Bir söz duymuştum küçüklüğümde. Derler di ki; "Suç, insana ömrünün ilk yıllarında öğretilirse, o insanın kişiliğine yerleşir kalır." Çok doğru bir söz...
Bu noktada ise Ahir zaman peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) de bir hadisi şerifinde der ki; "Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır."
Yazıya neden böyle bir giriş yaptım.
Hatırlarsanız;
10 Ocak 2016 tarihi yaklaşırken, geçen bir yılı anımsıyorum da. Neler yaşamışız neler...
Mühür olayı ve akabinde aylarca süren sorun ve sıkıntılar. Maddi ve taşınma sorunlarının yanında belediyenin bize karşı başlattığı mahkeme süreçleri.
İşin gerçeği bizi hiç birisi yormadı. Ama piyasada herkesin dilinde ki bazı söylemleri dinledikçe ve duydukça bizi germedi desek yeri değil.
Ancak Adli yargımızdan şahsımızın hiç korku ve inanç eksikliği yoktu. Çünkü Adalete güvenimiz her zaman olduğu gibi sonsuzdu.
Haber Expres Gazetesi ve Şeker Ofset Matbaacılık adlı işyerimize Belediye tarafından uygulanan "HUKUKSUZ, KANUNSUZ, MÜHÜRLEME VE İŞYERİNİ ZORLA BOŞALTMA" olayı akabinde taşınma sırası ve sonrasında Gazetemize açılan Mühür bozma ve Hakaret davaları...
İşin aslı halkın yani sizlerin ve elbette ki benim oylarımızla seçilmiş bir belediye başkanının, nedensiz ve anlamsız tutumlarıydı.
Gazetede ki tüm haberlere ve sorularımıza cevap vermemesinden kaynaklanan ve akabinde eleştirilerimizi eleştiri olarak algılamayıp ısrarla kendince hakaret adı altında mahkemeye taşımasıdır.
Velhasıl, Mühürleme yani gazete kapatma olayı ile birlikte geçen tamı tamına 12 aylık süreç.
Geldi geçti. Allah'a şükürler olsun bitti...
Bu süreçte Belediye tarafından Haber Expres Gazetesi ve Şeker Ofset Matbaası aleyhine "Mühür bozma ve Hakaret iddiası" ile açılan davalar geçtiğimiz hafta yapılan duruşmalarla sona erdi.
Mahkeme her iki dosyada nihai kararı verdi. "HUKUK yani ADALET" bir daha doğru olan karardan yana işledi.
Yasal süreç işliyor ama bu noktada dile getirmek istediğim şu!.
Son yıllarda özellikle AK Parti ile Hukuk tartışılır hale getirilmiş, mahkemelerin doğru kararlar yerine, siyasi baskılarla kararlar verildiği iddia ediliyorken,
Sonuçlanan her iki davada da mahkeme "adalet er yada geç tecelli eder. Ama mutlaka yerine gelir" sözünü "ADALETLE" yerine getirdi.
Hz. Ömer ne güzel demiş: "Adalet mülkün temelidir." Ve elbette ki "Hukuk bir gün herkese lazım olur."
Kısacası, Mahkemelerin tartışıldığı bu günlerde Çarşamba Adliyesi davalarda tarafsız olduğunu ve asla makam, kişiye göre değil kanunlara göre hareket ettiğini net şekilde gösterdi.
Her zaman derim. "Adalete güven asla sarsılmamalı" ve tartışma konusu edilmemelidir.
Eflatun'un sözünde belirttiği gibi: Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir; ama itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı...
Biz şükürler olsun adaletsizliğe karşı itirazımızı ve doğruları sonuna kadar haykırdık. O güç ve beceriyi rabbim bizlere nasip eyledi.
Ve sonuçta "ADALET MUTLAKA TECELLİ EDİYOR ve HAK YERİNİ BULUYOR..."
Her iki davada "Beraat" kararları ile son buldu.
Dava süreci Yargıtay' a gönderilerek sürdüğü için fazla söze gerek yok.
Ama Çarşamba Adliyesinin ülkede dilden düşmeyen GÜVENSİZLİK söylemlerinin arasında böylesi DOĞRU VE HAKLI bir karar vermesi nedeni ile kendilerini kutluyorum.
Gerisi laf-ı güzar olacağı için, kısa kesip diyorum ki...
Herkes Adalete güvensin ve asla kendinize göre adalet aramayın. Çünkü Yargı, adalet, mahkeme herkes için her zaman olmazsa olmazımızdır. Tarafsız yargıya teşekkürler...
Son cümlede Kur-an-ı Kerim de der ki: "Allah, hak ve adaletle idare edenleri sever."
Ve elbette ki alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) hadisi ile sona erdirelim yazımızı: "Huzuruna gelen herkese hürmet edip eşit muamele yap, ta ki zayıf, senin adaletinden ümitsizliğe düşmesin, kuvvetli de hak etmediği bir nimeti elde etme hayaline kapılmasın."
Mutlu ve (sağ)lıcakla kalın...