Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, 56 bin hektar genişliğinde, irili ufaklı 20 adet göl ile büyük bataklık ve sazlık alanlardan oluşması, çok büyük bir alana sahip olması ve de barındırdığı kuş sayısı bakımından yalnızca Türkiye için değil tüm dünya ekolojisi açısından büyük bir öneme sahip. Yaban hayatı geliştirme sahası olarak ilan edilen bu delta 19 Mayıs, Bafra ve Alaçam ilçelerini kapsıyor. Doğal özellikleri büyük ölçüde korunabilmiş, Karadeniz kıyısındaki tek sulak alan olan Kızılırmak Deltası, göç sırasında Karadeniz'i doğrudan aşan kuş türleri için yaşamsal önem taşıyor.
Batı palaearktik bölge içerisinde yaklaşık bin 100 kuş türünün yaşamakta olduğu tahmin edilirken, bu türlerin yüzde 40'ı yani yaklaşık 460 çeşidi Türkiye'de belirlendi. Bu bölgedeki kuş türlerinin ise yaklaşık yüzde 35'i Kızılırmak Deltası'nda tespit edilmiş olup, yaklaşık yüzde 15'inin burada ürediği tahmin ediliyor. Bafra Darboğaz Mahallesi’nde bulunan çınar ağaçlarının tepelerinde de 80 civarında leylek yuvası bulunuyor. Bu yuvalarda genellikle beyaz leylekler yavrularken, az sayıda bulunan kara leylekler de bölge halkı tarafından oldukça değer görüyor.
“15 yıl önce bir çift kara leylek gelmişti şimdi 12 adet kara leylek gözlemledik”
15 yılda kara leylek sayısının 10 adet arttığına dikkat çeken bölge sakini Ömer Turgut, “Yıllardır bu bölgede yaşıyoruz. Burası Kuş Cenneti. Kumsal bir araziye sahibiz. Çınar ağaçlarının üstünde leylek yuvaları var. Bölgemizdeki ağaçlarda 80 civarında leylek yuvası bulunuyor. Bu leylek yuvalarının çok büyük bir bölümünde beyaz leylekler yaşıyor. 15 yıldır da kara leylekleri görmeye başladık. Yıllar önce ilk olarak bir çift kara leylek gelmişti. Aradan geçen süre içerisinde sayıları 12’ye kadar yükseldi. Doğal alanlar bozuldukça kara leyleklerin sayısı da hızlı ilerlemiyor zannediyoruz. Beyaz leyleklerinin nüfus artışında da bir sıkıntı var. Özellikle bu yıl leyleğin gelmediği çok boş yuva kaldı. Umarım buralar bozulmaz. Bölgemizin Kuş Cenneti olarak kalmasını istiyoruz. Bu bölgede bir toplulaştırma çalışmaları da var. Leylek yuvalarının bulunduğu ağaçların kesilme ihtimali de var. İnşallah yuvalarımız ve leyleklerimiz burada kalır. İnsanlar burada leylekleri izlerken huzur buluyor. Bu yuvalarda beyaz, kara, balıkçıl ve serçe yavruları bulunuyor” dedi.
“Doğal yuvaları bozulan leylekler ev çatılarına yuva yapıyor”
Bölgedeki kaçak kesimler yüzünden leylek yuvalarının bazılarının yok olduğuna da değinen Turgut, şunları söyledi:
“Gözlemlerimize göre siyah leyleklerin beyaz leyleklere göre çok az bir beyazlık var vücudunda. Kara leylekler, beyaz leyleklere göre 1 ay önceden bölgemize göç ediyor. Beyaz leyleklerden de daha sonra bölgemizden gidiyorlar. Kara leyleğin gagası, beyaz leyleğin gagasına göre daha kırmızı. Soğuğa da daha dayanıklı bir hayvan. Kara leyleğin bilimsel adının ‘çeltik kuşu’ olduğunu biliyoruz. Bölgemizde de çeltik çok olduğu için leylek sayısı da oldukça fazla. Leylek popülasyonu çok olmasına rağmen kara leyleklerin sayısı diğerlerine göre oldukça az. Çok da yavaş çoğalıyorlar. İnşallah sayılarının artmasını istiyoruz. Çınar ağaçlarına her yıl leylekler yuva yapıyor. Ara ara ağaçlara kaçak kesim yapılıyor ve leylek yuvaları bozuluyor. Bu yüzden bazı leylekler ev çatılarına yuva yapmak zorunda kalıyor. İnşallah bu doğal güzellik korunarak devam ettirilir.”
15 yıl önce bir çift olarak gelen kara leyleklerin sayısı 12’ye çıktı
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ndeki Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’ne 15 yıl önce gelen bir çift kara leyleğin sayısı, geçen yılların ardından 12’ye kadar yükseldi.