Müteahhitler, SON MODEL ARAÇLI DİLENCİLER mi?..

Müteahhitler, SON MODEL ARAÇLI DİLENCİLER mi?..
Bu gün medyaya düşen bir haber dikkatimi çekti

Aslında bizim yıllardır söylediklerimizi ilk kez Samsun'un birinci siyasetçi adamı Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz dile getirmiş. Yıllardır yazdık çizdik kimse tınlamadı veya tınlamıyor görüntüsü çizdi.

Ama görüyoruz ki bu günlerde artık bu tipler tepedekilerin de acayip şekilde can sıkar olmuş ki;

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz sonunda patlamış. Haksız da değil hani...

Az para diyeceğim ama mübareklerin aldıkları ihaleleri duyunca veya yaptıkları inşaatları görünce,

Kirli ilişkiler, rant akla ne gelirse ardında olduğu aleni görünüyor, hatta bas bas bağırıyor bu işte bi iş var diye...

İşte bu noktada Başkan Yılmaz Müteahhitlere seslenerek, " Beş kuruş para kazanan adam altına lüks araba çekip onla gezmeye başlıyor" demiş.

Hay ağzına sağlık büyük başkan...

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, müteahhitleri uyarırken mükemmel sözlerle devam etti. Dedi ki; "Bir tane ile de yetinmiyor ikinciyi alıyor. Lüks araba iyi iş sahibi göstergesi değildir. İyi iş sahibi göstergesi işini iyi yapan adamın iyi yaptığı iştir."

Başkan Yılmaz, "Çok üreteceğiz, çok iş yapacağız ancak çok fazla iş yaparken o yaptığımız işin standardını kalitesini ve işi yaparken ki insan faktörüne yönelik olarak aldığımız tedbir ve standartları, malzemesini de dünyanın gelişmiş ülkelerindeki standartlar seviyesine getirmek zorundayız."

Biz bu noktada hiç unutmam yazımızda dile getirmiştik.

Bu memlekette Milletvekilleri siyah camlı lüxs araçlarla geliyorsa,

İl ve İlçenin zenginlerini vekil siyah camlı aracına alıp cirit atıyorlarsa,

Aracın içinde kim var kim yok belli değilse,

Milletvekili olacaklar veya olanlar İş adamlarının, müteahhitlerin o ciks tabir edilen son model marka aracına biniyorsa,

Bedeli ne sizce?

Lüks araca lüks bir inşaat veya ihale mi?

Başkan Yılmaz bunlara da dem vursaydı ne muhteşem olurdu değil mi?

Ama lafın kısası

Sözün özü kısalığındadır" demiş Hz. Ali.

Ama bu kısa lafla, sözle bitecek gibi değil.

İddia o ki; geçmişte iki üç müteaahhid veya iş adamı(!?) nın aracına binen bazı vekillerin onların borçlarını ve hatta alacağı ihaleyi bile ayarladığı konuşulmuştu. Kimse umursamadı.

Ve gün geldi çattı.

Samsun ve ilçelerinde ki müteahhitlerin yaptıkları inşaatın kalitesinden çok, İş adamlarının yaptıkları iş alanında ki icraatları ve yeniliklerinden çok, hangi araca sahip oldukları, hangi mekanları kapattıkları konuşulur oldu.

İşçilerin parası verilmiş, söz verdikleri işleri tam yapmış yapmamış fark etmez. Nasıl olsa hepsinin arkasında mutlaka bir kaç Belediye Başkanı, vekili falan filan var.

- Ki içinde öyle Belediye Başkanları varmış ki; Sözüm ona müteahhitlerin belediyenin ekipmanı ile işi yapmasına rağmen işi bilmem "X" Müteahhit yaptı diyerek 'İş bitirme belgelerini' bile verdiği ve müteahhitliğe bu yolla da sokuldukları iddia ediliyor.

Sözün özü:

Helal kazanan bir kimsenin son model araçlara binebilmesi için bir yılda kaç milyar kazanması ya da kaç iş bitirmesi gerekli hiç düşündünüz mü?

Bir bina dikenin altında son model, marka araç alıp sokaklarda caka satmasının kime zararı var.

Hepsi olup bittikten sonra yeni model dilencilerimizin, son icraatı elbette ki işini, görevini dürüst yapan Belediye Başkanlarının, vekillerin kapısını aşındırmakla son buluyor.

İşte bunlara "YENİ MODEL DİLENCİLER" deniliyor.

Bunların hepsinin üzerinde takım elbise altında son model araç var ya. Hoca'nın "YE KÜRKÜM YE " misali gibi.

Kürke göre ihale, inşaat, müteahhitlik.

Hele hele bu işlere bir de bürokratların katıldığı da düşünülürse...

Devletin yaptığı veya yaptırdığı ihalelerin bazı kişilere endeksli verildiği,

Bazı kişi ve çevrelerin bu rantın göbeğine zoraki oturtulduğu konuşulmaya başlanmışsa...

Hepsinde sormadan edemiyor insan: Devlet uyuyor mu?

 Bu işler siyaset, bürokratı, iş dünyasını sarmışsa..

Söylenecek söz kalmamış demektir.

İşte bu nedenle Başkan Yılmaz doğru yerden dem vurmuş da, bakalım bu doğruya kimler destek verecek.

"İş bilenin, kılıç kuşananın " diye bir atasözü vardır.

Bunların hepsi işi de biliyor, kılıcı da kuşanırken sahiplerine göre kuşanıyor. Ama o kılıç bir gün kimi keser belli değil. Yanlış mıyım?

Mutlu ve (sağ) - lıcakla kalın...

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir