Samsun'da Lösemi Hastaları Yaşadıkları Zorlukları Anlattı

Samsunda Lösemi Hastaları Yaşadıkları Zorlukları Anlattı
Samsun'da lösemi hastalığında kurtulan 11 yaş ile 21 yaş arasında 5 genç bir araya gelerek tedavilerini ve yaşadıkları zorlukları anlattı

Toplantıya Tokat Erbaa'dan gelen, 2009-2012 yılları arasında Lösemi tanısı ile kemoterapi gören ve kür olan 21 yaşındaki Selin Keklik, 2008-2010 yılları arasında kemoterapi gören ve kür olan 11 yaşındaki Doğan Satılmış Aktay ve annesi Nurdan Aktay, 2010 yılında tanı alan, lösemi tanısı ile kemoterapi gören, hastalığı tekrar eden ve vericisi bulunamadığı için 2013 yılında tam uyumlu olmayan annesinden haploidentik kemik iliği nakli yapılan ve kür olan 12 yaşındaki Alirıza Akpınar ve annesi Habibe Akpınar, 2008-2010 yılları arasında kemoterapi gören 11yaşındaki Mert Pekdemir ve annesi Pınar Pekdemir, 2010 yılında tanı alan, kemoterapi gören ama hastalığı tekrar ettiği için 2013 yılında tam uyumlu babasından kemik iliği nakli yapılan ve kür olan 14 yaşındaki Fikret Köse ve annesi Hatice Köse katıldı.

Tedavilerinizi bitireli yıllar geçti, aklınızda tedavi süreci ile ilgili kalan en zor anınız nedir sorusuna herkes farlı cevaplar verdi. Saçlarının dökülmesine çok üzüldüğünü söyleyen Doğan, bel tedavisi sonrası yaşadığı zorlukları unutamadığını söyledi. Radyoterapi (ışın tedavisi) sonrası barsak problemleri yaşadığını söyleyen Selin, çok şiddetli ağrıları olduğunu ve o ağrıları halen unutamadığını vurguladı. Hastalığının tekrar ettiği dönemde çok üzüldüğünü açıklayan Alirıza “O dönem benim için çok zor geçmişti” dedi.

 Mert ve Fikret olumsuz bir şey hatırlamadıklarını söylediler. Fikret, ama kemoterapi sırasında Hemşire Gürhan ağabey ile beraber söylediği şarkıları ve Dr. Tunç Fışgın ile oynadığı playstation maçlarını unutamadığını söyledi.

Prof. Dr. Emel Özyürek’in annelere “Tedavi sürecinden aklınızda kalanlar nedir?” sorusuna hemen hemen aynı yanıtlar geldi. Aileler, “O günleri düşündüğümüzde korku ve uykusuz günlerimi hatırlıyoruz. Ama ah vah demeden kalbimizi hep umutla doldurarak tedavilerimize zamanında geldik ve doktorlarımızın uyarılarını uyguladık. Annelere sürekli çaba göstermelerini ve bu hastalıkla mücadele etmelerini öneriyoruz. Annelerin mücadelesi çocuğu doğrudan etkiliyor. Tedavisi bitmiş hayata dönmüş çocuk ve ailelerin bizleri ziyaretleri bizim için en önemli moral kaynağıydı. Etrafımızda bazı kimseler sürekli kötümser bir beklenti içindeyken sağlığına kavuşmuş, okula giden, meslek edinmiş gençleri görünce mücadele isteğimiz artıyordu” ifadelerini kullandılar.

Prof. Dr. Tunç Fışgın, tedavisi biten gençlere ‘şuan neler yaptıklarını, okul ve iş hayatlarında ne gibi zorluklar yaşadıklarını’ sordu. Tedavisi bittikten sonra hemen çalışmaya başladıklarını söyleyen Selin Keklik, “Önce bir markette şimdide kurumsal bir firmada çalışıyorum. İşimde çok mutluyum. Patronuma geçirdiğim hastalıktan ve zaman zaman kontrollere gideceğimden bahsetmiştim. Hem patronum hem çalışma arkadaşlarım tedavi sonrası gittiğim kontroller ile ilgili hiçbir zorluk çıkarmadıkları gibi yardımcı da oldular. Çalışma hayatında ben insanları çok anlayışlı gördüm. Üniversite okumak istiyorum” diye konuştu.

İleride okuyup polis olacağını söyleyen Doğan Satılmış Aktay, polisliği sevdiğini ve büyüyünce suç işleyenleri yakalayacağını kaydetti.

Tedavi döneminde okulunu çok özlediğini söyleyen Fikret Köse, “Tedavi döneminde derslerimde biraz gerilemiştim. Ama tedavi sonrası hemen okula tekrar başladım ve çok çalıştım. TEOG sonuçları açıklanınca çok mutlu oldum. Hedeflediğim Anadolu lisesini kazandım. Okulun açılmasını dört gözle bekliyorum. Hedefim ileride bilgisayar mühendisi olmak. Ayrıca kırmızı-siyah kuşak tekvando ile uğraşıyordum. Biz süre sonra da ona da başlayacağım, Emel Hoca'nın izin vermesini bekliyorum” açıklamasında bulundu.

Okumayı ve matematiği çok sevdiğini söyleyen Mert Pekdemir, “Derslerim iyi, üniversite okumak istiyorum. Meslek konusunda henüz net bir kararım yok. Tedavi sürecimiz Medical Park Samsun Hastanesi Çocuk Hematoloji Onkoloji Bölümünde ve Ondokuz Mayıs Üniversitesinde yapıldı. Her iki kurumdaki tüm çalışanlara teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

“Büyük bir samimiyet ile tüm fikirlerini paylaştıkları için değerli gençlerimize ve ailelerine teşekkür ediyoruz” diyen Prof. Dr. Tunç Fışgın şunları söyledi: “Tedavisi kesilmiş, yaşama dönmüş, okula devam eden ya da meslek edinip çalışan, aile kuran gençlerimizi gördükçe işimize olan sevgimiz daha da artıyor. En büyük mutluluğumuz çocuklarımızı tekrar sağlıklı görmektir.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir