başlangıcından itibaren Türk mevzuatına aykırı olarak başlamış. Yeni protokolde, '2001'den 31 Aralık 2010 tarihine kadar buranın bedelsiz olarak kullandırılması' geliyor. 67 bin metrekarelik arazi alınıyor, Maliye buna evet diyor, Turizm Bakanlığı sesini çıkartmıyor, bu mızrağı nasıl çuvala sokacağım formülünü de Dışişleri Bakanlığı ayarlıyor. Demek ki bu problemin çözülmesini isteyen bu üç bakanlığın da üstünde bir büyük otorite var'' ifadelerini kullandı.
"AK PARTİ'NİN BUNUNLA UZAKTAN YAKINDAN NE İLGİSİ VAR?"
AK Parti grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Nurettin Canikli de 1993'te Kazakistan'a 44 bin 370 metrekarelik orman arazisinin, dinlenme tesisi yapılması için tahsis edildiğini hatırlattı. 1993-2001 yılları arasında protokolde belirtilen amacına uygun inşaat yapıldığını, ancak daha sonra beş yıldızlı otel olduğu tespit edilen inşaatın yapıldığını, 2001'de de inşaatın tamamlandığını kaydeden Canikli, "Eğer buna göz yumulması yolsuzluksa, AK Parti 2001'e kadar bunun neresinde? Ayıp değil mi? AK Parti'nin, bununla uzaktan yakından ne ilgisi var? İnşaatın bittiği süreye kadar AK Parti kurulmamış. Arazi 44 binden 67 bine ne zaman çıktı? Antalya Defterdarlığı'nın 10 Mart 1998 tarihli yazısında, bu tarihte inşaatla ilgili ölçüm yapıldığı, arazinin 67 bin 250 metrekare olduğu belirtiliyor. 22 bin metrekarelik AK Parti döneminde ilave edildi dediniz, sözünüzü geri kalın ve özür dileyin. Hata ise hata bizim dönemde gerçekleşmiyor, beş yıldızlı otel, inşaatlar bizim dönemde yapılmıyor" şeklinde konuştu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, tasarıyla ilgili farklı yorumlar yapıldığını, ancak hiçbir soru sorulmadığını kaydetti. "Yamuk insanları ayıklamak ne kadar görevimizse, dürüst çalışanları aynı şekilde ifadelendirmek görevimiz olması lazım" diyen Yıldız, güçlerini şeffaflıktan aldıklarını vurguladı. Yıldız, seviyesiz konuşmalar yapıldığını kaydederek, "Ben hakaret edenlere veballerini üzerine ilave ederek iade ediyorum. Dünya var, ahiret var. Uluorta geniş cümlelerle kimsenin konuşma hakkı olmaz" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.