Sağlık Ekonomisi ve Politikası Derneği ile Medipol Üniversitesi Sağlık Sistemleri ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SASPAM) ev sahipliğinde düzenlenen ‘Sağlık Ekonomisi Sempozyumu'nda sağlık harcamalarında önemli bir yer tutan ilaç harcamalarının fiyatlandırmasında kullanılan farklı yöntemler uluslararası konuşmacıların katılımıyla geçtiğimiz haftalarda değerlendirildi.
Sempozyumda 2020 yılı sağlık harcamalarına dair detayları paylaşan Sağlık Ekonomisi ve Politikası Derneği Başkanı Dr. Güvenç Koçkaya şunları aktardı: “2020 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi TBMM tarafından 1 trilyon 95,5 milyar TL olarak öngörülerek onaylandı. Söz konusu bütçeden yüzde 17,2'lik pay alan sağlık harcamaları 188,6 milyar olarak belirlendi. Sağlık harcamaları bakımından kritik öneme sahip Sosyal Güvelik Kurumu'nun (SGK) toplam harcamaları ise 524 milyar TL olarak açıklanırken, bu tutarın da 122 milyar TL'sinin sağlık harcamaları kapsamında kullanılması planlanıyor.”
SGK bütçesinin neredeyse yüzde 25`i sağlık harcamalarına ayrılıyor”
SGK sağlık harcamalarını da detaylandıran Güvenç Koçkaya, "Merkezi yönetim bütçesinden 2020 yılında SGK'ya transfer edilmesi planlanan 218 milyar TL'lik tutarın da 13 milyar TL'lik kısmının ödeme gücü olmayanların genel sağlık sigortası primlerinin karşılanması için harcanacağı öngörülüyor. Böylece SGK bütçesinin sağlık harcamalarına ayrılan kısmı 135 milyar TL olarak planlanıyor. Bir diğer ifade ile SGK bütçesinin neredeyse yüzde 25`i sağlık harcamalarına ayrılıyor. Sağlık Bakanlığının merkezi bütçesi ise yaklaşık 58,8 milyar TL'ye ulaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 2020 kamu bütçesinde en fazla bütçeyi sağlığa ayırdı” ifadelerini kullandı.
“Türkiye yerli ilaç sanayi korumak için fiyatlandırma temelli teşvikler uyguluyor”
Sağlık Ekonomisi ve Politikası Derneği Başkan Yardımcısı ve Hacettepe Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zafer Çalışkan yaptığı sunumda ilaç fiyatlandırma politikasının ve ilaç harcama karının ülkeden ülkeye değişiklik gösterdiğini ancak tedavide artan ihtiyaçların giderek yakınsadığını belirtti. Yani ülkeler arasında ilaç ve tıbbi cihaz fiyatlama/bütçeleme politikası belirlemedeki farklılığa karşın yeni/yenilikçi tedavilere olan talep konusunda politika belirlemenin benzer adımlar atmayı zorunlu kıldığını vurguladı. Sağlık Ekonomisi ve Politikası Derneği Saymanı ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Yönetimi öğretim üyesi Dr. Gülpembe Oğuzhan bu durumu Türkiye özelinde değerlendirip, Türkiye'de yenilikçi ürün fiyatlarının özellikle sabit kur düzenlemesine ve iskonto oranlarına bağlı olarak diğer ülkelere göre daha düşük olurken, benzer ürün fiyatlarının diğer ülkelere göre daha yüksek olabildiğini vurguladı.
Dr. Güvenç Koçkaya ise Türkiye ilaç/tıbbi cihaz fiyatlandırma politikalarının yalnızca harcama yönüyle değil orta ve uzun vadede harcamaları da belirleyecek olan üretim ve ihracat yönüyle de ele alınması gerektiğini vurguladı.