Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Herşeyi olabilirsiniz, Milletvekili ve hatta Cumhurreisi bile olabilirsiniz ama sanatçı olamazsınız’ sözleri ile tiyatrocuları selamlayan Akcagöz, “Tiyatronun ve sanatın her dalının gelişmesi için elimizden geleni yapmak zorundayız. İçinden geçtiğimiz zaman diliminde, tiyatronun ve hatta sanatın her dalının önemini daha iyi anlıyoruz. Tiyatro muhaliftir, sanat muhaliftir. Sanat, muhalif olmak zorundadır. İşin doğasında bu vardır. Sanat, işbirlikçi olmaz. Hangi baskıcı siyasi iktidar olursa olsun, sanatçıdan itaat bekler; bunu bugün daha iyi görüyoruz. Sanatçı ise, başkaldırmayı ve muhalif olmayı her daim becerebilen insandır. Sanatçı, teslim olmayan insandır. Faşizm geldi mi, gelecek mi derken, faşizm kapıları kırarak gelmiş. Barış Atay, bir tiyatrocu. ‘Sadece diktatör’ adlı oyunu Artvin’de oynamak istiyor, yasaklanıyor. Kadıköy’e gidiyor, orada da oynayamıyor. Oyunun bir sloganı var. ‘Diktatör olsa bu oyunu oynayamazdınız’ ironisiyle çıkıyor oyun. Ve şimdi yasak. Oyunda suç unsuru varsa, soruşturma açarsınız, hukuk önünde değerlendirilir. Oyun yasaklamak, en ilkel yöntemdir. Ancak, bu sıkıntılar sadece bugün yaşanıyor değil. Tarihin her döneminde tiyatrocular baskı ile karşılaşmış. Karl Valentin. Alman kabareci. Adolf Hitler, bizzat oyununu izlemeye geliyor. Oyunun bir bölümünde Karl Valentin, Hitler’in ve Naziler’in Alman sermayesi ile olan kirli ilişkilerini hicvetmek için, ‘Büyük şef köşeyi dönüyordu, siyah Mercedes’iyle’ deyince Hitler sinirleniyor ve ertesi gün oyuna kendisi yerine gestapoları gönderiyor. Ertesi gün Karl Valentin, yine sahnede ve oyunun o kısmında ne diyecek, nasıl diyecek? Gestapolar izliyor, Valentin kaygılı, endişeli. ‘Büyük şef köşeyi dönüyordu ve arabası siyah Mercedes değildi.” diyerek sözlerini tamamlıyor. Faşizmin, sanata tesir edemeyeceğinin açık örneğidir. “ dedi.
Samsun’da sanat anlamında çok gerilerde olduğumuzu söyleyen Tufan Akcagöz, “Duyduk ki, İlkadım Kaymakamlığı ‘Lüküs hayat’ oyununu müstehcen bulmuş. 1930’lardan beri oynanan bir oyun bu, Müzikal nakaratını, belki çoğumuz ezbere bilir. Bu oyun, argoymuş, müstehcenmiş. Yazıklar olsun. Hayatlarında kaç tiyatro oyunu izlediler bilmiyorum ama bunu kabullenemiyorum. Kendi yaşam standartlarını millete dayatıyorlar. Çok yazık. Bu tablo bize gösteriyor ki Samsun, 1930’ların gerisine düşmüştür. Bunu Samsun’a yaşatmaya kimsenin hakkı yok. 27 Mart günü, tüm Türkiye’de tüm tiyatrolar ücretsiz olmalıdır. Devlet, özel tiyatrolara bu anlamda destek olmalı ve vatandaşın yılda bir gün bile olsa tiyatro izlemesinin önünü açmalıdır. Ülkede, siyasi hiciv de kalmadı. Levent Kırca çıkar, Demirel taklidi yapardı, Ecevit’i eleştirirdi. Şimdi, tek bir siyasi mizah programı var mı? Yok. Neden yok? O kadar geriledik ki, konuşmaya ve söylemeye korkar olduk. Kimse ağzına, Tayyip Erdoğan’ı eleştiren bir espri alamıyor. Neden? Daha nasıl ve ne kadar daha yaşanmaz bir ülke haline geleceğiz? Bu, sabredilecek bir durum değildir. 27 Mart Dünya tiyatro günü kutlu olsun. Umarım, tiyatro ve sanatın bütün dalları özgürleşir. Sanat özgürleşmezse, toplumlar da özgürleşemez.” diye konuştu.
Toplantıya, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı ve Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ve yine Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Süleyman Bülbül de katıldı.