BEN ADAYIM…
Demiştim ya, hani geçtiğimiz gün…
Sağ olsun dostlar, tanıdıklar, partili, partisiz hemen her kesimin ilk sorusu
-HANGİ PARTİDEN ADAYSIN…
-YAKIŞIR…
-SENİN KİMDEN EKSİĞİN VAR, GEÇMİŞİN BELLİ, GÖREVLERİN, ÇALIŞKANLIĞIN falan filan uzadı gitti yorumlar.
Harbi bu yorumlar bire bir muhabbetlerde yapılırken, köşe yazıma ise şu yorumlar yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor.
Örnekler:
Birinci yorum: BEN BİR ÜLKÜCÜ OLARAK SANA KATILIYORUM. Ama diyorum ya İbrahim Sezgin;10 yıldır tek gazete abonesi yapamamış, tek kelime konuşamamış, hiçbir toplantıda muhabbet edememiş bir gazeteci olarak ben tanımıyorsam, partiye pek gelip gitmemiş rica minnet parti işlerine el uzatıyorsa, aday olması noktasında Çarşambada kaç kişi, nasıl tanıyacak oy verecek ki.
İkinci yorum: Erol Şeker ilk defa bir yazını beğendim
Üçüncü yorum: atın iyisine doru yiğidin iyisine deli derler yürü be erolcuğum
Haydi, hayırlısı bakalım.
Bazıları der ki: Gazeteciden Belediye Başkanı mı olur?
El insaf, Avukattan, Eczacıdan, Öğretmen’den, Kaymakam’dan, Validen velhasıl her kesimden oluyor da, GAZETECİ den neden olmasın.
Hem de siyasetçiyim diyenlerin çoğundan daha fazla eksikler hakkında detaylı bilgilerim var.
Siyasetçilerin çoğundan daha fazla yapılması gerekenler hakkında gördüklerim, eleştirilerim var.
Gazeteci anasından bu meslekle doğmadı ki!.
Ama bizim bu meslekten önce ki görevlerimiz de hatırı sayılmayacak işler değil.
Askeriyede yeteri kadar görev yapmış geçmişi başarılarla dolu dolu geçmiş bir malul emeklisi askerim.
Bu gün hatırı sayıldığına inandığım en azından Çarşambanın son on yılında ilçe haberlerine, eksiklerine, protokolüne,siyasetçisine karşı eksikleri dobra dobra konuşan ve yazan bir gazeteci olduk.
Eksikleri görüp yazdığımız için tampon bölgelere itildik, horlandık ve yabancı basınla boğuşmak durumunda kaldık ve kalıyoruz.
Her neyse konuyu dağıtmayalım yeniden.
Bütün bu olaylar yaşanırken, dün CHP ve Saadet Partisi de bu siyasetin içinde dedikten sonra aday adayları birer birer çıkmaya başladı.
Dünkü köşe yazımdan sonra bu gün haberini de okuyacağınız gibi Çarşamba CHP de Sinan Yaşar aday adaylığını ilk deklare eden isim oldu.
AK Parti’ de şimdilik Hüseyin Dündar aleni aday adayı, gizli aday ise İlçe Başkanı Mehmet Köse olduğu iddiaları devam ediyor.
Bu noktada aday adayı olur olmazın şartlarının açıklanmasını beklediğine Köse’nin eminim. Çünkü o da kendince istifa etme tarihi ve aday adaylık sürecinin netleşmesini bekliyor. Bu minvalde Köse kesin ikinci aday adayı. İkisinden birisi yoluna devam edecek.
MHP ye gelince.
MHP de işler beklendiği gibi hala net değil. Hala flu ortam sürüyor.
Buradan bakınca Saadet Partisi yine garanti isimle yola çıkmayı düşünüyor. Onlarda aday adaylık süreci düşüncesi pek hasıl değil. Geçmişte yaşadık. Bu günde aynı rota izlenecek gibi görünüyor. Onlar isimlerini kendi içinde belirleyip tek vücut gibi sahaya çıkmayı seviyor. Eleştirilerden partiyi uzak tutuyorlar.
Çarşamba’da bu noktada MHP ve CHP ile AK Parti şimdilik aday sürecinden önce çok konuşulacak gibi görünüyor. AK Partinin sürpriz beklenen ismi var ancak o ise muallâk ve Genel Merkez engelli olduğu net biliniyor.
Ama siyasette her şey her an değişebilir. Süleyman Soylu ve Numan Kurtuluş’tan sonra her düşünce ve beklenti gerçekleşebilir…
Ve sonuca gelecek olursak: BEN ADAYIM dedikten sonra olaylar hızlandı. Aday mıyım, değil miyim önümüzde ki günlerde netleşirken hangi parti konusu da dikkat çekmeye devam edecek. Nasıl olsa gazetelerle aday belirleniyorsa bende ADAYIM der geçerim. Ben de aday olurum.
Kaldı ki başkaları ufak veya büyük reklam paraları ile adını yazdırıyorsa bizim de hasbelkader gazetemiz var reklamımızı bedava yaparız. En azından adaylık bedelimiz olmaz.
Ne dersiniz BEN ADAYIM derken şaka mı yapıyorum. Olamaz mıyım?
Bekleyin göreceğiz hep birlikte…
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…