Bu yol insanları kahrediyor. Yapılsa dert, yapılmasa daha başka bir dert. Hani televizyonda bir yol hikayesi diye bir program var ya!. O programda yol hikayesi dese bile yolda karşısına çıkanları haber yaptığı için o adı almıştı.
Bizim yol hikayesi bir başka dert.
Bu yola ne devletin resmi yetkilileri, ne siyasilerimiz ne de bir başkası hiçbir şekilde müdahil olmuyor. Sanki bu yol Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde değilmiş gibi. Bu yolu yıllardır kazaları ile haber yaptık. Bu yolda onlarca kaza oldu ve canlar gitti, yaralananlar, sakat kalanlar ve dolayısı ile milyarlarca lira maddi kayıp.
İlk önce tümsek yapıldı. Ağlanacak halimize GÜLDÜK…
Sonra bazı siyasilerin uğraşı ile sadece ve sadece siyasimizin olduğu kısacık alana duble(!) yol yapıldı. Ama yine kaza kesilmedi. Ve akabinde Beylerce’ den Beyyenice’ye kadar olan bölümde ihale açıldı ve ihaleyi alan firma 2 yıllığına aldım diyerek yol üzerinde kaplumbağa hızı ile yapıma başladı. Herkes şükürler olsun yolumuzun birazı olsun yapılıyor dediyse de bu defa da yol üzerinde ki ilgisiz çalışma nedeni ile kazalar gündemden düşmedi. Yol üzerinde öylesine bir çalışma başlatıldı ki evlere şenlik. Bu nedenle günlerce Samsun Karayolları Müdürlüğünden bir yetkili bulmak için aradık durduk.
Ne fayda ki ya toplantıdalar, ya bilmem nerede(!?). O telefonda oldukları yerleri söylendikçe aklıma Ömer Hayyam’ın bir dörtlüğü geliyor: “İçin temiz olmadıktan sonra, Hacı hoca olmuşsun, kaç para!, Hırka, tespih, post, seccade güzel; Ama Tanrı kanar mı bunlara?”
O bilmem nereyi yazarsam olmaz artık. Çünkü 657 ye tabi olanların son yıllarda en fazla bahanesi orası oluyor. Mesaiden çok oralarda boy gösteriyorlar ki sanırım yükselme için orası mükemmel bir yer. Allah insanı oralarda mesaiyi bırakıp yüceltecek, yükseltecekse hiç yapmasın. Çünkü garibin, fukaranın tüyü bitmemiş yetimin hakkı ile oralara gidip yükselenden ne millete ne de vatana hayır gelmez.
Her neyse Karayollarına ulaştığımızda ilk etapta tek şerit açılacak denildi ve kışın bitimine doğru açıldı yolun tek tarafı. Ne hazindir ki açılan alanda 2 ya da 3 yer de trafik levhası konuldu o da evlere şenlik. Kimse hiçbir şey ya anlamıyor ya da görmüyor. Hadi yüklenici firma görmüyor da, devletin yetkilileri nasıl görmez. Olan olmaya başladı. Koca midibüs içinde 3 çocuk bir bayan ve şoförü ile koca çukura düştü duymadılar. Sonrasında kazalar, kazalar, yaralananlar, ölenler, maddi kayıplar.
Ama devletin bir yetkili görevlisi “TIN”lamadı gitti. Yüklenici firmayı saymıyorum. Hani meşhur devlete daha düşük maliyetli ihaleli yol hikayesi var ya!. Aldığı ücret şimdiler de yetmediği için kıvranıyor nereden gidecek bu eksikler. Ya ek bütçe ile istenecek ya da daha kalitesiz ürün kullanarak. Sonrası daha vahim. Yola bir gidin görün. Yahu insan bu yol tamam diyorsa bu millete ve vatana ihanet olur. O yola giren bir araçla hamile kadın çok özür dilerim ama düşük yapar. Araçla bir ip atlamadığınız kalıyor. Trafik işaretleri, kavşaklar, giriş çıkışlarda ki tehlikeler cabası. Hatırlarsanız Ayvacık’ a giden bir araç belki içindekiler çok masum değildi ama o yolun azizliği, yola çıkan atın berbatlığı neticesinde kaza yapmış 2 can gitmiş ve 1 kişi yaralanmıştı. Şimdi daha önce ki gün bir günde 4 kaza ve 5 yaralı. Allahtan can kaybı yok. Kazalardan sonra hep şoförler suçlu oluyor. Kimi sarhoştu, kimi bilmem ne yaptı. Peki kardeşim bir Allah’ın kulu da çıkıp sormaz mı ki; Yahu kardeşim hep şoför mü suçlu!?.” Ve yine Nasrettin Hocanın evine hırsızın girip eşyalarını çaldığında önüne gelenin hocaya eşyalarını saklarken önlemini alsaydın diyorlar ve Hoca sinirlenerek, “Yahu kardeşim hırsızın hiç mi suçu yok” dediği gibi sadece şoförün mü suçu var. Polis bile artık burada ki kazalara yetişebilmek için çırpınıyor. Kısacası önlem, önlem, önlem…
Şimdi soruyorum. Ey karayolları. Ne zaman bu yola sizde müdahil olup bu akan kanları, yaralanan insanların acılarını, sıkıntı çeken insanları rahatlatmayı ve gelecek tehlikeleri görüp ilgileneceksiniz?. Bu milletin maaşları ile oradaysanız millete hizmeti tam yapın. Bu yol giderek canavarlaşıyor. Bizden uyarması. Kısa sürede ilgilenilmez, sadece haber yapıyoruz diyerek bizlere cephe alarak bu işleri çözemezseniz yazıklar olsun. Siz işinizi layıkı ile yapın sizi o şekilde de haber yapalım. Ama şimdi giden can ve maddi kayıplara yanıyoruz. Yarın daha büyük olaylara üzülmeyelim.
Ne dersiniz?
Mutlu ve( sağ)- lıcakla kalın.