Koç, Evet'i bile anlatamıyorlar. Başbakana mesaj gönderirken "Sana kim inanır la gardaşım, O bile gizli Hayır'cı" dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Eski Samsun Milletvekili Prof. Dr. Haluk Koç, uzun süreden beridir uzak kaldığı memleketi Samsun’a HAYIR kampanyası için geldi. Dün Çarşamba Zübeyde hanım Meydanında Çarşamba şivesi ile yaptığı konuşması dikkatlerden kaçmadı. Samsun ve İlçelerinde referandum çalışması yapan Prof. Dr. Haluk Koç, Çarşamba İlçesine gelerek Zübeyde Hanım Meydanı’nda partililere hitap etti.
Çarşamba Zübeyde Hanım Meydanı dolduran vatandaşlara seslenen CHP, Samsun ve Çarşamba'nın sevilen ismi CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Koç, “Sizlerle birlikte çok güzel günler geçirdik. Çarşamba’nın köylerinde, sokaklarında vatandaşlarımızın yanında olmaya çalıştık. Hep birlikte daha iyi bir Türkiye olsun diye çalıştık ve çabaladık. Ama bu 12-13 yıl boyunca şu mühür bir kere bile elimize geçmedi. Geçseydi Ülkemize, Samsun’a, Çarşamba’ya çok faydamız olacaktı. Bu milletin artık ayrıştırılmaya tahammülü kalmadı. Türkiye inanın yoruldu.” cümleleri ile konuşmasına başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü.
Haluk Koç, “Bu Anayasa Değişikliği teklifi rafa kalkmıştı. Ama nedense birden bire bir siyasi partimizin genel başkanı çıkıp getirin bakayım şu teklifi bakalım ne oluyor diye bir kapı araladı. O araladığı kapıdan karşımıza 16 Nisan Referandumu çıktı. Ne getiriyor bu 16 Nisan referandumu? Sandığa gidip ne yapacağız? Biz bir siyasi partiyi mi seçeceğiz? Bir kişiyi seçeceğiz? Neyi seçeceğiz? Evet denilmesini isteyenler neden evet dememiz gerektiğini açıklamıyorlar."
Bakın 90 sene önce biz ferman devrinden kanun devrine geçtik. Egemenliği tek kişiden alınıp, millete aktarılmasıdır. Çarşamba demokrasiyi iyi bilir. Demokrasi tarihi de budur. Şimdi getirilmek istenilen sistemde tek bir kişi hem cumhurbaşkanı, hem meclis başkanı, hem mahkeme başkanı, hem müftü, hem emniyet müdürü, hem ordu komutanı, hem sendika başkanı oluyor. Her şeyde tek sorumlu o. Verdiği kararlardan dolayı hiç sorgulanmayacak. Asla sorgulanamayacak. Denetlenmeyecek.”
Yapılacak değişiklikle seçilme yaşının 18’e çekilmesi hakkında değerlendirmede bulunan Koç, “Siz zannediyor musunuz sizin çocuklarınız milletvekili olacak. Kimin damadı bakan olduysa, onların çocukları, torunları milletvekili olacak. Esas mesele Türkiye’nin tapusu. Bu ovanın yiğit çocukları. Sadece Cumhuriyet Halk Partililer değil. Milliyetçi Hareket Partililer, Büyük Birlik Partililer, Saadet Partililer ve Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy vermiş kardeşlerim esas mesele Türkiye’nin tapusu. Tek adamın vereceği kararlarla Türkiye bir çok tehlike yaşayacak.
Hekim olarak şunu da söylemek isterim. İnsan değişik bir varlıktır. İnsanın duyguları vardır. Zaafları vardır. İnsanın açıkları vardır. Bunlar takip edilir. Koskoca bir meclisi kandırmak kolay değildir ama tek kişiyi ikna etmek, yönlendirmek mümkündür. Sözüm meclisten dışarı Cumhurbaşkanımız sık sık kandırılıyor biliyorsunuz. FETÖ kandırıyor, PKK kandırıyor. Yarın kandırılmayacağının garantisi var mı? Tek bir insan üzerinden Türkiye’nin tapusu tartışmaya açılır.
Çarşamba’nın yiğit insanları meselenin özü bu. Bu Tek kişi üzerinden Türkiye’yi teslim alma projesidir. 100 yıl önce alamadılar, 100 yıl önce bölemediler bu ülkeyi ama şimdi tek kişi üzerinden, Bu Sayın Cumhurbaşkanı ile de sınırlı değil. Sayın Cumhurbaşkanı da bir âdem. Vakit geldiğinde hepimiz gibi o da yer değiştirecek. Allah hepimize gecinden versin. Ona da. Yerine gelecek kişi bu yetkileri nasıl kullanacak. Garantisi var mı? Onun için çok ciddi düşünmek zorundayız. Bu bir parti seçimi değil. Bu bir kişi seçimi değil. Bu bir Türkiye seçimi. Hangi siyasi görüş olursa olsun. Bu kadar yetki kullanıldı. Bundan sonrası fazla. Vallahi yeter. Billahi yeter.
Artık hayır deme zamanı. Ve ülkeyi koruma zamanı. Peki Evet denirse ne olacak. Ee istikrar olacak. Zaten tek başına iktidardasın. Her türlü yetkiyi kullandın. İstikrar var mı Çarşamba’da. Memnun musunuz fındıktan? Bu ilçede ki esnaf neyle geçiniyor? Farkında mıyız? Hangi sorunumuz çözülecek? Çözemiyor. Çözüm diye yollara çıktı. Bizde dedik ki terör örgütü ile bizleri muhatap yapamazsın kardeşim. Kürt kökenli kardeşlerimizle bu vatan ve bayrak altında kardeşçe, el elele, beraberce, eşit hukuk, eşit hakla yaşamayı beceririz. Ama terör örgütü ile muhatap olunursa çözemeyiz dedik. Bizi şehit anaları ağlasın diyerek suçladılar. Şimdi görüyorsunuz ne diyorlar? Efendim hayır oyu veren teröristtir. Eski genel başkanımız Sayın Deniz Baykal “Ben hayır oyu veriyorum. Eğer hayır oyu veren teröristse, onu diyenin alnını karışlarım dedi. Ben de diyorum ki Deniz beyin elinden arta kalanların alnını da ben karışlarım.
Çankaya'da göndere Türk bayrağının yanında Barzani'nin bayrağı çekildi. O günden sonra gayet pişkince oturdular. Bir hafta sonra Kerkük'te Türkmenlerin yoğun olduğu yerde yani Türkmen eli'nde aynı bayrak çekildi. Bizimkiler buradan bağırmaya başladı. Kerkük valisi de sen Ankara'ya çektikten sonra haydi haydiye oraya çekilir dedi. Şimdi duyuyoruz dün Çankaya'da o bayrağı asanlar şimdi Irak'ta o bayrağın işine indir o bayrağı diye bağırıyorlar. Sana kim inanır la gardaşım. Sen kendi toprağında müsaade edersen, kapıyı aralarsan elin oğlu kapıya dekmüğü basar sonuna kadar aralar girer içeri. Bunlar bizim ortak kutsalımız. Bunlar siyaset üstü hangi partiden olursak olalım dimdik durmamız gereken konular. Bu gün ses çıkartmayanlar yarın kendi evlerinin kapısı çalındığında çaresiz kalırlar.
Hayır oyu veren terörist. Allah aşkına habur' da terörist karşılarken davul çalarken, çadır mahkemeleri kurulurken, Oslo da terör örgütü ile devletin kurumlarını karşı karşıya getirirken, güney doğu da hendekler kazılırken, toprak altına cephaneler yerleştirilirken, trafik kesilirken, yerel mahkemeler kurulurken, asker alma daireleri kurulurken, bir tane CHP'li var mıydı, bunlar yapılırken sesini çıkartmayanlar kimlerdi? Bunları yaptıktan sonra çıkacak o hain, bu hain diyecek. Biz önce herkesin önce aynaya bakmasını istiyoruz. Bu işleri kim yaşattıysa faturada ki payını unutmuyoruz. Türkiye bu kadar ucuz, hesapsız kitapsız yönetilecek ülke değildir.
Sayın Başbakan için bir şey söylemek istemiyorum. Eski başbakana hayret ediyordum boyu kısa idi ama çok sesi çıkıyordu. Bu günkü başbakan ise yukarıda kini taklit etmeye çalışıyor. Hepsinin derdi varsa yoksa Kılıçdaroğlu. Ne yaptı size Kılıçdaroğlu? Memleketi sen yönetiyorsun. Sen kendini yok edecek bir sistem için evet peşindesin.
Gizli hayırcı o da. Çok gizli hayırcı var. Neden millet korkuyor, korkuyor. Sen Çarşamba'da ki yeni Öğretmenle, Terme'de ki yeni mezun polis memuru ile uğraşacaksın, Kuleli, Harp okulunda daha tüyü bitmemiş, bıyığı çıkmamış genci darbeci diye tutacaksın, FETÖCÜ diye tutacaksın içeri atacaksın.
Ama bunlara siyasi olarak yol gösteren olmayacak. Türkiye' de her şeyde FETÖCÜ var bir tek siyasette yok. Siyasette FETÖCÜ kaynıyor, kaynıyor. Her taraf dolu. Nerede biliyor musunuz. Konuşanlara bakın. Sağına, soluna baksa Ankara' da, TBMM ye gir bak, akşam eve git aynaya bak kendisini de FETÖCÜ olarak görecek orada. Bu kadar mağdurdan ne istiyorsun. Bu millete karşı silah doğrultan varsa, yakaladıysak mahkemelerde hep beraber hakkından gelelim. Cezası verilsin. Ama sen bir sürü insanı işinden, gücünden, evinden, barkından ayırırsan buna sosyal cinayet denir. Bu toplum bunu kaldırmaz. Bir felaket dönemi yaşıyoruz.
Bu bir parti meselesi değil, bu Türkiye meselesi. Biz tek bir kral, padişah tarafından yargısız, denetimsiz hukuksuz bir ülkede yaşamak istemiyoruz. Hani o marşımızda ne diyor: İzmir'in dağlarında çiçekler açar. İzmir'in dağlarında çiçekler açacaksa, Samsun'un, Çarşamba'nın, Terme'nin, Ülkemin her yerinde de çiçekler açsın. 16 Nisan' da bu Ülkeyi koruyalım, birliğimizi koruyalım, vatanımızı koruyalım, bayrağımızı hep birlikte yüceltelim. Hep beraber demokrasimizi koruyalım. Birlikte bütün oalrak çocuklarımıza mutlu güzel bir Türkiye bırakalım. Allah Türkiye'yi korusun. 16 Nisan da bu ülkeyi karatmaya çalışanlara Hayır, hayır diyelim" şeklinde ki sözleri ile konuşmasını tamamladı.
Konuşmasının ardından İlçe örgütü binasına çıkan Prof. Dr. Halaluk Koç, burada bir süre partililerle sohbet ettikten sonra Kadın Kolları tarafından meydan da yapılan lokmaları vatandaşlara dağıttıktan sonra ilçeden ayrıldı.