Sevgili Dostlarım;
Seçimler yaklaşırken, seçimlerle ilgili vaatlerde sık sık duyulmaya başladı. Bende size bu yazımda tam 42 yıl önce 1969 genel seçimleri ile ilgili yazdığım notları hiç değiştirmeden aynen aktarıyorum. Bin dokuz yüz altmış dokuz yılında o zaman Zonguldak iline bağlı bir ilçe olan Karabük’ün Çengeller köyünde çiçeği burnunda genç bir öğretmenim. Çengeller köyü demir yoluna yaya, iki saat uzaklıkta büyük bir dağ köyüdür. Yollar ve batak içindedir. Köyün merkezi olan YORTAN pazarında Cuma günleri Pazar kuruluyor. İşte 1969 seçim propagandaları bu şartlarda başlıyor. Gelecek hafta önseçim var. Ekimin ikinci haftasında ise genel seçim yapılacak. Köyde yapılmış bir karış yol yok. Okulumuzda iki yüzden fazla öğrenci var. İki öğretmen debelenip duruyoruz. İşte 42 yıl önceki seçim anılarımı size aynen aktarıyorum…
HÜSNÜ ONBAŞI ANLATIYOR…
“sen ne diyorsun Hasan hoca, çok büyük adam bizim Fevzi FIRAT, geçenlerde önseçim için Karabük’e gittiydim. Fevzi Bey beni görünce; ooo Onbaşı seni çok özledim dedi, kucakladı, yüzümü gözümü öptü. Gözlerim yaşardı vallahi”…
Hüsnü Onbaşı bizim köyün ileri gelenlerindendir. Kendisi Adalet Partisi delegesidir. En az yüz elli oy Onbaşının elindedir.
-Ya dedim Onbaşı, demek Fevzi Fırat seni o kadar çok özlemiş…
-Evet, Hoca, dört yıl görmemiştim. Derhal yolunuzu yapacağız dedi. Koskoca mebus söz verdi. Onbaşı dedi artık sıra sizde. Yeter ki seçimlerde bizim yüzümüzü güldürün, oylarımız çok olsun. Yolunuzu da yapacağız okulunuzu da…
-Adamcık hakiki bizim için çalışıyor…
YOL YAPIMI BAŞLIYOR…
Onbaşının dediği gibi Fevzi Fırat sözünde durdu. Eylül ayının yirmisinde dozer gürültülü bir şekilde köye girdi. Yedi Garyenin merkezi YORTAN hareketli günlerinden birini daha yaşıyor. Hüsnü onbaşı ve adamları, pürtelâş oraya buraya koşturuyorlardı. Hasan Muhtar, aşçı Halil’e pişireceği yemekler hakkında talimat veriyor…
-Oğlum adamları ne kadar memnun edebilirsek yolumuzu o kadar iyi yaparlar. Haydi, elini çabuk tut, rakı yoksa git benim dükkândan getir…
Dozerle birlikte partinin Yenice Nahiyesi temsilcisi de geldi. Köçek’in kahvesinde halkı toplamış izahat veriyor. Yüzü gülüyor, çalımlı, çalımlı halk partisine verip veriştiriyor…
-Partimiz sizin partinizdir arkadaşlar. Hükümet bizim için çalışıyor. Halkçılara kalsa yol yapamazlar diyorlar ama işte yol yapılıyor… İnşallah bundan sonra sıkıntı çekmeyeceğiz. Hastamız olsa, aha işte yol. Bin arabaya doğru kelemen istasyonuna… Bazı musibet düşünceler şüphe uyandırıp kafanızı karıştırmak istiyorlar. Hükümet iki adamlık yolu bile yapamıyor diyorlar. İnanmayın komşular o münafık halkçılar şu koca dozeri görüpte utansınlar. “alkışlar bravo sesleri”…
Yemekler yeniyor, rakılar içiliyor, köyün kodamanları parti ileri gelenlerine hizmet etmek için fır dönüyorlar…
Dozer yol yapımına başlayınca, halkın kafasındaki şüphelerde sona eriyor. Artık oylar adalet partisine gidecek gayri… Muhtarlar adam toplayıp yol yapımına yardım ettiriyorlar. Seçim yaklaştıkça yol yapımı da hız kazanıyor. Köprü yapımı için demir, kum ve çimento getiriliyor. Köyü yüznumara yapmak için kuyu kazılıyor. Kaymakamlıktan ödemek gelmiş. O işte tamamlanacak. Yortun pazarı tuvalete kavuşacak gayri…
SEÇİM KOMEDİSİ BAŞLIYOR…
Adalet partililer seçim için çalışıyorlar da, sanki halk partililer boş mu duruyorlar. Seçime birkaç gün kala ortaya attıkları bir iddia ile epey sükse yapıyorlar. İl genel meclisi üyelerinin çalışması ile dozerleri kendilerini getirdiklerini söylüyorlar. Biz hükümet olursak Orman suçlarını af edeceğiz diyorlar. Bir ağaç kesti diye kimseyi dama atmayacağız diyorlar.
Seçimlere üç gün kaldı. Yortan pazarında mitingler yapılıyor. Parti jiplerinin biri gidiyor, öbürü geliyor.
Adaletçiler, halkçılar birde benim partim MHP var. MHP adayı meşhur Süleyman sürmen Bey. Yazdığı kitabı dağıtıyor bir tanede ben aldım. O zaman bende ülkücüyüm ve çiçeği burnunda MHP’liyim…
Nihayet seçim günü geldi çattı. Bende sandık başkanıyım. Oy vermeler tamamlandı. Sandıklar açıldı. Yedi Garye de (köyde) tam 15 sandık var. Yeniceden gelen jiplerle saat 21 trenine yetişmek lazım: Aksi halde yarına kalacağız.
Köy kahvesinde herkes sevinç içinde, adalet partisi seçimi büyük bir farkla alıyor. İşte 1969 genel seçim sonuçları:
Nodullar Köyü: AP = 300 CHP = 20
Çengeller Köyü: AP=450 GP= 25 MHP= 40
Döngeller Köyü: AP=400 CHP=20
Cihanbeyli Köyü: AP=350
İşte 1969 seçimlerinin sonuçları, şaşırdınız değil mi? Seçime bir hafta kala gelen dozerin kazandığı seçim. Öğle sıcağında pis, pis kokan insanları kandırmak için az ter dökülmedi. Hayatında camiye girmemiş adamlar, halkın hayran bakışları arasında allahü ekber diyorlardı… Dağların başında epey zahmet çektiler ama oyları da tomar, tomar sandıklara doldurup götürdüler.
SEÇİMDEN SONRA
On iki ekim akşamı sandıklar Karabük’e giderken beraberinde bir şeyler daha götürdüler. Yol makineleri, dozerler, çimento ve demirlerde sandıkların içine girip Ankara’ya uçtu gitti. Günler birbirini kovaladı: ne dozer var. Ne köprü yapım inşaatı…
Bu derece bir alçaklığın yapılacağını önceleri pek inanamadım. Nasıl olur diyordum, bu insanlara böyle kalleşlik yapılır mı? Fakat beni hayrete düşüren başka bir olay oldu. Halkın bu kadar alçakça bir kandırılmayı olağan karşılaması beni hepten şaşırttı…
Şimdilik bu kadar yaptılar gerisini de gelecek seçimlerde yaparlar diyorlar… Yok, efendim dozerin şoförü halkçı imiş te dozeri kasıtlı olarak bozmuş, onun için yol yapımı durmuş diyorlar.
Yol yapılıyordu yapılmıyordu derken. Kasım ayı yağmurlar başladı. Yol yapımında kazılan topraklar batak halini aldı. Artık o yoldan gidemiyoruz. Dere içinden bir yoldan gidiyoruz. Köprü yapımı için getirilen çimentolar, demirler ve çakıllar yağma edildi. Yağmur yağdıkça köprü kalıpları çöktü. Yarım yamalak atılan betonlar su ile birlikte akıp gitti. Keşke diyorum şu köprüler bari yapılıverse idi… tam bir rezalet, tam bir fiyasko…
Hüsnü Onbaşı artık bana siyasetten bahsetmiyor.
Onu görünce:
Hani diyorum Onbaşı Fevzi Fırat’ın sözü nerede kaldı. Dört sene sonra Fevzi Fırat yine seni kucaklar yüzünü gözünü öper… Kısa cevaplarla konuyu değiştirmeye çalışıyordu.
Döngeller muhtarı Hasan Ağabey ile kâğıdı kalemi elimize aldık Zonguldak valiliğine dilekçe yazıyoruz. Demirler, çimentolar talan ediliyor, devletin malına yazık oluyor diyoruz. Kimin umurunda, yazacağız da ne olacak sanki. Seçimi kazananlar onları çoktan gözden çıkardılar. Kasım 1969 Karabük