28 Şubat sürecinde Milli Gençlik Vakfı'na üye olmak ve meyhane baskını yapmak iddiasıyla idam cezasına çarptırılan Halil Kantarcı, askeri darbe girişimlerinde çıkan olaylarda yaşamını kaybetti. Henüz çocuk yaştayken idama mahkum edilen Halil Kantarcı'nın yıllar sonra suçsuzluğu ispatlandı ama bu sefer darbeci askerlerin silahından çıkan kurşunların hedefi oldu. 3 çocuk babası Kantarcı'nın ticaretle uğraştığı ve Sadaka Taşı Derneği'nin Afrika ülkelerinde yaptığı yardım faaliyetlerinde aktif rol aldığı öğrenildi. Halil Kantarcı, sosyal medya hesabından yaptığı "Asker Çengelköy ışıklarına barikat kurdu. Ateş ediyorlar. Millet birikiyor. Allah büyük" "paylaşımından kısa süre sonra hayatını kaybetti.
15 yaşında idamla yargılandı
Halil Kantarcı'nın yakın arkadaşları ve ailesi Kantarcı'nın otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumuna geldi. Burada bekleyişlerini sürdüren Ali Sevim Halil Kantarcı'nın ilginç bir yaşam öyküsü olduğunu anlattı. Sevim,"Allah dostu bir arkadaşımızdı. 28 Şubat'ta 18 yaşında bile değilken idamla yargılanmıştı. Milli Gençlik Vakfı'nın üyesiydi. Meyhanelere baskın yaptığı gerekçesiyle idam cezası verilmişti. Yanlış bir anlamaya kurban gitmişti ama o yaşta idamla yargılanmıştı. Cezası da onanmıştı ama burada kaybettik" dedi.
"Seçimle gelen seçimle gider"
Darbe girişimi sırasında havalimanında olduğunu anlatan Seyfettin Esen isimli vatandaş ise "Ben havalimanındayım tanklar geçerken ben sandım ki Fransa saldırısı gibi bir saldırı olacak. bu tanklarla önlemeye çalışılıyor. Arkadaşlar darbe deyince inanamadım çünkü, tanklar önümden geçti. Bu milletin vergisiyle alınan milli servetti ve bunlar halka döndürülemezdi. Halil kardeşimizin de son twitlerine baktığımız zaman Çengelköy'de polis barikat kurdu, bunların son çırpınışları ve halka ateş ediyorlar yazmış. Sonrasında kendisi şehadet şerbetini içti. Biz buradan Milli iradeye yapılan bu darbeyi şiddetle ve nefretle protesto ediyoruz. Seçimle gelen seçimle gider" diye konuştu.