Gıda ve Sağlıklı Beslenme Sempozyumu “Su Ürünleri ve Sağlık” OMÜ Atatürk ve Kongre ve Kültür Merkezinde yoğun bir katılımla gerçekleşti. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan sempozyum, açılış konuşmalarıyla devam etti. Sempozyumda su ürünlerinin sağlık ve ekonomik katkıları masaya yatırıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Analitik Kimya Anabilim Dalı Başkanı TÜBA Asil Üyesi Prof. Dr. Kazım Şahin, “Yetersiz beslenme bağışıklıkların azalmasına, hastalığa yatkınlığın artmasına, fiziksel, zihinsel gelişimin ve verimin azalmasına neden olabilir. Global morbidite için en önemli 15 risk faktörünün 9’u yetersiz beslenmeden kaynaklanmakta, koroner kalp hastalığı, tip 2 diyabet hastalığı ve kolorektal kanserler de dahil olmak üzere beslenme kalitesi ile hastalıklar küresel morbiditenin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturmaktadır. Açlığın 3 ana boyutu vardır. Protein, kalori ve gizli açlık. Protein açlığı yetersiz protein alımı, kalori açlığı, enerji eksikliği ve karakterize edilen yetersiz beslenme şekilleridir. Mikro besin eksiği olarak da bilinen gizli açlık mikro besin maddelerinin; örneğin vitaminler ile iyot, çinko ve demir gibi minerallerin alımı ve emilimi düşük olduğunda ya da olmadığında ortaya çıkan beslenme şeklidir. Gizli açlık dünyada 2 milyardan fazla kişiyi etkilemektedir. Deniz ürünleri karasal organizmalarda bulunmayan fonksiyonel bileşenler içerir. Bu bileşenler başta kardiovasküler hastalıklar olmak üzere bazı kronik hastalıkların önlenmesinde yardımcı olan çoklu doymamış yağ asitleri (PUFA), özellikle eikozapentaenoik asit (EPA) ve dokozahekzaenoik asit (DHA) gibi yağ asitlerini içerir. Yine deniz ürünleri vücut dokularının korunması ve gelişmesi için bütün esansiyel aminoasitleri (losin, izolösin, lizin, valin, methiyonin, fenilalanin, treonin, triftofan, histidin, arginin), lif, vitaminler (D vitamini), iyot, selenyum, magnezyum, çinko ve kalsiyum gibi temel besinler bakımından zengin olan ülkeler başta olmak üzere, dünya nüfusunun 3’te 1’inin protein alımının yaklaşık yüzde 20’sinin sağlanmasında önemli bir rolü vardır” dedi.
"Samsun, su ürünleri tüketiminde Türkiye ortalamasının üzerinde yer alıyor”
Çok önemli bir sempozyuma ev sahipliği yaptıklarının altını çizen OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, “Göreve geldiğimizde bir ‘araştırma üniversitesi’ rotası çizdik kendimize. Bu hedefte de yürüyoruz. Kendimize 7 öncelikli alan belirledik. Bunlardan bir tanesi sağlık konusuydu. Dünyada beslenme ihtiyaçlarının giderilmesinde su ürünlerinin yaklaşık yüzde 25’lik bir payı var. Türkiye bu konuda oldukça geride olduğu gerçeği düşünülünce bu toplantının önemi daha da artıyor. Samsun, su ürünleri tüketiminde Türkiye ortalamasının üzerinde yer alıyor. Su ürünlerinin beslenmedeki bu öneminin bilinmesine rağmen Türkiye’nin 3 tarafının denizlerle çevrili olmasına rağmen bu değerimizi değerlendirememek, büyük bir eksiklik. Sağlıklı ve nitelikli beslenmek günümüzde çok büyük bir önem arz ediyor. Tarihin belli dönemlerinde sadece doyabilmek için ulaşılması gereken besin maddelerini bugün daha nitelikle ve sağlıklı ulaşmanın arayışları devam ediyor. TÜBA’nın da bu konuda yürütmüş olduğu sempozyumun ve raporların önemli değerleri barındıracağını düşünüyorum” diye konuştu.
"Bazı ülkelerin su ürünleri konusunda hegemonyaları söz konusu”
Su ürünlerindeki küresel gelişmelerden bahseden TÜBA Akademisi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, “Su ürünleri ve sağlığın konuşulması önemli bir konu. Türkiye çok zenginliklere sahip bir ülke olarak dünyadaki diğer ülkelerden gıda anlamında zengin ve şanslı bir paya sahip. Bunun çeşitliliği de bizi mutlu ediyor. Bunları tüketirken, değerlendirirken, dağıtırken biraz yanlışlıklarımız oluyor. Bu anlamda dengeli ve sağlıklı beslenme ile verimli beslenme ve üretim, ticari anlamda da karlılık üzerinde ciddi çalışmalar yapmamız gerekiyor. Konu uluslararası anlamda bazı ülkelerin tek yönlü beslenmelerine bağlı olarak özellikle su ürünlerinde hegemonyaları söz konusu. Başka ülkelerin kaynaklarına da göz dikmeleri gibi bir kıta sahanlığı anlaşmalarına ve deniz üzerinde savaşlara kadar gidecek boyutta konunun ciddiyeti bulunuyor. Ülkemizin son yıllarda özellikle okyanusta Somali ve Moritanya bağlantılı avlanma ve oralarda tesisler kurarak balıkçılığımızı kendi sınırlarımızda değil, elimizdeki imkanları genişleterek o ülkelerin de kendileri için ticari anlamda kullanarak, Pazar oluşturmak adına yaptığımız çalışmalar var. Bu da balıkçılığımız geldiği noktayı gösteriyor. Su ürünlerinde balıkçılık çok önemli bir noktada ama sadece balıkçılık değil, su ürünlerinin diğer boyutları bizim için bir iftihar kaynağı. Ülkemizde yüzde 31 oranında Doğu Karadeniz’de ve yüzde 30 oranında Batı Karadeniz’de olmak üzere su ürünleri konusunda ağırlıkla (yüzde 61) sektörden bahsediyoruz. Bu sektör, diğer denize komşu olan bölgelerde daha düşük oranda. Kişi başına su ürünü tüketimi ortalaması artış gösterse de hala çok istenen düzeyde değiliz. Üretimin gerek balık ve kültür balıkçılığı gerekse su ürünlerinin diğer çeşitliliğiyle beraber dünyadaki pazarımız da çok kötü değil. Ülkemize ekonomik katkısı olan, depolanma ve pazarlama teknikleriyle beraber bütüncül düşünülmesi gereken, çevreyi de koruyarak bunun sürdürülebilir bir şekilde yürütülmesi için konuya bilimsel bir rota çizilmesi gerekiyor. Bu toplantının amacı da bu. Umarım hayırlı olur” şeklinde konuştu.
"Samsun’da 100 bin kişi balıkçılık sektöründen ekmek yiyor”
Balıkçılık sektörünün Samsun’da büyük bir yer tuttuğunu vurgulayan Samsun Valisi Osman Kaymak ise şunları söyledi:
“Gıda sağlığı ve beslenme konulu toplantı çok önemli. Çünkü bu konular toplumun her kesimini yakından ilgilendiriyor. İnsan olarak beslenmek zorundayız. Nüfus artıyor, ihtiyaçlar artıyor. Gıdanın üretiminden, tüketiminden sunumuna kadar değişik aşamaları var. Biz sürekli gıda denetimleri yapıyoruz. Gıda üretimi yapan arkadaşlara seslenmek istiyorum; gıda üretimi yapan insan, içerisine kattığı maddelerin ne anlama geldiğini aslında çok iyi biliyor. Herkesin polisi kendi vicdanıdır. Bizim erdemli ve ahlaklı bir toplum olmamız lazım. Menfaat ve para her şeyin önüne koyulunca bunlarla başa çıkamıyoruz. Bilimsel çalışmalar da sağlık ve verim açısından büyük önem taşıyor. Balık ürünleri beslenme sağlık açısından en sağlıklı yöntemlerden birisi. Türkiye’nin 3 tarafı denizlerle kaplı. Samsun, balıkçılıkta çok iddialı. Samsun’da yılda 60 bin tona yakın balık üretimi yapılıyor. Bu, Türkiye’deki balık üretiminin yüzde 16’sını karşılıyor. Balıkçılıkta üreten; avlanması, işlenmesi, satılması ve bütün bu sektörde 100 bine yakın insan Samsun’da bundan ekmek yiyor. Rakam bana biraz abartı geliyor ama yetkililere sorduğumda lokantayı, tamirciyi ve tekneleri kattığımızda sayı 100 bine ulaşıyor. İstihdam anlamında da çok önemli bir alan. Balıkçılıkta Türkiye’de iddialı şehirlerdeniz. Dünyada ve Türkiye’de av balıkçılığı da sıkıntıya girmek üzere. Bilinçsiz avlanma nedeniyle denizlerde avlayacağımız balık kalmayacak. O yönüyle balıkçıların bilinçlenmesi önemli. Kültür balıkçılığının da arttırılması gerekiyor. Samsun’da kültür balıkçılığı anlamında büyük ataklar var. Bu işletmelerin büyümesi için her türlü desteği veriyoruz.”
Sempozlum açılış konuşmaların ardından alanında uzman bilim adamlarının sunumlarıyla devam etti. Sempozyumun moderatörlüğünü Prof. Dr. Mehmet Kuran ve Prof. Dr. İbrahim Diler yaptı.
Programa ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı Su Ürünleri Genel Müdürü Dr. Mustafa Altuğ Atalay, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, öğrenciler ve çok sayıda akademisyen katıldı.
2. Gıda ve Sağlıklı Beslenme Sempozyumu “Su Ürünleri ve Sağlık”
TÜBA tarafından 2’ncisi organize edilen Gıda ve Sağlıklı Beslenme Sempozyumu “Su Ürünleri ve Sağlık”, OMÜ ev sahipliğinde onlarca akademisyenin katılımıyla yapıldı. Sempozyumda su ürünlerinin sağlığa öneminden bahsedildi.