Son günlerde farkındasınızdır. Gazeteler sürekli olarak “ONU” yazıyor.
Biz yıllardır onu yazdığımız her seferde laf edenler, bu gün ne oldu ise hemen hepsi peşinde koşturuyor.
O, Samsun spor ve Çarşamba spor için yıllardır hatırı sayılır yardımlar yaparken SUSANLAR,
O, Çarşamba, Ayvacık, Terme, Bafra, Salıpazarı ve Samsun için yatırımlar yaparken tek satır yazısını koymaktan İMTİNA EDENLER,
Onu, biz yazdıkça ne oluyor diyerek SORANLAR…
Hatta hatta başkalarından korkup yanaşmayanlar…
Korkmasa da dostmuş gibi görünüp yanında ayrı, ayrılınca başka başka konuşanlar…
Diğer adı ile DALKAVUKLAR…
Bu gün hepsi bizi bile tepe taklak edip peşinden koşturuyor.
Bu memlekette yaşayan bu türleri anlamakta zorluk çekiyorum.
Şükür, Demek ki biz hep doğruları görebiliyoruz. Ne mutlu bizlere.
Dostlar acıda, kederde, sevinçte, cenazede ve düğünde daima dostlarının yanında olur. Sadece düğünde, iyi günde değil…
***
Neyse; Dün Samsun Valisi Hüseyin Aksoy’ un makamında yine herkes vardı.
Çünkü O yani Eğitim aşığı, eğitim aşkı için her yatırımı yapan Galip Öztürk gelmişti ve Okullar için yani kendi deyimi ile EĞİTİM İÇİN İMZA atarak devasa yeni yatırımlar için protokoller imzaladı.
Bu gün açın bakın hemen tüm gazete sayfalarını, ajansları ahenkle ONU YAZACAK, RESİMLERİ DANS EDECEK.
Hatta renkli renkli birle haberlerini girenler olacak!. Dün yazmaktan imtina edenler bu gün renkli renkli yazacak.
Şaşırmayın!..
Biz hep tek rengiz, bir renkli bir renksiz olmadık şüküüüür… Olduğumuz, herkesin bildiği gibi…
***
Evet lafın özü; METRO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Galip Öztürk, “Biz eğitimimizi tam alamadık. Zorluklar ve yokluklar içinde okuduk. Bizim en büyük eksiğimiz EĞİTİMDİR. 18 Yaşında hayallerim, KAZANDIĞIM HER ŞEYİ EĞİTİME HARCAMAKTI!. ŞİMDİ HARCIYORUM” diyordu.
Ve harcıyor da…
O eğitim için mücadele ederken, yeni yeni iş ve istihdam alanları da yaratıyor. Kulakları çınlasın, Hacı İsmail Öztürk Amca’ nın yanına gittiğimde onun meşhur bir sözü vardı?
Şimdi o sözü yazamıyorum ama onu ve o cenahı yakından bilen çok iyi biliyor o cümleyi.
Allah ona sağlık ve sıhhat versin. Şimdi o söz tam da CUUUK OTURUYOR YERİNE…
Dedik ya o iş ve istihdam alanı yaratıyor.
O iş ve istihdam alanı yaratırken, bir fabrikamız daha var hatırlıyor, görüyor veya biliyor musunuz?
Çarşamba Şeker Fabrikası…
Bir de o fabrikanın emektar, vefakâr ve çilekeş mevsimlik işçileri. Kadrosuz işçiler.
Onlar bu günlerde dertli mi dertli. Kadro istiyorlar.
Kim verecek?. Devlet ve devletin başı olan Başbakan Erdoğan. Mektuplarını yazdı postaladılar. Mutlu ve umutla cevabın olumlu gelmesini bekliyorlar.
Peki diğer yanda ise kadrolu olanlar da ÖZELLEŞTİRİLMESİN FABRİKAMIZ çabasındalar.
Çünkü bir tarafta kadro isteyenler, diğer tarafta Şeker Fabrikası Özelleşirse işsiz kalma riski olan kadrolu insanlar var. Gelin çıkın işin içinden. Birileri özel teşebbüsle iş ve istihdam alanları ve eğitime akla hayale alınmayacak destekleri verirken, Diğerleri kadro isteği ile kapı kapı dolaşırken, Bir kesim işsiz kalacağı endişesi taşırken… Bakalım önümüzde ki günlerde kim ne yapacak.
Merak ediyorum.
Demek ki bir gün; GERÇEKLER MUTLAKA GÜNEŞ GİBİ İNSANLARIN YÜZÜNE PARLAYACAKTIR!. O gün geldiğinde bu gün, dün ve yarın dürüstçe ve doğruları savunarak ekmek kazananlar kazanmaya devam edecek. Ama o güneş çıktığında ortaya çıkıp, yağmurlu, puslu havalarda köşe başlarında konuşup saklananlar ne yapacak merak ediyorum.
Bu günlerde Samsun onlar için GÜNEŞLİ GİBİ GÖRÜNÜYOR.
Ya sonrası…
Dilin kemiği yok değil mi?. Mutlaka birileri çıkar ve KRAL ÇIPLAK derse bu tipler ne olacak merak ediyorum. Kısacası; İş ve istihdam alanı yaratanlara, kadro verenlere, işsiz bırakmayanlara ve en önemlisi EĞİTİM İÇİN AŞKLA, ŞEVKLE MÜCADELE EDENLERE teşekkür ediyoruz.
Gerisi GÜNEŞ olduğu sürece piyasada olacak olmasına da…
Güneş kendilerinden uzaklaşıp başka yerlere veya ülkelerde insanları ısıtmaya başlayınca ne yapacaklar merak ediyorum. Galip Öztürk Ağabey’ de hep söylüyor ya!.
Eğitim birinci şart. Eğitim olmayınca… Allah bizleri eğitimli, eğitimsizlerden korusun!..