Dr. Bekir Şişman, “Bugün beyaz eşya, tekstil ve inşaat sektöründe durumumuzun çok iyi olmasına karşın bunlar asla 2023 Türkiye ekonomik vizyonu için yeterli şeyler değildir. Türkiye’nin bölgesinde süper güç olabilmesi; dostuna güven, düşmanına korku verebilmesi, bütün mazlum milletlerin haklarını savunabilmesi, Türk ve İslam Dünyasının her açıdan lideri olabilmesi için bazı gereklilikleri yerine getirmesi elzemdir. Hamaset edebiyatını derhal bırakıp şu sorulara acilen cevap aramalıyız: Türkiye bugün dış güvenliğini tek başına sağlayabilecek konumda mıdır? Yani füze, füze rampası ve füze kalkanı yapabiliyor mu? Nükleer enerjisini kendisi sağlayabiliyor mu? Uzay çalışmalarına katkı verebiliyor mu? Her şeyiyle bir yolcu yahut savaş uçağını kendi başına üretebiliyor mu? Bilgisayar teknolojisinde kullanıcı ve yazılımcı olarak durumu nedir? Elektronik malzemeye ve lüks otomobillere ne zamana kadar daha servet ödeyecektir?"
Doç. Dr. Bekir Şişman sözlerine daha sonra şöyle devam etti: "Türkiye Cumhuriyeti devleti ve halkının bu yüzyıldaki konumunun, durumunun, gücünün ve geleceğinin psikolojik olarak 2023 vizyonu ile çok ilintili olduğunu düşünüyor ve 2023 yılına doğru daha çok iç dinamikler açısından şöyle bir Türkiye görmeyi arzuladığımı belirtmek istiyorum: Türkiye toplumunun en önemli sorunu fakirlik/tembellik, cahillik, ayrılıkçılık/bölücülük ve taassuptur. Bunlara karşı üretim yoluyla zenginleşerek, eğitimde kaliteyi artırarak, birlik ve beraberliği sağlayarak ve çeşitli alternatifler geliştirerek mücadele edilmelidir. İnsanlara barış ve hoşgörü kültürü kazandırılmalıdır. Yani insanımız enerjisini birbirini yok ederek ve engelleyerek tüketmemelidir. Türkiye bu terör illetinden mutlaka ve kesin olarak kurtulmalıdır.” Dedi.
Şişman, “Herkes demokrasiyi özümsemeli, sözde değil özde demokrat olmalı; halka rağmen halk için demokrasi havariliğinden vazgeçmelidir. Bunun için de her türlü vesayetten uzak durulmalıdır. Ahlaki, milli ve manevi değerlerle reel dünyanın rasyonel değerleri (bilim ve teknoloji) kaynaştırılmalı; bir elinde bilgisayar bir elinde İslam ahlakı olan, yabancı dil bilen ve alanında çok iyi yetişmiş genç bir nesille yeniden güçlü bir Türkiye tesis edilmelidir. Unutulmamalıdır ki; maneviyatsız bir ilerleme ileride telafisi mümkün olmayan sorunlar ortaya çıkaracaktır. Bu bağlamda Türkiye önümüzdeki süreçte sorunlu bir gençlik problemiyle karşı karşıya kalabilir. Bunun tedbirleri mutlaka alınmalıdır. Müslüman coğrafya dünyada yalnızca nüfusu ile değil; parasal zenginliği, askeri, siyasi ve ekonomik gücü ile de söz sahibi olmalıdır. Türkiye bu konuda da önderlik etmeli; Türk ve İslam Dünyası’nın NATO benzeri askeri yapılanmasında koordinatör olmalıdır. Büyük/Yeni Türkiye idealinin ancak güçlü devlet, güçlü millet, güçlü ordu, güçlü ekonomi ve güçlü demokrasiyle gerçekleştirilebileceği hatırdan çıkarılmamalıdır.” Şeklinde konuştu.
Dr. Şişman, “Bu millet israftan, sen çalış ben yiyeyim anlayışından vazgeçmelidir. Nimet-külfet dengesi gözetilmeli ve insanlar tasarrufa yönlendirilmelidir. Üretmeksizin tüketme kültüründen ve tüketim toplumu olmaktan vazgeçilmelidir. Bu konuda Cumhuriyetin ne fedakârlıklarla ve yoksulluklarla kurulduğu hatırdan çıkarılmamalı; tasarruf yalnızca yoksul halktan beklenmemelidir. Sonuç olarak, bunları başarabilmiş bir Türkiye, benim ilk başta ifade ettiğim soru ve sorunların da üstesinden gelebilecek olan bir Türkiye’dir. Unutmayalım ki “İki günü eşit olan ziyandadır.” Bu süreçte çok çalışmalı, birbirimize karşı dürüst ve hoşgörülü olmalıyız. İhtiyar batı çok koştu ve yoruldu. Şimdi onlar yürürken biz balonlarla onların önüne geçebiliriz. Emin olunuz ki; yeni ve büyük Türkiye rüyasının gerçekleşeceği güzel günler yola çıkmış geliyor." İfadelerini kullandı.