Bugün varsak ve bu topraklar bize vatansa, bunun temelini işte 1915’in 18 Mart’ında aramak lazım diyen Akcagöz, “18 Mart Çanakkale zaferinin 103. yıl dönümü münasebetiyle bir araya geldik. Bugün, bir zafer günüdür ama aynı zamanda bir yas ve hatırlama günüdür. İki yüz elli bin şehit. Dile kolay. Senin, benim, bizim amcalarımız, dedelerimiz. Bitmiş, tükenmiş bir Osmanlı. Bir kurtuluş ümidi ile girişilen Alman ittifakı. Beceriksiz bir harbiye siyaseti. 1914 yılının ekim ayında patlayan bir dünya savaşı. İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Ruslar, eski Osmanlı unsuru milletler bir tarafta, Osmanlı, Almanya, Avusturya Macaristan bir tarafta. Büyük devletler, hesap peşinde. Anadolu’yu parça parça edecekler. Sömürge olacak Anadolu. Ama önce Çanakkale’yi geçmeleri gerekiyor. Gemilerle geliyorlar. Kıtalar arasından, çok uzun yollardan geçerek geliyorlar. Gemilerin bir kısmında, işi bilen İngiliz, Fransız askerleri. Bir kısmında ise hangi savaşa, kimin savaşına bile gittiklerini tam olarak bilmeyen, ta Avusturalya’dan getirilmiş Anzak askerleri. Anadolu’yu işgal edecekler ama önce Çanakkale’yi geçmeleri gerekiyor. Geçebildiler mi? Hayır. ‘Çanakkale geçilmez’ diye canıyla, kanıyla tarih yazan, başta Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyorum. Onlara çok şey borçluyuz. 1915 yılında gösterilen bu kahramanlık, işte bize yaşadığımız bu günleri armağan etmiştir. Aklımızın köşesinden asla çıkarmayalım. Geçen yıl Çanakkale’de bulundum. Elimdeki mermi çekirdeğine bakın. Gelibolu yarımadasında, nemli havalarda toprağı eşeleseniz, hala bunlardan çıkıyor. Atılan toplam mühimmatı eritseniz, üçer milimden Gelibolu yarımadasını üçer defa kaplayabiliyorsunuz. Savaşın azametine bakın. 57. alayı duydunuz. Hala dünyanın en kahraman alayı. 49 subay, 3480 er ve erbaş. Hepsi şehit oluyor. Şehit ola ola, komuta kademesinde rütbeli kimse kalmıyor. En son, Konyalı Hasan Fehmi bey, 57.alayın son askeri olarak, alay sancağını bir ağacın dalına asarak şehit oluyor. Bakın, yere düşürmüyor. Hasan Fehmi bey, alayın imamı. Bu alay sancağı, Anzak’lar tarafından Avusturalya’ya götürülüyor. Anzaklar, bu sancağın altına şunu yazmışlar: ‘Bu alay sancağı, ele geçirilmiştir ama esir edilememiştir, lütfen önünden saygıyla geçiniz.’ Tarihimizi iyi bilmek zorundayız.“ dedi.
Mustafa Kemal Atatürk’süz bir Çanakkale hikayesinin uydurulmaya çalışıldığını ifade eden Tufan Akcagöz, “Çanakkale bir destan ama içinde Mustafa Kemal Atatürk yok öyle mi? Çanakkale’yi destan yapan, Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal’dir. Kitaplarda, dergilerde adeta farklı bir algı yaratmaya dönük işler yapılmaya çalışıldığını görüyoruz. Ne aptalca. İngiliz’in, Fransız’ın yapmaya çalıştığını yapıyorsunuz. Mümkün mü bu? Diyanet, senin benim paramla dergi bastırmış, Çanakkale anlatılıyor ama içinde Mustafa Kemal yok. Mehmet Akif’in, ‘ sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.’ sözlerinde anlamını bulan destanın kahramanlarını saygıyla anıyorum. Bugün, beyefendi çıkıyor, TEOG’u beğenmiyor, kaldırıyorlar. Dersaneleri beğenmedim diyor, kapatıyorlar. Şimdi de, İstiklal marşımızın bestesini beğenmediği söylüyor. İşte orda dur. Milletin temel değerleri ile oynamak, kimsenin haddi değildir. Ne olursan ol. Biri de bayrağı beğenmezse ne olacak? Biri de çıkıp, başkenti beğenmezse ne olacak? Bunların hiç biri akıl işi değildir. Bu millete yeni bir tarih uydurmaya kimsenin gücü yetmez.” diye konuştu.