Samsun Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yapan Saadet Partisi Samsun İl Başkanı Salih Şen, daha sonra parti avukatlarıyla birlikte suç duyurusu dilekçelerini savcılığa verdi.
DAVALARININ AÇILMAMIŞ OLMASI DÜŞÜNDÜRÜCÜ
Saadet Partisi olarak bütün ülke genelinde İsrail’in insanlık dışı saldırılarına yönelik olarak adliyelerde gerçekleştirdikleri suç duyurularına ilişkin herhangi bir davanın açılmamış olduğuna dikkat çeken Salih Şen, ‘‘Uluslararası Adalet Divanı’nın soykırım suçlarında kişilerin yanı sıra devletleri de yargılayabileceği gerçeğinden hareketle başvuruda bulunan Güney Afrika Cumhuriyeti devletinin başvurusu ilgili mahkemece de kabul edilmiş ve İsrail, Uluslararası Adalet Divanı nezdinde yargılanmaya başlanmıştır. Burada dikkat çeken ve halkımız nezdinde de endişelere yol açan husus ise böyle bir girişimin Türkiye Cumhuriyeti devletinden beklenmesine rağmen gerçekleşmemiş olması ve hatta ilerleyen süreçte devam etmekte olan davaya müdahil olunacağına dair hükümet yetkililerince kamuoyu önünde verilen sözlere rağmen harekete geçilmemesidir. Türkiye ile İsrail arasında önce varlığı inkâr edilen, sonra kısıtlama kararı ile varlığı itiraf edilen ticari ilişkilerin boyutları bu endişeleri destekler mahiyettedir. Saadet Partili üyelerimizin bütün ülke genelinde İsrail’in insanlık dışı saldırılarına yönelik olarak adliyelerde gerçekleştirdikleri suç duyurularına ilişkin herhangi bir davanın açılmamış olması da bu noktada düşündürücüdür. Saadet Partililer olarak daha önce bulunduğumuz suç duyuruları ile ilgili olarak makul sürelerde işlem gerçekleştirmeyen kamu görevlileri hakkında bugün görevi ihmalden suç duyurusunda bulunacağımızı da burada deklare ediyoruz.’’ dedi.İSRAİL HUKUK TANIMIYOR
İsrail’in, hiçbir uluslararası kuruluşu dikkate almadığını, hiçbir evrensel hukuk normunu kale almadığını, hiçbir temel hak ve hürriyeti önemsemediğini net bir şekilde ortaya koyduğunu belirten Salih Şen, ‘‘Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Harp Zamanında Sivillerin Korunmasına İlişkin Cenevre Sözleşmesi, BM İşkenceye Karşı Sözleşme ve benzeri belgelerin koruma altına aldığı hakların ve özgürlüklerin İsrail açısından bir bağlayıcılığının olmadığını dünyaca izliyor olmak oldukça hazindir. BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan 30 maddenin 15 maddesi ve aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan 19 adet temel hak ve hürriyet İsrail tarafından doğrudan ve açıkça ihlal edilmektedir. Buna rağmen siyonizmin karargâhı durumundaki İsrail’e karşı şimdiye kadar uygulanmış hiçbir uluslararası yaptırımın olmaması ise daha da vahimdir.’’ ifadelerini kullandı.SOYKIRIM SUÇU İŞLENİYOR
Uluslararası hukuk bakımından ele alındığında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının net bir biçimde “soykırım” suçu olduğunun altını çizen Şen, ‘‘1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ile uluslararası belgelerde ve Roma Statüsü’nün 6. maddesinde açıkça tanımlanan soykırım suçu İsrail’in eylemleriyle bire bir örtüşmektedir. Aynı zamanda İsrail, 1980 tarihli Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi ile belirtilen, kullanılması yasak olan kimyasal silahlarla Gazze’ye saldırmıştır. Savaşın etkilerinden azade tutulması gereken sivil halkın, savaşın hedefi konumuna getirilmiş olması açık bir soykırım suçunun varlığına delil teşkil etmektedir.’’ şeklinde konuştu.
Kaynak:HABER EXPRES ( HABER MERKEZİ)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.