Diyorlar ki; AK Parti ile neden bu kadar kavgadasın. Bu kadar eleştiri yapıyorsun. Muhalefet partilerine neden bu kadar yüklenmiyorsun...
İyi bakın, Muhalefet Parti Milletvekilleri ve teşkilatları aradığımızda, yanlarına gittiğimizde veya her hangi bir açıklamaları olduğunda konuşuyorlar, parti binasından kovmuyorlar...
Yani eskisi gibi kapılarını, gönüllerini hiç kimseye kapatmıyorlar. AK Partinin 2001 yılı ruhunu onlar bu günlerde yaşıyorlar. Kapıları kapalı olan AKP'liler, açık olanlar muhalefet. Suç bizde mi yani şimdi?
Oysa AK Partinin eski teşkilatlarının gönülleri herkese açıkken, şimdikiler böyle mi? Kapılar kapalı, ayrımcılık, adamcılık had safhada. Kin, nefret, adamcılık falan filan anlayın işte. Adamlar kendi parti kurucularını parti ilçe, il binasında görmeye dahi tahammül edemiyorlar. Bizi mi düşünecekler.
Gündeme bakacak olursak;
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu seçim beyannamesini açıkladı. Seçim Beyannamesini açıklarken kimler yoktu ki?! Ama kimlerin olduğundan çok söylenenler ile teşkilatların uygulamalarına takıldım.
Mesela ilk düşüncem, "Bismillah, İlk günkü aşkla, haydi bismillah" sloganları...
Sayın Davutoğlu'nun bu kadar söylem ve sloganlarına rağmen, ülkenin çoğu teşkilatlarında olduğu gibi Samsun ve ilçe teşkilatlarında bu duygular unutulmuş, adeta nasır bağlamış. Eleştirdiğinde maaşlı bazı zeka seviyesi düşük zat'lar, Gazetenin mühürlenmesi için "Oh olsun iyi yapmışlar" yorumu yaparken, bunları destekleyen zihniyettekileri makamlara getirirseniz olacağı budur.
Bu zihniyettekiler AK Partinin vücudunu saran, içine yuvalanan mikroplardan arındırılmadığı sürece parti ANAP' tan daha hızlı çöküşe sürükleniyor farkında değiller? Osmanlılığı heyecanla bekleyenler, tıpkı Osmanlı'nın son dönemlerindeki gibi hızla uçuruma koşuyor. ANAP' tan daha kısa sürede tükenmesine çanak tutuyorlar. Bu eylemler AK Parti Genel Merkez yöneticilerinin umurunda değil.
1 Kasım da hayati önem taşıyan seçimler yapılacak. AK Partili Milletvekilleri, İl ve İlçe teşkilatlarını iyi izleyin. Ayrımcılık yapılmayacak diyen Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanına inat, bu AK Parti içine yuvalanmış AKP ve içerde ki paralelciler, o kadar net ayrımcılık yapıyorlar ki; akıllara zarar!
Bu gün Başbakan Samsun' da olacak. Sözde bu mitingi duyurabilmek amacı ile günlerdir bazı (!)yerel medya ve araçların camlarında el ilanları ile duyuruluyor. Bunu bu hale getirenler AKP'li bazı yetkili ve etkili isimler. Onların talimatı "şu şu gazete, internet sitelerine reklam verin, ama filan filanları ise ne teşkilatlara, ne vekillere ne de partiye asla yaklaştırmayın. AK Parti olarak haberleri yollayın mecbur yayınlayacaklar ama reklam vermeyin, açıklama yapmayın, uzak tutun. Bizi lekeliyorlar" sözde isyanını yaratıyorlar. Sormazlar mı; "Lekesi olmayanları kim nasıl lekeleyebilir?
Bu zatlara soru sormak suç sayılıyor ama yinede Başbakanın söylemlerine güvenerek şu soruları sorayım: HDP'nin ayrımcılık zihniyeti ile AK Parti vücudunda enfeksiyon yapan mikrop tipli AKP'lilerin zihniyetleri farklı mı?
AK Parti "BİSMİLLAH" derken, şeytan'i nefisleri kovma düşüncesi ve ülkeyi korumaksa hedef: Samsun, Çarşamba'da ve ülkenin çoğu bölgesinde ki şeytani nefislere ne diyecek?
Başbakan Davutoğlu ne dedi: "GELİN BİR OLALIM, BİRLİK OLALIM, DİRİ OLALIM, İRİ OLALIM..."
Yani Birlik, beraberlik ve dirlik bunların lügatında bitmiş. Maalesef, içerdeki zatlar "iri olalım" söylemini anlamış geriye kalan cümleleri hiç duymamışlar.
İri olalım mantığı partiyi bitiriyor. Bu sıkıntı listelerle de perçinleştirilmiş. Bunlar partililerin isyan ve tepkileri. Bizim gocunmamız değil. Elçiye zeval olmaz anlayacağınız.
Velhasılı kelam. AK Parti 1 Kasım' a güçlü girmek istediği kadar, İlçe, İl teşkilatları ve yanın da bazı milletvekilleri ısrarla kendi makam, koltuk ve çıkarları için AK Partiyi, AKP'lileştirerek halktan koparıp uzaklaştırdı bile...
AK Parti Samsun eski milletvekili adayı ve Atakum İlçe Belediyesi eski Meclis üyesi Çakır Öztürk, sosyal medyada paylaştığı "Ak Partide görev alan herkes şunu iyi bilsin, bu millet oy'larını Ak partiye değil RTE'ye veriyor.. Sizlerden bi b..k olmayacağını da biliyor" yorumu ile gündeme oturması sizde ne düşündürüyor? Sonra o yazının kaldırılması daha da ciddi bir durumu göstermiyor mu?
Devamında ne diyor Sayın Öztürk, " KENDİMİ AK PARTİ TEŞKİLATLARININ DIŞINDA GÖREREK BU YAZIYI YAYINLAMADIM. Zaman zaman üzerimiz de soğuk duş etkisi yapacak eleştirilere de tahammüllü olmayı bilmek ve bunlardan ders çıkarmak zorundayız."
Eh ne diyelim. AK Parti de eskiden kol kırılır, yen içinde kalırdı ama artık "Kral Çıplak" muhabbetlerini dahi her alanda parti içinde ki önemli isimler bile haykırıyorsa. Bizim eleştirilerimiz onların isyan ve tepkisinin yanında deve de kulak kalmıyor mu?
Sonuç: AK Parti, AKP'lileşen, baskı, kovma, ayrımcılık yapanları partiden kopartmadıkça, 7 Haziran seçimlerinden öteye değişim beklemek yeniden "BİSMİLLAH" denilse de boşa...
Besmelenin manasını bilmeyenlerle bu siyaset artık çok zor. Bizden uyarması...
İlk heyecan ve duyguları unutanları dışlamadıkça değişen olmayacağına göre, "BİSMİLLAH" bile yeterli olmayacaktır. AK Parti de birileri bence "Hatim indirmeli, hatim..."
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...