15 Temmuz’un Nöbetçisi, 16 Nisan’ın Evet’çisiyiz!

Memur-Sen Çarşamba İlçe Başkanı Osman Şafak, Çarşamba Zübeyde Hanım Meydanı’nda yaptığı basın açıklamasında, Çarşamba Teşkilatı olarak 16 Nisan’da ki referandumda tercihlerinin evet olacağını söyledi

Çarşamba Zübeyde Hanım Meydanı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasına Çarşamba İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Özdemir, Memur-Sen’e bağlı sendikaların ilçe temsilcileri ve sendika üyeleri katıldı. Basın açıklamasında bulunan Memur- Sen Çarşamba İlçe Başkanı Osman Şafak, “16 Nisan, alelade bir tarih değildir. Türkiye’nin bir süreliğine geri çekilmiş olmasını büyük bir sıçramaya dönüştürmenin tarihidir. Türkiye’nin, yeniden dünya sahnesine çıkacağı dönemin başlangıç tarihidir. Bu ülkenin makûs tarihi, milletimizin ümitlerini söndürmek, geleceğe olan inancını bitirmek için, her seferinde başka maşalarca kurgulanan Ali Cengiz oyunlarıyla doludur. Ancak milletimiz bir süredir biriktirdiği cesaretiyle 16 Nisan’da, bu oyunların artık kurgulanamayacağını dünyaya gösterecektir. Bir daha darbelerin boyunduruğu altında yaşamamak, her gelenin kendince bir sistem kurup diğerini bozduğu istikrarsız dönemlerden geçmemek, aldığımız ücretin daha cebimizde yerini almadan uçup gitmesini engellemek için, istikrar için “EVET” diyeceğiz. Siyasal sistemin güven ve istikrar bakımından güçlü olması, ekonominin de güçlü olması demektir. Kazanda, tencerede bir şey yoksa tabağı uzatmanın, benim payımı ver demenin bir anlamı yok. Paylaşmak için önce paylaşılacak bir tutarın, miktarın oluşması gerekiyor. Türkiye, güven ve istikrar bunalımı yaşadığı dönemlerde,  nimeti değil külfeti yaşadı. En büyük pay da kamu görevlileri dahil sabit gelirlilere, ücretli kesime düştü. Biz artık, külfeti değil nimeti paylaşmak istiyoruz. Biz, artık, güvenli yol alan, istikrarla demokraside, ekonomide, diplomaside zirveye adım atan bir Türkiye hayal ediyoruz. Memur Sen olarak, kasası dolu bir devlet için, cebindekiyle bütün ihtiyaçlarını karşılayan bir millet olmak adına sorumluluk alıyoruz ve 16 Nisan’da “EVET” diyoruz.  Bilinmelidir ki; “EVET”i, vesayet sisteminin defi, millet iradesinin inşa ruhsatı olarak görüyoruz. 16 Nisan’da referanduma sunulacak anayasa değişikliğine de bu yüzden “EVET” diyoruz. 16 Nisan, Türkiye'de pek çok şeyi değiştirecek. Herkes eşit ama biz biraz daha eşitiz diyenler, 'Köylü milletin efendisidir' deyip Ulus heykelinin ötesine köylüyü sokmayanlar, kendilerini milletten farklı görenler, 16 Nisan'da artık milleti yok sayamayacaklarını, milletin iradesine artık ipotek koyamayacaklarını öğrenecekler. 16 Nisan’da, Gezi ruhuyla her dilde hayır diyeceklere karşı, biz 15 Temmuz ruhuyla tek dilde “EVET” diyeceğiz. Bizler bu ülkede anayasa kılıfı ile zorbalığın mağduru olmuş, darbe anayasasının ceremesini çekmiş bir kitle olarak, Türkiye Anayasa Platformu’nu kurmuş ve bu ülkenin yeni anayasaya olan ihtiyacını defaatle dile getirmiş bir sendikal hareketiz. Elhamdülillah ki, Memur Sen olarak burada, Çarşamba’da “2023 Yolunda Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi” konulu konferansı düzenleyişimizin üzerinden henüz 10 ay geçmeden, 16 Nisan referandumunda, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini ve istikrarı oylayacağız. Ülkemizde, daha özgürlükçü, daha demokratik bir zeminin oluşturulması için de elimizden ne geliyorsa yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Bizler Memur Sen teşkilatları olarak, Büyük Türkiye’ için sorumluluk alıyoruz. Bunun için buradayız. Bunun için sahadayız. Bizler, istiklal ve istikbalimiz için, emek, ekmek, adalet için mücadele vermeyi seçtik. 16 Nisan,  vesayet kurnazlarına, müesses nizam aymazlarına son yumruğun indirileceği tarihtir. İşte bu gerekçelerden dolayı, 15 Temmuz’un Nöbetçisi, 16 Nisan’ın “EVET”çisiyiz. Ülkemizin istikrarı, istiklali ve istikbali için EVET diyoruz. Memur Sen olarak biz, büyük fotoğrafı gören bir teşkilatız. Medeniyet coğrafyamızı yeniden dizayn edenlere müsaade etmemek, batının emperyalist güçlerinin oyununu bozmak için EVET diyoruz.” İfadelerini kullandı.

‘İDLİP AÇIKLAMASI’
Basın açıklamasında Suriye’nin İdlip kentinde yaşanan kimyasal saldırıya değinerek, “Bu toplantımızın bir diğer amacı da, Güney sınırımızda kimyasal gazlarla nefessiz bırakılan, masum çocukların dramına sessiz kalmayacağımızı Çarşamba’dan tüm dünyaya ilan etmektir. Çünkü, İslam âlemi sustukça, şer odakları ölüm kusmaya devam ediyorlar. Ya haykırıp ses vereceğiz ya da onursuzca çocukların katlini seyredeceğiz. Biz ses vermek için buradayız. Putin’e, ‘elini Orta Doğu’dan çek’; İran’a, ‘Esad’ı desteklemekten vazgeç’ uyarısını yapmak için buradayız. ‘Esad gitmeli, zulüm bitmeli’ iradesini ortaya koymak için bu alandayız. Suriye halkı, vahşet karşısında ölü numarası yapan, her ne kadar kendilerine Birleşmiş milletler deseler de gerçekte körleşmiş milletlerin’nin ihanetine, insan hakları örgütlerinin sağırlığına ve dilsizliğine, ümmet sorumluluğunu taşımayan bölge ülkelerinin körlüğüne karşı da mücadele ediyor. İdlib’de sinir gazıyla katledilen çocuklara engel olmayanlar, kendi ülkelerinin sınırlarına inşa ettikleri duvarlar, hendekler ve tel örgülerle mazlumların hayata tutunmasına da engel oluyorlar. Birleşmiş Milletler’in yapısının değişmesi için her platformda ‘Dünya beşten büyüktür’ iradesini savunduk, savunacağız. Bugüne kadar yaptığımız gibi, yine zulümleri ifşa etmeyi, zalimlerle hesaplaşmayı sürdüreceğiz. ‘Esad gitmeli, zulüm bitmeli’ demekten vazgeçmeyeceğiz. Suriye halkı özgürleşene kadar ‘Rusya ve İran, Suriye’den defol’ diye haykırmayı bırakmayacağız. Eğer Çanakkale geçilmez iradesini Suriye’ye taşıyamazsak daha uzun zaman, çocuk tabutları taşımak zorunda kalacağız. BM’den, AB’den, NATO’dan himmet beklemenin, kendi ellerimizle başımızı giyotine sokmaktan farksız olduğunu biliyoruz. O halde, nasıl 15 Temmuz’da işgal girişimini çöpe attıysak, coğrafyamızın ve insanlığın kanayan yaralarını da aynı ruhla saracağız. İşte o zaman çocuk tabutları değil, umut taşıyacağız dünyaya. O halde biliyor ve haykırıyoruz ki, ancak bir olursak, biz olursak başaracağız. Özümüze döner, Allah’ın ipine topluca sarılırsak kazanacağız. Bu vesileyle, bir kez daha İdlib’deki kimyasal katliamı ve sorumlularını lanetliyoruz.” şeklinde konuştu.

Şafak konuşmasının sonunda, “Memur Sen teşkilatı olarak bizler, 16 Nisan tarihini, ayağımızdaki prangaların birinden daha kurtulmanın ve yeniden ayağa kalkmanın miladı olarak gördüğümüz için, “TERCİH EVET” diyoruz. 16 Nisan tarihinde çıkacak olan “EVET” sonucu, ülke olarak bizi daha güçlü ve istikrarlı hale getirecek ve mazlum coğrafyalar için de umut olacaktır. Bu bakımdan değerlendirildiğinde, sadece ülkemizin iç istikrarı için değil, İslam dünyasının birlik ve beraberliğine de katkı sunacağını bildiğimiz için kararlı bir şekilde, “EVET” diye haykırıyoruz.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

HABER: Nuri ŞEKER - Nurhan GÜZEL

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Çarşamba Haber Haberleri