36.Olağan Kurultay öncesi bütün İl başkanları Ankara’da bir araya geldi. Kurultay sürecini değerlendiren Tufan Akcagöz, “Çok zor bir süreçten geçiyoruz. Hepimiz, ciddi ve büyük sorumluluk aldık. Bunun farkındayız. Ülkemizi, yaklaşan tehlikeden kurtarmak zorundayız. Bu tehlike, diktatörlük tehlikesidir. Demokrasinin yok edilmesine, yargının siyasallaşmasına izin veremeyiz. Demokrasi, kolay kazanılan bir kurum değildir. Dolayısıyla, kolay terk etmek düpedüz intihar anlamına gelir. Biz tüm bunların farkındayız. Millet de inanın bunun farkında. Türkiye’nin, bu güzel ülkenin, ülkemizin, kendisinden başkasına söz hakkı tanımayan bir çağ dışı anlayışa teslim edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu hükümetin hangi icraatına karşı çıkıyorsunuz diyorlar. Hangi birini sayalım? Bunlar iktidara gelmeden önce ülke nasıldı, şimdi nasıl? 2002 yılında terör, nerdeyse bitmişti, tükenmişti. AKP’nin dönem politikaları, PKK’ya umut oldu. Ekonomi bozuldu, daha da bozulmaya devam ediyor. Yalan mı? Avroyu hesaplamak için ikiyle çarpıyorduk, şimdi beşle çarpacağız neredeyse. İnsanlar kutuplaştı. Toplumun, kendisi gibi düşünmeyen kesimine ‘ulan ahlaksızlar’ diye bağıran bir anlayış tarafından yönetiliyoruz. Artık gına geldi. Mesele, bir parti tercihi meselesinin çok ötesine geçti. Yoksa, AKP’ye oy veren yurttaşlarımıza, bu tercihlerinden dolayı kırıcı bir söz söyleyemem ama bu yanlış tercihin ülkeyi sürüklediği noktayı da görmelerini istiyorum. Resmen savaşa girdik. Neden, niye? Bu hale nasıl geldik, bunları neden sorgulamıyoruz? ‘Dostum Esat’ , nasıl ‘Eset’ oldu? “ dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi 36.Olağan Kurultayı’nın, ‘Adalet ve Cesaret Kurultayı’ olarak tanıtıldığını ifade eden Tufan Akcagöz, “Adalet ve cesaret kurultayımızın ülkemize ve yurttaşlarımıza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Kurultaylar, parti içi tazelenmenin önemli bir aracıdır. 3/4 şubatta gerçekleşecek olan büyük kurultayımızda Cumhuriyet Halk Partisi örgütü, bu tazelenmeyi mutlaka başaracaktır. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında çok verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Seçimin blok liste ile mi yoksa çarşaf yönetimi ile mi yapılacağına kurultay delegesi karar verecek. Kimsenin bu noktada kimseye baskı uyguladığı yok. Tamamen demokratik bir tercih. 60 kişilik parti meclisinin nasıl oluşacağı, bu yöntemlerden biriyle belirlenecek. Kurultayımızın adı, adalet ve cesaret kurultayı. Adil bir ülkede, adaletin siyasetin emrine verilmediği bir coğrafyada, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği ve herkesin eşit olarak hizmet aldığı bir ülke olma özlemimiz var. O nedenle adalet diyoruz. Sayın Genel Başkanımız ‘adalet’ arayışı için, 450 kilometre yol yürüdü. Bütün dünya izledi bunu. Ülkemizde bugün tiyatro oyunları bile yasaklanır hale geldi. Demokratik herhangi bir tavır, bölücülük olarak kamuoyuna yansıtılıyor. İnsanların arasındaki fikri uçurumlar da her geçen gün daha çok artıyor. Buna sebep olan, siyasi iktidarın, ülkenin geleceğini düşünmeyen, aymaz politikalarıdır. İşte bunun için, cesur olmalı, cesaret göstermeliyiz. Başka Türkiye yok. O nedenle, doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle bu topraklarda barış ve huzur içinde yaşamak zorundayız. Şayet bunu sağlayamazsak, işimiz zor. İsmet Paşa’nın deyişiyle, namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmak zorundadır. Bu cesareti gösteremezsek, kurtuluş yoktur. Bu nedenle, partimizin 36. Olağan Kurultayı’na bu gözle bakıyoruz. Partimizin yapacağı sıçrama, ülkenin kurtuluşunu da sağlayacaktır. Partimize ve ülkemize hayırlı olsun. Kurultay sonucunda oluşacak yönetim kadrosu, bir kuvayı milliye kadrosu gibi çalışmak zorundadır. Örgüt tabanı, bu tercihi layıkıyla yapacak güçtedir.” diye konuştu