Tekirdağ’ın merkez Süleymanpaşa ilçesinde bulunan ve Traklar’ın Anadolu’ya gelişinden itibaren uzun süre Trak yerleşimi olan 5 bin yıllık Heraion Teikhos Kenti, kadın işçilerin 2000 yılında başlayan ve günümüzde halen devam kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkartılıyor. Karaevli Höyüğü olarak bilinen Heraion Teikhos Antik Kenti, antik çağda bugünkü Trakya, Bulgaristan ve Kuzey Yunanistan'da yaşayan ve Büyük İskender'in topraklarını ele geçirmesiyle asimile olan Trak kavminin 5 bin yıllık tarihine ışık tutuyor.
Tekirdağ il merkezinin 15 kilometre doğusunda İstanbul-Tekirdağ karayolu üzerinde bulunan Heraion Teikhos’ta yapılan kazı çalışmalarında kentin M.Ö. 3 bin yılı başından M.S. 13. yüzyıla kadar yerleşim yeri olarak kullanıldığı tahmin edilirken, 40’a yakın kadın işçinin kazı çalışmalarıyla antik kent gün yüzüne çıkartılması hedefleniyor.
“HANIMLAR BU İŞİ ÇOK BÜYÜK TİTİZLİK, İTİNA VE COŞKUYLA YAPIYOR”
Kazı Başkanı Namık Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Neşe Atik, kadın işçilerin işi çok kısa sürede öğrendiğini ve titizlikle bu işi yaptıklarını belirterek, “Çalışmalarına 2000 yılında başladık. Ve farklı bir şey yaptık. Kazı işinde çalışan bütün işçilerimiz kadınlardan oluşuyor. Hanımlar bu işi çok büyük titizlik, itina ve coşkuyla yapıyor. İlk sene işçilerimiz hocam biz hiç arkeolojik kazı yapmadık nasıl çalışacağız. Dedim yavaş ve dikkatli çalışacaksınız. Toprak içinden çıkan her şey önemli. Çok kısa sürede bu işi kavradılar. Bu işçilerin bazıları 200 yılından beri devam ediyorlar. O kadar iyi bu işi öğrendiler ki yeni gelen öğrencilere öğretiyorlar. Örneğin bir bulundu çıktı, ölçüsü alınacak hemen oraya çivi koyarak öğrencilere ölçü almaları gerektiğini söylüyorlar. Hemen ölçüyü al da biz kazmaya devam edelim diyorlar. Çok titizlikle hiçbir buluntu kaçırmadan kazıları gerçekleştiriyorlar” dedi.
“DÜNYADA BELKİ DE İÇİNDE İLACI İLE BULUNAN İLAÇ FIRINI HİÇ BOZULMADAN ORTAYA ÇIKARTILDI”
Atik, kadın işçilerin içinde ilaç bulunan ve dünyada belki de tek olan fırını hiç bozmadan ortaya çıkarttıklarını söyleyerek, “Kadınlardan yana içim çok çok rahat. Hiçbir buluntuya zarar vermeden bir de aynı zamanda gözü ve eli çok yetenekli işçilerimiz var. Örneğin toprağın içinde topraktan ve yine eski kap parçalarından yapılma bir ilaç fırınını hiç bozmadan kırmadan ortaya çıkarttılar. Bu şimdi müzede belki de dünyada tek içinde ilacı ile bulunan fırın. Biz bunu hassas elli işçilerimizi borçluyuz. Yaklaşık kırk işçi hepsi Tekirdağ’da ikamet eden hanımlar” diye konuştu.
10 yıldır kazı alanında çalışan Kısmet Altın, bir kap bulduklarında sevindiklerini ifade ederek, “Hemen hemen burada çalışalı on sene olacak. İhtiyacımız olduğu için hocamızda bize yardımcı oldu. burada güzel bir kap bulduğumuz zaman hemen hocamıza haber veriyoruz. Güzel bir şeyler bulunca bizde seviniyoruz. Hepimizin ayrı ayrı işleri var. Birimiz toprak atıyor, ben arabacıyım, arkadaşlar arabamı dolduruyor ben döküyorum. Bazıları kazıyor kimisi süpürüyor herkes işini biliyor” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.