Yaşar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu kapsamında gerçekleştirilen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın toplantısının da Samsun'un çevre sorunlarını anlatarak, çözüm bulunmasını istedi.
"Bir yıldır gerek yöre halkının gerek bizim tüm serzenişlerimize, tepkilerimize ve yasal mücadelelere rağmen Samsun’un Çarşamba İlçesinde sürdürülen Biyokütle Enerji Santrali neredeyse üretime geçti" diyen Yaşar, "Bu süreçte Samsun’da ortaya çıkacak çevre sorunlarının araştırılması için Meclise verdiğimiz araştırma önergesi de kabul edilmedi" diyerek sitem etti.
Tarım alanlarının önemine ve son bilirkişi raporundan çıkacak sonuca değinen Yaşar, komisyon toplantısında şu ifadeleri kullandı:
18 YILDA BİTİRDİKLERİNİZİN BAŞINDA TARIM GELİYOR
“Yıllardır “Tarım alanlarında bırakın sanayi yapmayı konut bile yapılmamalı” dedik. Tarımın savunma sanayi kadar önemli olduğunu söyledik. Tarımda üretimi artırmanın yolunun bu ve benzeri yapıları tarım arazilerine yapmamaktan geçeceğini belirttik. Ama dinleyen olmadı. Geldiğimiz noktada ise 18 yıllık iktidarınızda ülkede tarım bitme noktasına, gıda da ise dışa bağımlı hale geldi.”
BİLİRKİŞİ RAPARONU DÖRT GÖZLE BEKLİYORUZ!
"Çarşamba Biyokütle Enerji Santrali'nde davalar davaları kovalıyor ama bir türlü sonuç çıkmıyor. Bu arada da santral bitiyor, dumanlar tütüyor. Yılan hikâyesine dönen santralle ilgili ne zaman gerçekler ortaya çıkacak bilmiyoruz" diyen Yaşar, "Türkiye’nin en büyük 10 ovasından biri olan ve toprağından çıkan ürünle ülkenin sebze ve meyve talebinin yaklaşık yüzde 20’sini tek başına karşılayan Çarşamba Ovası'nın tarım arazisi olup olmadığına yönelik hazırlanacak son bilirkişi raporunu da dört gözle bekliyoruz" diyerek vatandaşın daha fazla oyalanmaması gerektiğinin altını çizdi.
DAĞLARIMIZ DELİK DEŞİK EDİLİYOR
Samsun’un Kavak ve Havza ilçelerinde siyanürle altın madeni arama çalışmaları da değinen Yaşar, şöyle konuştu:
“Şahin Dağları'nda başlatılan siyanürle altın madeni arama çalışmaları doğayı katleden, dağları delik deşik eden, bütün tepkilere rağmen sürdürülen diğer bir sorunumuzdur.
Bu topraklar bizim. Şahin Dağları'nı delik deşik ederek ve toprağı öldürerek yapılan bu çalışmalar bir an önce sonlandırılmalıdır. Altın madeni işletmeye açılınca yeraltı suları ve topraklar siyanür nedeniyle zehirlenecek ve sular içilmez, topraklar ise kullanılamaz hale gelecek.
"Yok, biz buraları eski haline getiriyoruz, ağaç dikiyoruz" gibi hikâyelere maalesef yıllardır, uydurma, montaj fotoğraflarla sömürü düzeni devam ettirilmiş ve bu topraklar ziyan edilmiştir. Toprağın altını keşfetmek için üstünü yok ediyorsunuz. Bu talana artık bi dur deyin”
'SEL', SAMSUN'UN KADERİ OLMAKTAN ÇIKARIN ARTIK
“Samsunumuzun diğer bir önemli çevre sorunu da ‘sel’dir” diyen Yaşar, Samsun’un selle aldığı yaranın ne kadar ağır olduğunun üzerinde durarak, daha fazla ertelemeden ‘sel sorunu’nun çözüme kavuşturulmasını istedi.
Samsun’un sel faturasınınçok ağır olduğunu kaydeden Yaşar, “İnsanlar her sağanak yağışta yürekleri ağzında bekliyor, uyuyamıyorlar. Esnaf tedirgin, üretici tedirgin, vatandaş tedirgin...
Samsun, 2012 yılında yaşanan selde 14 can kaybı yaşamış, yine geçtiğimiz yıl Terme ilçemizde yaşanan selde de 2 can kaybı olmuştur.
Köprüleri yıkan, şehir merkezindeki tarım arazilerini sular altında bırakan ve can kaybına yol açan selin ardından maalesef ki hiçbir çalışma olmadığını görüyoruz. Bu konuda ne zaman somut adımlar atılacak?
DAHA KAÇ CAN GİTMELİ!
Selin hemen ardından ‘gereken her şeyi yapacağız’ diyerek vatandaşın gazını alan yetkililerin bir süre sonra hiçbir şey yapmadıklarını bir sonraki selde net görüyoruz. Peki, gerekenin yapılması için daha kaç can vermemiz lazım?” diye sordu.
Yaşar, konuşmasının sonunda tüm bu sorunların ne zaman gerçek bir çözüme kavuşacağı noktasında gerekli cevap ve çalışmaların takipçi olacaklarınıda sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.