Öte yandan sigorta yapmayan şirketler suç duyurusunda bulunan her bir vatandaş başına 10 bin liradan 50 bin liraya kadar ceza ödemek zorunda kalabilir...
Türkiye Sigorta Birliği’nin Olağan Genel Kurul Toplantısı, aynı zamanda sigortacıların zorunlu trafik sigortasına konulan tavan fiyat uygulamasına karşı çözüm önerilerini dile getirmelerini sağladı. Gazete Habertürk'ten Rahim Ak'ın haberine göre Genel Kurul’a Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in yanı sıra Hazine Müsteşarlığı başta olmak üzere ekonomi bürokrasisinin üst düzey yöneticileri ile finans sektöründen davetliler katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Birlik Başkanı Ramazan Ülger, tavan uygulamasının devam etmesi halinde başta devlet tarafından oluşturulacak havuzla zararın paylaşılması, tavanın yumuşaması ve özel-tüzel ayrımına gidilmesi olmak üzere 7 ayrı önlem alınmasını istedi.
İYİ SÜRÜCÜ KÖTÜ SÜRÜCÜ AYRIMI KALKTI
Ülger, uygulamanın sonuçlarını şöyle özetledi: “Diğer branşlardan sağlanan kâr, zararı kompanse edememektedir. Bilanço kârlılığını tehdit eden zarar sürdürülebilir değildir. Bilanço kârının yok olması sektörün küçülmesine yol açacak; sigorta sektörünün doğrudan ve dolaylı olarak yaşattığı istihdamı olumsuz etkileyecektir. Finansal zafiyet sonucu faaliyetlerine son veren şirketlerin tüm sorumlulukları Güvence Hesabı’na devredilecek olup bu durum nihayetinde devletin mali yükünü artıracaktır. Mevcut uygulamanın doğuracağı negatif mali sonuçlar ve geleceğin öngörülememesi, uluslararası sermayenin Türkiye’deki varlığını sorgulamasına sebebiyet vermektedir. İyi sürücü- kötü sürücü ayrımının yok edilmesi, tazminatları artırıcı etki oluşturmaktadır.”
8 AYLIK ZARAR 3 MİLYAR TL
Avrupa ülkelerinin büyük çoğunluğunda 1968-1994 yılları arasında trafik sigortasında serbest tarifeye geçildiğini hatırlatan Ülger, tavan prim uygulamasında 8 aylık zararın 3 milyar TL ile yalnızca sigorta sektörü tarafından finanse edilemez boyutta olacağını söyledi. Ülger, uygulamadan oluşacak maliyetlerin özel kesim ve devlet arasında paylaştırılarak tavan prim uygulaması sonrası serbest tarife sistemine yumuşak geçiş sağlanması gerektiğini de ifade etti.
86 TRİLYON LİRA TEMİNAT
Ülger, sektöre ilişkin genel bilgi verdiği konuşmasında, 2016 yılı sonu itibarıyla sektörün prim üretiminin 40.5 milyar TL’ye, aktif toplamının 119 milyar TL’ye, bireysel emeklilik sistemindeki katılımcı sayısının 6.7 milyon kişiye ve fon tutarının da 66 milyar TL’ye ulaştığını belirtti.
Ülger, “2016 yılında endüstrimizin para ve sermaye piyasalarına arz ettiği fon büyüklüğü 97.2 milyar TL’ye ulaştı” dedi. Sektörün ülkedeki tüm kişi ve kurumları teminat sağlayarak koruma altına aldığına dikkat çeken Ülger, 2015 yılı itibarıyla Türkiye ekonomisine verdikleri teminat tutarının 86 trilyon TL ile gayri safi milli hasılanın 44 katına ulaştığını söyledi. Sektör olarak son 10 yılda 3. köprü, Osman Gazi Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli, 3. Havaalanı gibi tutarı 77 milyar doları bulan büyük yatırımlara teminat verdiklerini hatırlattı.
TARİFE DÖNEMİ İÇİN 7 ÖNLEM
-Devlet tarafından finanse edilmesi
-Havuz sistemi oluşturulması
-Tavan tarifenin makul düzeyde artırılması
-Yüzde 5 Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu kesintisinin kaldırılması
-SGK payının yüzde 5’e düşürülmesi Tavan prim uygulamasında özel-tüzel ayrımına gidilmesi
- Tavan prim uygulamasında aylık değişim oranının yüzde 2’ye çıkarılması
- Tarife döneminde kısa vadeli poliçe yapılmasına imkân verilmesi
KISA VE ORTA VADE TEDBİRLER
-Kanunda yapılan düzenlemelerin yargı organlarınca uygulanması ve içtihat oluşturulması
-Değer kaybı sorununun çözülmesi Trafik ceza puanları ve ehliyet bilgilerinin sektörle paylaşılması
-SGK payının yüzde 5’e düşürülmesi ve yüzde 5 Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu kesintisinin kaldırılması
- Hasar azaltacak tedbirler alınması ve zamanaşımı süresinin kısaltılması
HASAR FREKANSINI AZALTACAK TEDBİRLER
-Serbest tarifeye geri dönülmesi
-İyi-kötü sürücü ayrımı
-Trafik ceza puanı yüksek ya da çok kaza yapan sürücülere yönelik yaptırımların artırılması ve trafik canavarlarına özel önlemler alınması (eğitim verilmesi, psikolojik destek, ehliyetin askıya alınması vb.)
-Kişi temelli poliçe uygulaması
-Kusurlu sürücünün bilinmesi
-Elektronik denetim sistemlerinin iyileştirilmesi.
HER VATANDAŞIN 50 BİN TL RİSKİNİ KİMSE ALMAZ
Zorunlu trafik sigortasına getirilen tavan düzenlemesi ile hem sigorta sektörü içinden hem de dışından bazı şirketlerin sigorta yaptırmamak için ayak diredikleri söylemleri gündeme geldi. Ancak yasalara baktığımızda zorunlu sigorta yaptırmak isteyen birine ‘Yapmıyorum’ demenin maliyetinin çok ağır olduğu görülüyor. Bu nedenle hiçbir şirketin buna cesaret edeceğini sanmıyoruz. Kanunlara sırasıyla bakalım. Önce Sigortacılık Kanunu’nun 13’üncü maddesi ‘Sigorta şirketleri, faaliyet gösterdiği sigorta branşlarının kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamaz’ diyerek bu sigortayı zorunlu ve kaçınılmaz ilan ediyor.
500 GÜNLÜK CEZA
Aynı kanunun 35’inci maddesi ise bu hükme aykırı olarak sözleşme yapmaktan kaçınanların beş yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılacağını yazıyor. Peki beş yüz günlük ceza ne anlama geliyor? Türk Ceza Kanunu’nun 52’nci maddesinde günlük para cezasının en az 20 en fazla 100 lira olacağı ortaya konuyor. Bu ceza da kişilerin başvurusu üzerine her bir başvuru için ayrı ayrı verilebilecek. Böylece sigorta yapmayan şirketler suç duyurusunda bulunan her bir vatandaş başına 10 bin liradan 50 bin liraya kadar ceza ödemek zorunda kalabilir. Bu nedenle şirketler hiçbir şekilde ne farklı bahaneler öne sürerek ne de doğrudan zorunlu sigortayı yapmaktan kaçınamaz. Bunun yerine Genel Kurul’da yapılan sunumda dile getirildiği gibi başka çözümler aramak zorunda. Sektör de farklı çözüm yollarını benimsemiş görünüyor.
Rahim Ak - Gazete Habertürk