‘OKUMUYORUZ’

‘OKUMUYORUZ’
Yaklaşık 53 milyon yetişkinin yaşadığı Türkiye’de günlük 5 milyon gazetenin satıldığını belirten BİK Samsun İl Müdürü Bayraktar, “1981-2003 yılları arasında yüzde 100 artış gösteren gazete satışları son 10 yılda maalesef yüzde 10 civarında artış göstermiş

Nüfus artış oranlarını hiç hesaba katmadan 1981 yılında 15 gazete ile 2 milyon 210 bin günlük satış yapılan Türkiye'de, 2003 yılında 37 gazete ile günlük ortalama 4 milyon 450 adet satış yapıldığını belirten Basın İlan Kurumu Samsun İl Müdürü Mustafa Bayraktar, “2014 yılında 49 gazete ile günlük ortalama 5 milyon satış rakamına ulaşıldı. Gazete okuma oranı açısında yapılan araştırmaya göre Avrupa ülkelerinde sıralama şöyle: Almanya’da yüzde 62, İsviçre yüzde 61, İngiltere yüzde 44, Fransa yüzde 41, İtalya yüzde 38, Türkiye ise yüzde 8..! 5 milyon satıyor ama 15 milyon kişi okuyor anlayışı olsa da hala çok geride olduğumuz unutulmamalı” ifadelerini kullandı.

Kitabın ülkede ihtiyaç maddeleri sıralamasında ancak 235. sırada olabildiğine dikkat çeken Bayraktar, şöyle devam etti: “İngiltere ve Fransa’da halkın yüzde 21’i, Japonya’da yüzde 14’ü, ABD’de yüzde 12’si düzenli kitap okurken, ülkemizde sadece on binde bir kişi kitap okuyor. Günde ortalama beş saat televizyon seyredilip, yılda sadece altı saat kitap okumaya ayrılıyor. Japon yılda ortalama 25, İsviçreli 10, Fransız 7 kitap okurken, Türkiye’de bir kişi on yılda bir kitap okuyor. Gazete ve dergilerin durumunun kitaptan çok farklı olduğunu söyleyemeyiz ama evimizdeki en büyük zaman hırsızı televizyonunun izlenme oranı yüzde 95. Okumayı külfet olarak görür olduk. Aslına bakarsanız televizyon geleneksel aile yapısını tehdit eden en önemli faktör! Evlerdeki sohbet ve muhabbet ortamını ortadan kaldıran televizyon çocuklara çizgi film, erkeklere maç ve haber, kadınlar içinse dizi ve kadın programları için paylaşılıyor. Yani aile bireylerinin bir arada olması mümkün değil. Sonra paylaşılamayan televizyon, paylaşılmayan hayata dönüşüp aile bütünlüğü tehdit altına alıp boşanmaların artmasına neden oluyor.”

 

Araştırmalar derinleştikçe durumun ne kadar vahim olduğunun bir kez daha görüldüğünü ifade eden Bayraktar sözlerini şöyle tamamladı: “Kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkesinin gerisindeyiz. BM İnsani Gelişim Raporu’nda Türkiye okuma alışkanlığında arka sıralarda yer alıyor. Rapor öğrencinin ders kitaplarından başka kitap okumadığı hatta ders kitabı bile okumadığını yazıyor. Televizyon seyretmek moda, dedikodu ve kadın programları revaçta, ciddi televizyon programları izlenmiyor. Bir de ünlülerin hayatı ve sevgililerin listesiyle hava atıp meşrubat, cips, telefon veya tabletle zamanı bozuk para gibi harcayan teknolojik gençlik. Gazeteleri, kitapları, dergileri yalan makinesi diye ifade edip güven duymayan insanımız var. Okuma hava, su gibi yaşam kaynaklarımızdan biri olmadıkça demokrasi adına atacağımız adım olamaz. Sorgulayan, araştıran, çözüm üreten toplum olmaktan daha ziyade kaba kuvvetin, kadına şiddetin tavan yaptığı bir toplum haline geliriz. ‘Okuyan hayat’ veya ‘Okuma dersi’ olmalı ki bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan ve her şeyi bilen cahil nesilden gerçekçi analizleriyle çözüm üreten nesillere sahip olalım. İlkokuldan başlamak üzere çokça zaman geçirilen kahvehane, hastane, postane, banka, yolculuk esnasında, iş yerlerinde, okullarda gazete okuma zorunluluğu getirilmeli. Gelecek nesilleri sağlam temeller üzerine oturtmamız, ailede kaybolan huzur ve muhabbet ortamını geri getirmemiz için zaman hırsızı televizyonu karartıp okuma seferberliği başlatmak zorundayız. Yoksa hayatımızı önemli zaman dilimlerini seyrederek karartmaya devam ederiz.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir