Amed Sportif Faaliyetler Kulübü yönetim kurulu tarafından, kulüp ve oyuncusuna kesilen cezalara ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, kulübe sezon başından bu yana yapılan haksız uygulamaların bugün itibariyle çok farklı bir boyut kazandığı savunularak, “İsminin değiştirilmesi sonrası kulübümüze yapılan tehdit ve hakaretler, sezon devam ederken taraflı gözlemci raporları, haksız para cezaları ile sürdürülmüştür. Son olarak Ziraat Türkiye Kupası maçında Medipol Başakşehir karşısında ortaya konulan iyi futbol ve elde edilen başarılı sonuç, birçok kesimden takdir toplamıştır. Ancak kulübümüz, bu başarıyla birlikte ırkçı grupların da hedefi haline gelmiştir. Bu ırkçı grup tarafından çıktığı her maç provoke edilmiş, Bursaspor maçı ile de son raddesi yaşanmıştır. Bursaspor maçı sonrası oyun disiplininden kopmayan ve kazanmaya inanan sporcularımız, galip gelmiş ve hem şehrimizi, hem de Amedspor’a gönül verenleri bir kez daha sevince boğmuştur” denildi.
“KULÜBÜN BAŞARILARI HAZMEDİLEMEDİ”
Ancak başarıların bazı çevrelerce hazmedilemediğinin ileri sürüldüğü açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Medipol Başakşehir maçı sonrasında cefakar taraftarlarımız gözaltına alınmış, akabinde bu maçta söylenen sloganlar nedeni ile haksız bir şekilde kulübümüz 1 maçı seyircisiz oynama cezasına çarptırılmış. Oyuncumuz Deniz Naki’nin barış çağrılar ise ‘ideolojik ve ayrımcı’ olduğu gerekçesiyle ağır bir şekilde cezalandırılmıştır. Her yönüyle örnek olan bu oyuncumuz, Türkiye futbol tarihinde eşi benzerine az rastlanan 12 maç müsabakalardan men cezası almıştır. Ve tüm bu olanlar Türkiye Kupası'nda çeyrek final maçlarının başlamasının hemen öncesinde Türkiye Futbol Federasyonu tarafından karara bağlanmıştır.
Her türlü küfrün, şiddetin, ideolojik açıklama ve eylemelerin olduğu sahalarda bu kadar ağır cezaların, üstelik hak etmemesine rağmen yalnızca Amedspor’a verilmesi manidardır”
“TALEBİMİZ KABUL EDİLMEDİ”
Çocukların ölmemesini isteyen bir kulübe ve oyuncusuna ceza vermenin haksız, taraflı ve insafsızca olduğunun belirtildiği açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Bugün yapılan Fenerbahçe müsabakası da bu atmosferde başlamıştır. Ve kanımızca Fenerbahçe’nin de hiç arzulamadığı bir müsabaka oynanmıştır. Gönül isterdi ki, her iki kulüpte eşit koşullarda ve şartlarda bugün sahaya çıksın. Ancak TFF’nin hukuka ve vicdana aykırı kararları neticesinde bu durum mümkün olmamıştır. Maç içinde yaptığımız 30 saniyelik hareketsiz durma protesto da tamamen yapılan haksızlıkların, çifte standartların ve ötekileştirmenin sonucudur. Ve yaşananlara dikkat çekmek için bu protesto eylemi yapılmıştır. Bu nedenle kulübümüz dün olduğu gibi bugün de ve yarında sonuna kadar arkasında durduğu ‘Çocuklar ölmesin, maça da gelsin’ şiarı devam edecektir. Ayrıca Fenerbahçe maçına ‘Çocuklar ölmesin maça da gelsin’ pankartıyla çıkma talebimiz TFF tarafından kabul edilmemiştir. TFF'nin bu tutumunu da spor kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Sonuç itibari aldığımız cezalar ve uğradığımız haksızlıklar, çocukların ölmesini istemeyenlerin cezalandırılmadığı, bunu dile getirenlerin sahiplendiği yeni bir sürecin başlamasına vesile olmasını diliyoruz.