Son günlerde siyaset mafya ilişkisini görüyoruz diyen Usta, açıklamasında şunları söyledi: “90’lı yıllara rahmet okuturcasına tüm kirlilikler, pislikler ortaya çıkmaya başladı. Türkiye’de hiçbir şekilde güven iklimi kalmamıştır. Ekonomide zaten güven olmadığı için yansımalarını görüyoruz. İnsanların Türkiye’de can güvenliği yoktur, mal güvenliği yoktur, hukuk güvenliği yoktur. 18 yılın sonunda Ak Parti Hükümeti Türkiye’yi böyle bir noktaya getirdi.
Dün TBMM’de bir kanun teklifi görüşüldü ve kabul edildi Cumhur ittifakı tarafından. Vatandaş perişan vatandaş sıkıntıda insanlar bekliyor ki, içerisinde birtakım sıkıntıları çözecek hususlar barındırsın bu kanun teklifi. Fakat bomboş bir kanun teklifi görüşüldü. 3 yıl önce yaptığı bir yıl önce yaptığı hatayı düzeltmeye yönelik maddeler vardı. Mesela çek yasasını çıkarıyorsun ticari hayatı felce uğratıyorsun şimdi önü düzeltmeye yönelik bir şey çıkartıyorsun. Zaman kaybettirici Türkiye’nin enerjisini boşa harcayıcı işler yapılıyor.
“BU VERİMSİZLİĞE PRİM VEREN BİR UYGULAMADIR, HİLE YAPMAK İSTEYEN FİRMALARI ÖDÜLLENDİRECEKTİR”
KOBi’lere yönelik destek açıklanıyor, ne kadar müracaat oldu diye baktığınızda hemen hemen kimse yok. O kadar mantıksız şartlar isteniliyor ki, mesela 2019 yılı ve öncesinde kurulmuş olmak. 2020 yılının ilk beş ayında yüzde 25 ciro kaybı olsun diyor. Reel anlamda yüzde 50 – 60 tan fazla ciro kaybına uğruyor. İşçinizi azaltmamış olacaksınız diyor bu kadar mantıksız şartların olduğu bir kurgu var. Bu verimsizliğe prim veren bir uygulamadır. Bu hile yapmak isteyen firmaları ödüllendirecektir. Bundan hızla vazgeçmek lazım. Zor ve sıkıntılı dönemde işletmeleri rahatlatmak gerekir. Bunu takip edeceğiz buradaki şartların değiştirilip işletmelerin bu kredileri kullanacak duruma getirmek gerekir. Kredi uygulamasında da verimsizliği pirim veren şartlar vardır. Burada da firmalar alamasın biz de bir paket açıklamış olalım diye açıklanmış desteklerdir. Turizm sektörü için kira ödemelerinde erteleme yapılmıştı bu yıl da bir erteleme yapıldı. Bunu destekliyoruz olması gerekir ama burada hangi bir şekilde bu ertelemelerde faiz alınmıyor. Bunun aynısını çok zor durumda olan esnaf çiftçi için de bekliyoruz. Esnaftan bu sıkıntılı dönemde stopajları, vergileri almaya devam eden bir iktidar var. Turizmcilere gösterdiğiniz o kolaylığı toplumun diğer kesimlerine göstermeniz gerekir.
“BİONTEK İLE YAPILAN AŞI ANLAŞMASI DOLAYISIYLA ÖDENECEK PARANIN TAMAMININ FAZLASI AKARYAKIT ZAMMI İLE ÇIKARILDI”
Dün çok yüksek oranlarda akaryakıt zammı ile uyandık. Bu artışın toplam yıllık gelir etkisi 26,5 civarında. İki milyon esnafın toplamda alacağı destek 10 milyar lira iken şu anda ekonominin üzerinde 26 milyar lira etkisi olan bir yük getirildi. Biontech ile yapılan aşı anlaşması dolayısıyla ödenecek paranın tamamının fazlası bu akaryakıt zammı ile çıkarılmış oldu. Aşının bedelini milletin üzerine yüklemiş bir Ak Parti Hükümeti var. Tabii aşı bir defa ama bu zamlan her yıl gelecek. Hükümet biz size bedava aşı yaptırıyoruz demesin.
“MİLLET BİR KEZ DAHA ACI REÇETE İLE TANIŞMIŞ OLDU”
Türk lirası korumasız hale gelmiştir. Milli parayı koruyan iki faktör vardır bunlardan birisi faizdir, ikinci unsur ise Türkiye’nin rezervleridir. Rezervi eksiye düşmüş bir ülkede milli parayı koruyacak hiçbir unsur yok. Akaryakıtta gördüğümüz bu artışların bundan sonra da görmek kaçınılmaz olacaktır. Hemen bunun peşine büyük ihtimalle doğalgaz ve elektrikte zamlar göreceğiz. Akaryakıt fiyat artışının dolaylı etkilerini de göreceğiz. Dolayısıyla millet bir kez daha acı reçete ile tanışmış oldu.
“BÜTÜN İKAZLARIMIZA RAĞMEN AK PARTİ HÜKÜMETİ ÜLKEYİ BU HALE GETİRMİŞTİR”
Enflasyon yüksekti ama Ak Parti Hükümetleri düşmek trendinde olan bir enflasyon devralmıştı. Şimdi 2002 yılında aldığı enflasyonun üzerinde bir enflasyon var. Dünyada yüzde 1-2 enflasyonun konuşulduğu bir ortamda Türkiye’de yüzde 35 enflasyon var ve trendi de yukarı doğru. TÜİK’in açıkladığı rakamlar bile olağanüstü yüksek rakamlardı. İşin kötüsü önümüzdeki günlerde enflasyonun düşürülmesine yönelik olarak bir politika aracını kaybetmiştir Türkiye. Dolayısıyla kurda bir artış olduğu zaman bunu hemen enflasyona yansıması olacaktır. Bunların hiçbirine karşı yapabileceğimiz bir şey yok. Bu kadar ülkeyi korumasız bırakmak düşünülemez. Bütün ikazlarımıza rağmen Ak Parti hükümeti ülkeyi bu hale getirmiştir. Biz vatandaş refah içerisinde yaşasın diye önerilerde bulunuyoruz. Hiç olmazsa bu işleri bilemiyorsanız bilenleri dinleseler bundan biraz daha belki Türkiye iyi olur. Onu yapacak ne cesaretleri var ne de o demokrasi kültürü var. Bütün bunların çözümü bellidir, milletin önüne sandığın koyulması lazım.
“BİR İTALYAN FİRMASI BU ÜLKENİN BÜTÜN KAYNAĞINI SÖMÜRÜYOR VE HÜKÜMET BUNA MÜSAADE EDİYOR”
Fındığın çok ciddi yapısal sorunları var. 18 yıllık 19 yıllık iktidardan ülkenin yapısal sorunlarını çözmesini bekleriz, bunlardan bir tanesi fındık. Fındığın yapısal sorunlarını bu hükümet çözemediği gibi geçmişte çok kolay yapılan işlemler bile şu anda yapılamıyor. Biz fındığın natürel olarak ihraç edilmesine karşıyız. Fındığı ham madde olarak ihraç etmek gelişmemiş ülkelerin yaptığı bir şey. Gelişmiş ülke işleyerek ihraç eder. Türkiye fındığı ihraç etme kabiliyetini yitirdi. Bir İtalyan firması bu ülkenin bütün kaynağını sömürüyor ve Hükümet buna müsaade ediyor. Siz dünya ihracatının yüzde 75’ini yapacaksınız yurt içindeki fiyatı dahi belirleyemiyorsunuz. Fındık fiyatları 25-26 liraydı, TMO alım yapıyordu. Nisan sonunda TMO alımı durduruyorum dedi fiyatlar 21 liraya düştü. TMO’nun bu konuda uzmanlaşması lazım ve daha iyi bir bütçe ile bu işe dahil olması lazım. Fındık fiyatları sezondan önce açıklansın, açıklanırken kur artışları dikkate alınarak üreticiyi mağdur etmeyecek şekilde açıklanmalı.