Sahursuz oruç tutulur mu?

Sahursuz oruç tutulur mu?
Uzmanlara göre sahur, atlanmaması gereken bir öğün. Çünkü uzun süren açlık ve susuzluk hem sindirim sistemi hastalıklarına davetiye çıkarıyor hem de mide hastalığı olanların ve kabızlık problemi yaşayanların şikayetlerini daha da artırıyor.

Ramazan ayında en sık rastlanan problem mide hastalıkları. “Ramazanı sağlıklı geçirmek istiyorsanız muhakkak sahura kalkın” uyarısında bulunan İstanbul Esenyurt Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Müdürü Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş, “Ramazan toplumumuz için son derece önemli. Çünkü hem beden hem de ruh temizliğinin ön planda olduğu bir ay. Tabii Ramazan ayıyla beraber beslenme alışkanlıklarımız da değişiyor. Genelde üç olan öğün sayısı ikiye düşebiliyor. Hatta en büyük yanlışlardan biri de genelde çalışan insanlarda öğün sayısının teke düşmesi olarak görülüyor. İftardan bir sonraki iftara kadar uzun süren açlık meydana geliyor. Buna bağlı olarak da tabii ki beslenme alışkanlıklarımız değişiyor. Ramazanda beslenmeye çok dikkat etmek gerekir. Çünkü uzun süren açlık ve susuzluk hem sindirim sistemi hastalıklarına davetiye çıkarıyor hem de mide hastalığı olanların ve kabızlık problemi yaşayanların şikayetlerini daha da artırıyor” dedi.

İftarda tüketilmesi gereken besinlere de değinen Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş, “İftarda muhakkak bir çorba ile başlamak, arkasından hafif bir kahvaltı ve sonrasında sebze yemeği yemek gerekir. Ağır ve yağlı gıdalardan, şerbetli tatlılardan kesinlikle kaçınmak gerekir” ifadelerini kullandı.

En sık duyduğu şikayetlerden birinin “Ramazan ayında kilo kaybetmem gerekirken daha çok kilo alıyorum” şeklinde olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Güneş, bunun sebebinin Ramazan ayında bolca tüketilen pide olduğunu belirtti. “Pide tüketimine özellikle dikkat edilmesi gerekiyor” diyen Yrd. Doç. Dr. Güneş, “Bizim Ramazan sofralarımız geleneksel olarak bol ve çeşitli sofralar olduğu için özellikle uzun süreli açlıkta, hızlı yemek yemek ve hızlı tüketilen gıdalar kan şekerinin birden yükselip daha sonra aniden düşmesine sebep oluyor. Bu da gerçekten bir takım metabolik hastalıkların ön plana çıkmasına yol açıyor. Bu nedenlerle özellikle glisemik indeksi yüksek olan pirinçten kaçılmasını onun yerine bulgurun tercih edilmesini, yine glisemik indeksi yüksek olan beyaz ekmekten kaçınılması ve onun yerine kepekli - tahıllı ekmeklerin tercih edilmesini öneriyoruz” diye konuştu.

“SAHUR YAPMAMAK MİDE HASTALIĞI ÇEKMEYENLERİ DE ETKİLİYOR”
Ramazan ayında mide hastalıklarının artmasının en önemli sebebi uzun süren açlık ve kan şekeri düşüklüğüne bağlı olarak da besinlerin hızlı tüketilmesi olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş, “Bu durum, mevcut olan mide hastalıklarını daha da artırdığı gibi, kişide var olmayan gizli mide hastalıklarının ön plana çıkmasına sebep olabiliyor. Özellikle reflü hastalarının ve huzursuz bağırsak sendromu dediğimiz kronik kabızlık hastalarının da bu aylarda çok dikkatli olması gerekiyor. En önemli şey sahuru atlamamak. Çünkü sahur gün boyu devam eden açlığı bir bakıma ortadan kaldıracaktır. Sahurda özellikle protein bakımından yüksek süt, haşlanmış yumurta, peynir gibi gıdaların alımına dikkat edilmelidir. Bizi susatacak aşırı tuzlu ve yağlı gıdalardan kaçınmamız gerekiyor. Bu tür gıdalar uzamış mide asidinin daha da artmasını ve buna bağlı olarak da reflü hastalığının tetiklenmesine sebep oluyor. Bu nedenle protein ağırlıklı gıdaların tüketimine önem vermek lazım” açıklamalarında bulundu.

“SAHURDAN SONRA HEMEN YATMAYIN”
“Yemeğin hemen arkasından yatmamak gerekiyor. En azından 15 dakika beklenmeli” diye konuşan Yrd. Doç. Dr. Güneş sözlerine şöyle devam etti: “Ayrıca özellikle reflü hastalarının yüksek yastıkları tercih etmesini tavsiye ediyoruz. Bunların yanında, mide hastalığı olanların iftarda çok hızlı besin tüketmek yerine ara vererek tüketmeleri gerekmektedir. Arkasından belki sütlü tatlı olabilir. Ama sahurla iftar arasında bolca sıvı tüketilmeli. Çünkü günlük kaybettiği sıvının ya da ertesi gün alamayacağı sıvının sahurla iftar arasında mutlaka tüketilmesi gerekiyor. Ortalama 1 buçuk 2 litre sıvının tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Bu, süt, ayran, meyve suyu da olabilir ama daha çok su şeklinde tüketilmesini tavsiye ederiz.” 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir