"Türkiyem" türküsünün sözlerinin rahmetli Dilaver Cebeci’ye ait olduğunu anlatan Yıldızdoğan, Cebeci’nin 18-20 yaşında güzel bir kızı anlatır gibi bu memleketi anlattığını kaydetti.Yıldızdoğan, Cebecinin duru bir Anadolu gözüyle Türkiyem’i anlattığını ifade ederek, “Ona da bu milletin müzik algısı nispetinde bir beste, Allah bize nasip etmiş.Biz 1993’te besteyi yaptık.1993’te de bu memleketin bir sürü derdi vardı, sıkıntısı vardı.Sonunda bu 15 Temmuz’dan sonra yine aynı şekilde çalınmaya başladı” ifadelerini kullandı.
Çarpıklaşmadan, yabancılaşmadan, yozlaşmadan dolayı İstanbul’dan ayrılıp işini gücünü bırakıp Konya’ya geldiğini söyleyen Yıldızdoğan, “Siyasetten ve nefsimden Allah’a sığınırım dedim.Elimden gelse bu Konya’yı da bırakacağım, dağlara çıkıp yalnız başıma yaşayacağım.Çünkü dikkat edin bu darbe teşebbüsünde bulunan örgütün televizyonlarına bakın gazetelerine bakın tüm yayınlarına bakın son 10 yıldır benim ismimi bulamazsınız.Benim sosyal medyada twitter’de, facebook’ta veya herhangi bir yerde Allah’a dair vatana, bayrağa, millete dair ve memleketi yönetenlere dair benim bir kusurum olmamıştır.Ama biz ölürüm Türkiyem diyoruz. Bu ölürüm Türkiyem’i söyleyen insan Türk milliyetçisi olabilir.Evet ben bir Türk milliyetçisiyim, ve ben ülkücüyüm.Ben bunu inkar etmedim.Ülkücü olmakla onur duyuyorum gurur duyuyorum” dedi.
“Türkiyem ayrılıkları, gayrılıkları silmek için vesiledir”
15 Temmuz gecesinde yaşananlardan sonra 241 kişinin şehidin olduğunu belirten Yıldızdoğan, “Allah rızası için hangisinin yöresini konuşuyoruz, hangisinin meşrebini konuşuyoruz.Hangisinin inancını konuşuyoruz.Konuşmuyoruz.241 tane şehidimiz var.Ne için şehit oldular, efendim demokrasiye sahip çıkabilmek için.O zaman biz bu ayrılıkları gayrılıkları ortadan silmemiz lazım.Gönlümüzden silmemiz lazım. Türkiyem buna bir vesiledir.Türkiyem’de parti, purtu, fikir, renk, yok. Akı ya da karası yok Türkiyem’in. Türkiyem’de bir tek renk var.O da al beyaz Türk bayrağımız” şeklinde konuştu.
“Türk askerine moral olması için saçlarımı kestirdim”
15 Temmuz akşamı askerlere yapılanların bir vahşet olduğuna da değinen Yıldızdoğan, devletin kurumlarıyla var olduğunu söyledi. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve emniyet teşkilatımız bu milletin göz bebeği olduğunu da aktaran Yıldızdoğan, “Onları asla ve asla töhmet altında bırakmamamız lazım. Onlar varsa biz namusumuz şerefimiz bayrağımız ve ezanımızla varız. Onun için ben o erleri gördükten sonra onlara bir nebze bir vatandaş olarak ne yapabilirim. Evet millet sokaklarda Türkiyem çalabilir ama bireysel olarak ne yapabilirim. Evet kardeşim ben saçımı asker tıraşı yapayım. Askerlerimize buradan bir moral vermek istiyorum. Dolayısıyla atalarımızın çok güzel bir sözü var. Süt bozuksa kaymakta bozuk olur. Biz askerlerimizi seviyoruz. Biz Türk polisimizi seviyoruz. Biz insanlarımızı seviyoruz. İçlerinden çürük elmalar tabi ki çıkacaktır. Onlara bakıp ta koskoca Türk ordusuna ve Türk polisine böyle psikolojik bir baskı yapmak bize yakışmaz” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.