Alışkanlıklarının Kurbanı Mısın Yoksa Mimarı Mı

S.M.M.M İLKNUR ÇAKIR

Her insanda kendisini ileri taşıma duygusu vardır. Fakat uygulanması kolay olmayan her şey zihnin engellerine takılır. 

Birçok insan hedeflerini çok iyi belirler. “Sevdiğim işi yapacağım.” “Birkaç ayda 10-15 kg vereceğim.” Ama iş eyleme dökmeye geldiğinde çoğu sınıfta kalıyor. Çünkü; şu anki konforumuzdan uzaklaşmak istemiyoruz. “tehlikeli”, “zamanı var” sesleri esir alır bizi. O sesleri biz def etmedikçe asla gitmez. İnsan tanıdık, bilindik şeyleri sever. Bilinmeyen şeyler korkutucudur.

Balık suyun içinde yüzdüğü halde suyu bilmez. Bizlerin de sabahtan akşama kadar her gün tekrar ettiğimiz rutinlerimiz var. Aynı şekilde çoğunu otomatik olarak yaptığımızın farkında bile değiliz. Mesela; yemek masasında daima aynı sandalyeye otururuz. Alışkanlık işte!

Hatalarımızın, kötü alışkanlıklarımızın farkında değilsek,  kendimizi yönetme gücünü kaybetmiş oluruz.  Eflatun; “kendini yönet, dünyayı yönetecek gücü bulabilirsin.”

Her birimizin kodlarında birey olma arzusu vardır. Birey, alışkanlıklarının mimarıdır. Kişi ise; alışkanlıklarının kurbanıdır. Şu dünyada yetişkin olamamış fakat yaş almış ne çok insan vardır.

Birey olabilmek; zihinsel, duygusal ve ruhsal yönden olgunlaşmayı gerektirir.

Her gün, düne göre kendinizin daha iyi versiyonu olabilme yolculuğudur birey olabilmek. Hz. Muhammed’in (S.A.V.) “İki günü eşit olan zarardadır.” hadisi şerifi bizim için bir ilkedir.

Neyi yaparsan o çoğalıyor. Yani; daha fazla uyuduğumuzda yine de daha fazla uyumak istiyoruz. Bir şeyi ertelersek daha da fazla ertelemek istiyoruz. Fazla abur cubur yediğimizde daha fazla yemek istiyoruz… Çoğu insan bu düşüncelerin kendisini nasıl baltaladığının farkında bile değildir.

Daha iyisini biliyoruz fakat yapmıyoruz. Fast food yiyeceklerini tüketmenin zararlı olduğunu biliyoruz ama yerine sebze yemek istemiyoruz. Saatlerce televizyon izlemek, sosyal medyada vakit öldürmek başarı grafiğini düşürdüğünü bildiğimiz halde tembellik edebiliyoruz. Sürekli olarak neyi yapıyorsak o şey bizim hayatımız olur.

Her şey düşüncede başlar ve düşünce biçimlerimiz de bir alışkanlıktır. Alışkanlıklarımız da hayatımızın gizli patronudur. Kendimizle ilgili sıkça söylediğimiz sözler, kendini gerçekleştiren kehanetlerdir. Kötü hissediyorum dediğimizde hakikaten kendini kötü hissetmeye başlarsın. İyi hissediyorum de, iyi hissetmeye başlarsın.

İş yaşamında başınızı derde sokabilecek kötü alışkanlıklar; ertelemek, negatif olmak, sürekli geç kalmak, dikkatsizlik, verimsizlik, hayır diyememek…

Başarılı insanların günlük alışkanlıkları; erken kalkmak, fiziksel aktiviteye zaman ayırmak, problem çözmeye odaklanmak, kendine doğru soruları sormak, dinlemeyi bilmek…

Yaşamına iyi alışkanlıklar katman kendini önemsemenin bir göstergesidir. İnsan değer verdiği şeyler için emek verir, zaman harcar ve yatırım yapar.

Dünya hızla değişiyor. Değişen dünyaya yeni alışkanlıklarla uyum sağlayabiliriz. “Dalgaları durduramazsın ama sörf yapmayı öğrenebilirsin.” Jon Kabat- Zinn.

İstediğiniz her ne olursa olsun; iyi bir kariyer, kilo vermek, yabancı dil öğrenmek, enstrüman çalmayı öğrenmek… Her gün atılacak minik ve istikrarlı bir adım ile yaşam boyu sürdürülebileceğiniz muazzam sonuçlar getirecektir. Günde bir sayfa kitap okumak, günde bir kez şükretmek, günde yeni bir şey öğrenmek…

Böylelikle yaşadığı gibi düşünen insandan düşündüğü gibi yaşayan insana dönüşüm olacaktır.

Sağlıcakla!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.