Bilindiği gibi ülkemizde yaşanan FETÖ terör örgütünün hain kalkışması üzerine, FETÖ sempatizanları yeni bir parti arayışına girmiş ve iddialara göre Meral Akşener'in kurmayı düşündüğü yeni partiyi toplanma merkezi olarak kabul ettikleri dile getirilmekte.
Türkiye'de iktidar sloganı ile ortaya çıkacak bir partinin, bu slogana uygun çıkış yapabilmesi için ilk etapta en az 1 milyar dolar gibi bir rakamı gözden çıkarması gerektiği tahmin edilmekte.
Akşener'in böyle büyük meblağdaki parayı nasıl temin edeceği ile ilgili birçok iddia ortaya atılmakta.
"Bu büyüklükte paranın temini nasıl olacak?" sorusu kafaları kurcalarken, akıllara Akşener'in, 29 Nisan 2016 tarihinde yapmış olduğu "Faili Meçhuller Kabulümdür" açıklaması gelmekte.
Akşener'in sözettiği faili meçhullerin, kendisinin İçişleri Bakanı olduğu dönemde, Mehmet Ağar'ın başında olduğu ekip tarafından işlendiği ileri sürülen faili meçhuller olduğu ulusal basında dile getirilmekte.
"Mehmet Ağar" denildiğinde akıllara birçok uluslararası uyuşturucu kaçakçısı çok defa Ağar'ı uyuşturucu konusunda suçladığı için uyuşturu gelmekte. "Türkiye'deki uyuşturucu sektörünü Ağar'ın başında bulunduğu ekip yönetmektedir" gibi açıklamaların basında sık sık haber olması da böyle olsun olmasın bu düşünceye sebep olmakta. Ünlü kaçakçı Urfi Çetinkaya'nın açıklamaları buna örnek gösterilebilir.
Ülkemiz doğudan batıya uyuşturucunun geçiş güzergahıdır. Afganistan'da üretilen eroinin hammaddesi İran'da eroin haline getirilerek geçmişte Güneydoğu illerimizden yurda sokuluyordu. O bölgedeki karışıklıklar ve sevkiyatlara göz yuman FETÖ mensubu devlet görevlilerinin büyük ölçüde görevden uzaklaştırılmaları, uyuşturucu sevkiyatlarına darbe vurdu. Bu durum istihbarat raporlarında mevcuttur. Son bir yıldır Güneydoğu Bölgemizdeki başarılı operasyonlar bu istihbarati bilgiyi doğrular niteliktedir.
Son üç aylık süreçte Afganistan, Gürcistan ve Türkiye hattında Mehmet Ağar'a yakınlığı ile bilinen uluslararası uyuşturucu kaçakçıları ile Samsun ve çevresinde çete faaliyeti sürdüren grupların hareketliliği gözden kaçmamaktadır. Bu hareketlilik uyuşturucu sevkiyatının Afganistan-İran-Türkiye hattının, Afganistan-Gürcistan-Türkiye hattı olarak rota değiştirmesi olarak yorumlanmasına neden olmakta...
Buna örnek olarak bir ay kadar önce Mehmet Ağar ile ismi anılan uyuşturucu baronlarının, Gürcistan'da bir toplantı yaptıkları bilinmekte. Bu toplantı Samsun'da yerel basına da yansımıştı. Yerel basına her ne kadar toplantı maddi anlamda zor durumda olan Samsunspor için yapıldığı lanse edilmiş olsa da, toplantının uyuşturucu için olduğu eleştirileri kimi sosyal paylaşım sitesi sahiplerince dile getirilmişti. Toplantıya katılan isimlerin bir çoğunun kendi aralarında kavgalı olduğu bilinmekte!
Gürcistan'da yapılan ve yerel basına yansıyan toplantıdan kısa süre sonra Samsun'u, Afganistan'dan üstdüzey askeri ve konsolosluk düzeyinde bir ekibin ziyaret ederek, Gürcistan'da toplantıya katılanlan gruplardan bir kısmıyla görüştükleri bilinmekte.
Gürcistan'da yapılan toplantı ve Afgan heyetinin Samsun ziyaretinin yanı sıra uyuşturucu baronlarının adamı olarak kamuoyuna yansıyan bir sivil toplum kuruluşu başkanının, Trabzon'daki Gürcistan Konsolosluğu'na bağlı olarak Fahri Konsolosluk bürosunu Samsun'a açmak için son aylarda yoğun çalışma içerisinde olunduğuna dikkat çekilmekte.
Bu bağlamda son aylarda sık sık Samsun Valiliği ile Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı başta olmak üzere devlet kurumlarına ziyaretler gerçekleştirildiğine işaret ediliyor.
Baronların adamı olduğu dile getirilen şahsın, zaman zaman Türkiye'de hukuki sorunlar yaşayan uyuşturucu baronları ile birçok çete üyesinin Türkiye'den, Gürcistan'a kaçışlarına yardımcı olduğu iddia ediliyor. Geçtiğimiz aylarda bu kişi hakkında FETÖ soruşturmaları çercevesinde kısa süre gözaltına alındığı, banka hesapları ve malvarlığına bir süre tedbir konulduğu ve halen yurtdışı yasağı olduğu iddia edilmekte...
Gürcistan Fahri Konsolosluğu'nu Samsun'a getirerek bu şahsın hem dokunulmazlık alarak hakkındaki soruşturmalardan kurtulmayı hem de konsolosluk kimliği ile kurulmaya çalışıldığı ileri sürülen Afganistan-Gürcistan-Türkiye hattındaki uyuşturucu sevkiyatlarının dokunulmazlık zırhı ile yürütülmesine yardımcı olacağı kaydediliyor.
Arka planda Afganistan-Gürcistan-Türkiye hattında uyuşturucu yolu kurulmaya çalışılırken, ön planda uyuşturucu baronlarının bu çalışmayı gizlemek için Türkiye'de FETÖ aleyhinde sık sık kamuoyunda açıklamalar yaparak, Cumhurbaşkanlığı makamı başta olmak üzere, devlete şirin görünme çalışması içerisinde oldukları söylenmekte. Hatta bu bağlamda darbe karşıtı dernek dahi kurdukları iddia edilmekte.
Kurulmaya çalışılan yeni uyuşturucu yolunu gizlemek için FETÖ ile savaş verme izlenimi o kadar gerçekçi yürütülmüştür ki, Türkiye'de uyuşturucuyla mücadele eden tüm devlet kurumlarının bağlı olduğu Ankara'daki kurumun yetkililerinin bu oyuna düştüğü öne sürülmekte. Buna örnek olarak bahse konu kurumun üst düzey bir bürokratının geçtiğimiz aylarda Samsun'da düzenlenen bir gecede, uluslararası uyuşturucu kaçakçısıyla birlikte plaket alması gösteriliyor.
Eğer iddialar gerçek çıkar, Afganistan-Gürcistan-Türkiye hattında uyuşturucu yolu kurulur ve bu sayede elde edilen paralar yeni kurulacak partiye akıtılırsa, yeni partinin elde edeceği maddi güçle kısa sürede yükseliş yapmasına kesin gözüyle bakılıyor. Fakat devletin bu tür planlara müsamaha göstereceğini sanmakta saflık olur. Türkiye Cumhuriyeti, bir iki eski derinciyle, bir iki çetenin oyuna getirebileceği bir devlet değildir.
Bir sonraki yazımda buluşmak umuduyla...