Dr. Yusuf Köksal, İl Koordinasyon Kurulu toplantısında kurum çalışmaları hakkında bilgi verdi. Köksal, “Türkiye’ye gelen hastaların ilk sırasında Almanya, Libya ve Rusya ülkeleri bulunmaktadır” dedi.
Türkiye’deki sağlık turizmi konusunda bilgi veren Köksal, “Sağlık turizminde öne çıkan belli başlı ülkeler var. Bunların birinci sırasında Hindistan yer alıyor. Bunları, Tayland, Singapur, ABD, Malezya, Almanya, Meksika, Türkiye, Brezilya ve Kosta Rica olarak devam ediyor. Zirvedeki ilk üç ülkenin sahip olduğu ortak özellikler ise, sağlık bakım ve wellness hizmetlerinin kalite standartlarının yüksek olması, destinasyona ulaşım kolaylığı ve teknoloji, altyapı ve uzmanlık göstergelerinin iyi olmasıdır. Sağlık turistinin tercihinde önemli rol oynayan unsurlar ise, ödenebilirlik, erişilebilirlik, uygunluk, bakım kalitesi, turizm unsuru, mahremiyet ve artı yararlar ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle iyi bir medikal turizm destinasyonu tek bir unsurdan dolayı iyi olarak değerlendirilmemekte, birden fazla unsurun birleşimi sonucunda tercih edilmektedir. Sağlık turizmi ile beraber bazı risk ve sorunlar da beraberinde gelmektedir. Sorumlu ve sorgulanabilir bilgiye erişimde bazı sıkıntılar yaşanmaktadır. Tecrübesiz veya yeterli tecrübeye sahip olmayan ya da sektörün ne olup ne olmadığını iyi anlamayan kişilerin ve yeni oyuncuların medikal turizm alanına girmek istemeleri sağlık turizmindeki risklerden bir tanesidir. Ameliyat öncesi ve sonrası bakım düzenlemelerinin yapılmayışı, sağlık turisti çeken ülkedeki yasa ve mevzuatın karmaşık veya bu yeni olguya uygun olmaması, devlet organları tarafından yeterince destek verilmemesi sağlık turizminde risk ve sorunlar arasındadır. Hastaların yurtdışında tedavi hususunda tüm artı ve eksiler konusunda doğru bir şekilde bilgilendirilmesi gerekiyor. Kültürler arası yanlış anlaşmalar, dil sorunu, hastane ve sağlık sunucularının uluslararası kabul edilebilir standartlarda ya da akreditasyonlarda olmaması ve yurtdışına seyahat etme konusunda hastaların isteksizlik göstermeleri de sıkıntılar arasındadır” diye konuştu.
TÜRKİYE’DE SAĞLIK TURİZMİ
Türkiye’deki sağlık fiyatlarının diğer ülkelere oranla daha uygun olduğunu belirten Köksal, “Türkiye’deki hasta sayılarına baktığımız zaman 2008 yılında 74 bin 93 olan hasta sayısı, 2014 yılında 414 bin 658’e kadar çıkmaktadır. Bunlar Sağlık Bakanlığı’nın sağlık turizmi ile ilgili web sistemine oluşturduğu rakamlardır. Özellikle estetik amaçlı gelinen ülkemize gelinen ve bu sisteme girilmeyen hasta sayısı çok fazladır. Bunlarda ilave edildiği zaman bu rakamların 500 binin üzerine çıkacağı tahmin edilmektedir. Sağlık turizminde ülkemize gelen hasta başına elde edilen gelir kamu ve özel sektörde biraz daha farklılıklar arz etmektedir. Özellikle medikal turizm için hasta başına gelir kamuda 9 bin dolar civarında iken, özel sektörde ise bu rakam 12 bin dolardır. Turistin sağlığı için kamuda 2 bin dolar, özel sektörde ise 4 bin dolar civarındadır. Sağlık Bakanlığı sağlık turizmine özellikle eğilmektedir. 2017 yılında gelen hasta sayımız 700 bin hedeflenmekte, 2023 yılında ise 2 milyon olarak hedeflenmektedir. Gelir olarak da 2017 yılında 8 milyar dolar, 2023 yılında ise 20 milyar dolar civarındadır. Uluslararası akredite sağlık kuruluşları oranı 2017 yılında yüzde 4.5, 2023 yılında yüzde 10 hedeflenmekte, yine sağlık serbest bölge sayısı ise 2017 yılında 4, 2023 yılında ise 10 olarak hedeflenmektedir. Şuanda ülkemizde bu yıl sonu itibariyle 2-2.5 milyar dolar civarında sağlık turizminden gelir elde edildiği tahmin edilmektedir. Ülkelere göre fiyat karşılaştırılması yapıldığında Hindistan’da by-pass ameliyatı 9 bin dolar iken ülkemizde 8 bin 500 ile 21 bin dolar arasında değişmektedir. Fakat bu fiyat Amerika’da 80 bin ile 125 bin dolar arasında değişmekte, Avrupa ülkelerinde ise 40 bin ile 60 bin dolar arasında değişmektedir. Türkiye özellikle bu fiyat avantajını kullanabilecek pozisyondadır. Türkiye’nin bir diğer özelliği de dünyada en fazla plastik cerrah bulunan 9’uncu ülkesidir. Bu da özellikle plastik ve cerrahi alanda hem ülkemizi hem de Samsun’u ön plana çıkarmaktadır. Uluslararası hastaların hizmet aldıkları illere baktığımız zaman Samsun alt sıralarda ama biz bu konuda ümitliyiz. Antalya, İstanbul, Ankara, Kocaeli, İzmir, Muğla ulaşım yönünden ön plana çıkan illerimiz arasındadır. Türkiye’ye gelen hastaların dağılımlarına baktığımız zaman Almanya’dan 43 bin 259, Libya’dan 38 bin 898, Rusya’dan 27 bin 604, Irak’tan 16 bin 926, Hollanda’dan 14 bin 959, Azerbaycan’dan 13 bin 23, İngiltere’den 12 bin 456, Romanya’dan 5 bin 685, Norveç’ten 5 bin 554, Bulgaristan’dan da 5 bin 511 hasta gelmiştir” şeklinde konuştu.
SAMSUN’DA SAĞLIK TURİZMİ
Samsun’unda sağlık turizmi ile ilgili belli başlı güçlü yönlerinin olduğunu ifade eden Köksal, “Özellikle her branşta hizmet verebilecek kapasitemizin olması, Karadeniz’in özellikle sağlıkla ilgili merkez ve güçlendirilmiş il pozisyonda olması, yüksek donanımlı hastanelerimiz, Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın yoğun olması bizim avantajlarımızın arasındadır. Yine sağlık hizmetlerindeki fiyat avantajımız tüm Türkiye’de olduğu gibi Samsun’da da güç yönlerimizin arasındadır. Zayıf yönlerimiz ise kolay ulaşılabilir olmaması, entegre yaklaşım kültürümüzün tam oluşmamış olması, yeterli tanıtım ve pazarlama yapmamış olmamız, fiyat farklarımız, yabancı dil bilen yeterli sağlık personelimizin olmaması, aktif olarak çaba gösteren sağlık kuruluşlarımızın az olması, devlet hastanelerimiz ve bazı özel hastanelerimizin sağlık turizmi konusunda tecrübesiz olması da zayıf yönlerimizin arasındadır. 2015 yılının ilk 10 ayında Samsun’a sağlık turizmi ile ilgili bin 284 hasta gelmiş, turistin sağlığı için de 228 hasta gelmiş.”
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.