Feza Koleji Mezunları ve İş Adamları Derneği’nin (FezaDer) dün akşam düzenlediği geceye katılan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Hüseyin Akan ve Canik Başarı Üniversitesi Rektörü Yunus Bekdemir iş adamları ve öğrencilerle bir araya geldi. Gecede üniversiteler ile iş adamlarının iş birliği konusunda önemli mesajlar veren rektörler AR-GE çalışmalarına da değindiler.
ÜNİVERSİTE SANAYİYE BİR TIK YAKIN
Üniversitelerin geleceğe yön verecek teknolojik buluşların ana kaynağı olmak zorunda olduğunu söyleyen Canik Başar Üniversitesi Rektörü Yunus Bekdemir “Aslında üniversite sanayiye bir tık kadar bir telefon kadar yakın. Bilim insanları ile sanayicilerin zaman aralıkları biraz farklı oluyor. Bilimsel süreçler biraz zor oluyor ve deneylerin kontrolleri ile birlikte uzun bir süre ortaya çıkıyor. Ancak sanayicilere bu süre zarfları uzun geliyor. Bir diğer açıdan para konusunda da sıkıntılar ortaya çıkıyor. Bina yapmaya çok kolay para bulabiliyoruz ancak bir insanın bilgisinden yararlanırken o paraları vermeye çekiniyoruz. Projelendirilecek şeylerin hepsinin hemen hemen bir karşılığı vardır. Bütün şirketlerimizin stratejik bir planlarının olması lazım. Ürün geliştirme, piyasaya farklı bir şey sunma, elindeki ürünleri geliştirerek daha faydalı bir model üretme, ürünleri daha ötesine götürme noktasında bir projesi olması lazım şirketlerimizin. “ diye konuştu.
AR-GE ÇALIŞMALARINA YÖNELMELİYİZ
Konuşmasına Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde öğrenim gören yabancı öğrencilerla başlayan Rektör Hüseyin Akan, “Yabancı öğrenci konusuna çok önem veriyorum. OMÜ’ ye 65 farklı ülkeden çok sayıda öğrenci geliyor. Ama bunların önemli bir kısmı Orta Asya ülkeleri, Balkan Ülkeleri ve Afrika Ülkeleri. Yani gelişmeleri bizim ülkemizden biraz geride olan ülkeler. Biz bu öğrencilerimizi yetiştirip ülkelerine gönderdiğimizde ileride büyük bir makama geldiklerinde ülkemizle ilişkileri iyi olacaktır.” dedi.
AR-GE çalışmalarının önemine değinen Rektör Hüseyin Akan “Bizim araştırma geliştirme yapıp ürettiğimiz ürünü pazar araştırıp buralarda pazarlayıp ürünü cazip hale getirip rekabet etmemiz gerekiyor. Burada ilk olarak bir ihtiyacı gidermek üzere çalışmalar yapılabilir. Bugün bir üniversite öğrencisi ya da üniversite mezunu bir kişi parlak bir fikri varsa bu fikri güzel bir proje taslağı ile getirip TÜBİTAK’a sunarsa 100 bin TL’ye kadar hibe desteği alabiliyor. Yeter ki siz bir şey yapın ben sizi destekleyeceğim diyor devlet. Bir insan kamu kurumunda da girişimci olabilir. Yanlış ya da hantal giden bir işi daha verimli hale getirebilir. Girişimcilik ya da AR-GE çalışmaları illa gidip de laboratuarlarda deneyler yapmak değildir. Bizim diğer ülkelerle rekabet edebilmemiz için AR-GE ve yeniliklere ihtiyacımız var. “ diye ifade etti.
ÖĞRETİM ÜYELERİ İLE SANAYİCİLER BİRBİRLERİNİ TANIMIYORLAR
Üniversite Sanayi işbirliği kapsamında Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde çok önemli toplantılar yapıldığını söyleyen OMÜ Rektörü Akan " TÜBİTAK’tan uzmanlar getirildi, bizim arkadaşlarımız konuştu, sanayi bakanlığından elemanlar getirildi, ne gibi teşvikler var anlatıldı, şehirde reklamlar yapıldı, değişik oturumlar gerçekleştirildi ancak hala bir şey yok. İş adamı ya da sanayicimiz halen AR-GE ye pek ihtiyaç duymuyor. Çünkü adam ben aldım bu malı üretip satıyorum diyor. Ama bir gün gelecek o ürüne olan ihtiyaç azalacak ya da daha kapsamlısını başka bir firma üretecek. Biz zora gelince yapıyoruz. Sanayicilerimiz pek zoru görmediği, hali hazırda satılan malı olduğu için AR-GE’ye yanaşmıyor. Bir önemli mevzu da öğretim üyeleri gerçekten sanayicilerin neye ihtiyacı olduğunu bilmiyor, iş adamları da öğretim üyelerinden ne alacağını bilmiyor. Bin tane öğretim üyesi var kimden ne alacağını bilmiyor. Dolayısıyla birbirimizi tanımıyoruz.” dedi.
UMARIM İKİNCİ ÖĞRETİM KALDIRILIR
Öğretim üyelerinin de AR-GE çalışmalarına sıcak bakmadığını belirten Hüseyin Akan “Öğretim üyeleri ‘ikinci öğretimden ben ayda yaklaşık şu kadar para alıyorum zaten, bir de gidip laboratuarda uğraşacağım bir şeyler geliştireceğim sonra gelip bir iş adamı para vermeden bunu benden almaya çalışacak uğraşamam o işle’ diyor. Hocam araştırma yapamıyoruz, haftada 30 saat ders anlatıyoruz, ne zaman araştıracağız diyorlar. Ders saatlerini yarıya indirelim bu vakitlerde AR-GE çalışması yap dediğimizde ise o saatlerde ders ücreti alıyorum diyerek yanaşmıyor. Yani biraz dürüst olmamız lazım. İnşallah şu ikinci öğretimler kalkarda üniversitelerde hocalar araştırma yapmaya mecbur kalır. Benim tek temennim budur. “ şeklinde konuştu.
Girişimciliğin fedakarlık gerektirdiğini de vurgulayan Rektör Hüseyin Akan “Bir girişimci olmak bir iş kurmak bir iş çevirmek ciddi bir fedakârlık gerektirmektedir. Gıpta ettiğimiz koskoca milyarlık şirketler bir gecede batabiliyor. İş adamları memur gibi rahat değillerdir. Gece uyku tutmaz. Bir iş kurmuş, riski göze almış, parasını yatırmış ve 3, 5 kişiyi istihdam etmiş bir iş adamı bu ülke için en iyi memurdan daha yararlı işler yapmaktadır. Memur sonuçta işini yapsa da alıyor maaşını yapmasa da alıyor. Bazen hatta çalıştırmak için zorlanıyoruz memurlarımızı. Bir de şöyle bir şey vardır, çalışmayan memura kimse dokunmaz, çalışana da herkes iş verir. “ diye konuştu.
Gecenin sonunda FezaDer Başkanı Murat Emir katılımlarından ötürü her iki rektöre de teşekkür plaketi takdim ederken Canik Başarı Üniversitesi Rektörü Yunus Bekdemir ise böyle faydalı toplantıların her sene düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.