Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, alkolün geçmişte devlet eliyle teşvik edildiğini ve bazı kitaplarda milli içki gibi gösterildiğini belirterek, “Bizim milli içkimiz ayrandır” dedi. Erdoğan, gazetelerdeki alkollü içki reklamlarının kaldırılması için de çalışma yaptıklarını açıkladı.
Türkiye Yeşilay Cemiyeti tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen "Global Alkol Politikaları Sempozyumu" başladı. Yarın da devam edecek olan sempozyumun açılışına Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Margaret Chan, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı İhsan Karaman ile çok sayıda kişi katıldı.
Sempozyumda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM ilk kurulduğunda çıkarılan ilk 5 kanundan birinin Men-i Müskirat adını taşıyan ve alkollü ve sarhoşluk verici içkileri yasaklayan kanun olduğunu vurguladı. Bu kanunun uzun süre yürürlükte kalamadığını belirten Erdoğan, “Tek parti iktidarının tepeden inmeci, dayatmacı, çağdaşlaşma zihniyeti yüzünden söz konusu kanun tümüyle yürürlükten kaldırıldı. ‘Çağdaşlaşacağız, modernleşeceğiz, uygarlaşacağız’ diyerek adeta taklitçi bir anlayışla alkol tüketimi özendirilmeye ve teşvik edilmeye başlandı. ‘Bedeli ne olursa olsun, ölenler öldü, kalan sahalar bizimdir’ dediler, öyle yürüdüler. Tek parti iktidarı döneminde alkol teşviki o kadar abartılı bir propagandaya dönüştürülmüştür ki lokantalara afişler asılmıştır, alkolün ne kadar faydalı olduğu anlatılmıştır. O dönemde alkollü içkilere halis gıda süsü verilmek istenmiştir. Dahası alkollü bir içki olan bira Cumhuriyet’in ilk yıllarında yayınlanmış olan bazı kitaplarda maalesef milli bir halk içkisi olarak takdim edilmiştir. Halbuki bizim milli içkimiz ayrandır. O kadar ki bazı aileler sağlığa faydalı diye lanse edilen birayı besleyici olduğu gerekçesiyle ilkokul çağındaki çocuklarına, evlatlarına içirmeye başlamışlardır” diye konuştu.
Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği’nde çocuklara adeta süt gibi, meyve suyu gibi alkollü içkiler içirilmeye başlandığını gösteren fotoğrafların ellerinde olduğunu anlatan Erdoğan, “Neyse ki toplumsal yapı, toplumsal doku, devlet eliyle teşvik edilen alkol tüketimine karşı direnç göstermiş, alkolün çok daha yaygın kullanımının önüne bu sayede geçişmiştir. Bizler çocuklarımızı, gençlerimizi, insanlarımızı alkolden, alkolün zararlı etkilerinden, toplum sağlığı için artık çok ciddi bir tehdit haline gelen alkol bağımlılığından korumak ve kurtarmak için bu yönde tedbirler almak zorundayız. Zira ben babayım, insanım, başbakanım sorumluluğumun gereği budur. Onun için de bu adımları atıyoruz” şeklinde konuştu.
“ALKOL BAĞIMLILIĞININ YAŞAM TARZI OLARAK SAVUNULACAK YANI YOK”
Başbakan Erdoğan, alkol bağımlılığının yaşam tarzı olarak savunulacak hiçbir yanı olmadığını ifade ederek, “Alkol kullanımı bütün dünyada toplum sağlığını, insan sağlığını tehdit eden öncelikli meselelerden biridir. Yapılan tespitlere göre dünya nüfusunun yarısı alkollü içki tüketiyor. Buna karşın alkol Avrupa Eylem Planı’nda tespit edildiği üzere dünyada sağlığın bozulmasına ve erken ölüme neden olan üç faktörden birisidir. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 300 bini 15-29 arasında insan olmak üzere 2.5 milyon kişinin alkole bağlı nedenlerden yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor. Küresel olarak bütün kadın ölümlerinin yüzde 1,1’i alkole bağlıyken, erkeklerde de bu oran yüzde 6,2’ye kadar yükseliyor. Alkol kullanımı bulaşıcı ve bulaşıcı olmayan hastalıklar üzerinde de ciddi bir etkiye sahip. Alkol kullanımının özellikle tüberküloz ve AIDS gibi bulaşıcı hastalıkların yol açtığı sağlık yüküne önemli katkı sağladığına ilişkin pek çok kanıt mevcuttur. Akciğer hastalıkları, kanser, ruhsal bozukluklar gibi 60 farklı hastalığının nedeni de büyük oranda alkollü içki tüketimine dayanıyor” dedi.
Şiddet, suç, intihar, aile içi sorunlar, soysal problemler ve özellikle trafik suçlarının alkolden kaynaklandığının altını çizen Erdoğan, şunları söyledi;
“Bir vatandaş direksiyonunda alkolsüz gidiyor ama karşı taraftan alkollü birisi geliyor ve o alkollü alkolsüz olan vatandaşa çarparak ölümüne neden oluyor. O alkolsüz araç kullanan vatandaşın suçu, günahı nedir? Aradan birkaç ay geçiyor, alkollü olan cezaevinden çıkıveriyor. Ama ölen öldü, öbürü ise elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Şimdi bunun üzerinde de çalışıyoruz. Böyle olamaz. Elinde silahıyla vurduğu zaman katil, cezası çok yüksek ama alkollü olarak vurup öldürdüğü zaman alkollüydü, bundan dolayı ceza hafifletici böyle bir mantık olamaz. Bunun üzerinde de çalışıyoruz. Bazı medya grupları bundan dolayı da bana saldıracak. Milletimin sağlığı için varsın bana saldırsınlar.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.