Karar düzeltme başvurusu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kabul edilen Öztürk’ün Beykoz’da bulunan çiftliğindeki prefabrike ahırlar Kaymakamlık tarafından hiç bir hukuki gerekçesi olmaksızın kepçeler ile yıkıldı. Metro Holding’in Kurucu Onursal Başkanı Öztürk, Kaymakamlığın bu hukuksuz tutumunun paralel örgütün bir organizasyonu olduğunu belirterek, açılacak idari dava ile hakkını savunacağını söyledi.
İSTANBUL- Fethullah Gülen tarafından kurulduğu iddia olunan paralel örgüt rahat durmuyor. Hakkında daha önce örgütün kurduğu kumpaslar sonucu müebbet hapis cezası verilen İşadamı Galip Öztürk’ün örgüte karşı verdiği mücadele karşılıksız kalmıyor.
İşadamı Öztürk’ün Beykoz’da bulunan çiftliğindeki prefabrike ahırlar kaçak olduğu gerekçe gösterilerek Kaymakamlık tarafından yıkıldı. Öztürk’ün avukatı Yeşim Varoğlu’nun verdiği bilgiye göre İşadamı Öztürk‘ün Beykoz Göllü‘de bulunan çiftliğindeki prefabrike ahırlar kaçak olduğu gerekçesiyle Beykoz Kaymakamlığı tarafından yıkıldı. Avukat Varoğlu müvekkiline ait Beykoz Göllü’de bulunan ve uzun yıllardır tapulu alanlarına sınır ve zilyetlik hakları meşru olarak kendilerine ait olan çiftlikte hayvanların barınması için yıllar önce kurulan prefabrike ahırların Kaymakamlığın tamamen yasaya ve usule aykırı kararı ile yıkıldığını belirtti. Varoğlu “Mevcut yerler daha önce Kaymakamlık tarafından bölgedeki ‘Kadastro Çalışmaları‘ iptal olmasına ve yerler hazine adına dahi tescil olmamasına rağmen Milli Emlak‘a teslim edildi. Bu karara karşı da hukuka aykırı olması sebebiyle İdare Mahkemesi‘nde dava açtık. Davamız devam ediyor. Diğer taraftan, Kaymakamlık 6 Mart 2015 tarihinde şikâyet üzerine yeniden gelerek herhangi bir işgal olmadığını tespit etti ve tutanak altına aldı. Zaten dava konusu olan nizalı yerle ilgili Kaymakamlık makamının işlem yapması yasaya aykırı. Kaldı ki; Kaymakamlığın uyguladığı infaz kararının hukuka aykırı olması dışında kendi kararına dahi aykırı… Çünkü bahsi geçen Kaymakamlık kararında sadece ‘çit çekip –demir kapı yapmak‘la ilgili işlem yapılacağına dair şifahi ve yazılı tebliğ var. Buna rağmen kararda yer almayan şekilde ahırları da yıkması açıkça yasaya aykırıdır. Zaten Kaymakamlığın tahkikat dosyası incelendiğinde şikâyetçilerin sadece ‘Demir kapının kaldırılması‘ yönünde şikâyette bulundukları açıkça anlaşılıyor. Bu nedenle yıkım işleminin neye dayanarak yapıldığı büyük bir soru işaretidir. Bu yıkım işlemi ile ilgili hasar tespiti ve zararlarımızın tazmini için yargı yoluna başvurduk. Esasen ‘Zilyetliğin korunması hakkında kanun‘ olan 3091 Sayılı Kanuna dayanarak ‘Zilyetliğin yerle bir edildiğine meslek yaşamım boyunca bu olayda tanık oldum“ dedi.
İşadamı Öztürk ise keyfiyete dayalı bu tür uygulamaların kendisinin Paralel Örgüte karşı verdiği mücadeleyi etkilemeyeceğini belirterek, bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da hakkını hukuki zeminde aramaya devam edeceğini belirtti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.