Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, bir televizyon kanalında Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Herkesi zorla sandığa götürme imkanlarının olmadığına belirten Arınç, "Kılıçdaroğlu 'Tıpış tıpış sandığa gidecek' diyebilir. 40 farklı sebep sayılabilir ki sandığa gitmekten mahrum olmuşlardır. Sadece tatilcilerin üzerine yıkma gibi düşünceye sahipseniz insafsızlık olur. Oy katılım oranı iyidir. 'Hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz' diye bir söz var. AK Parti adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 52'yle 21 milyon oy aldı. Önce iki partinin sonra 14 partinin destek olduğu söylenen Sayın İhsanoğlu 38'lerde kaldı. Diğer aday da HDP olarak oylarını yükseltmiş olabilir. CHP seçmeninin bir kısmı bir farklılık olarak Demirtaş'a oy vermiş olabilir. AK Parti'nin adayı cumhurbaşkanı seçilmiştir. HDP'nin adayı iyi bir kampanya yürütmüştür" ifadelerini kullandı.
Arınç, İhsanoğlu'nun 'Bende laf bitti' açıklamalarına ilişkin, "Yanında siyasetçilerden çok fazla destekçisi yoktu. Türkiye'yi çok fazla tanımıyordu. Kampanya yaptığını zannetti ve aldandı. Kaybettikten sonra da söyleyecek bir şeyi kalmadı. Diğer partilere baktığımızda CHP ve MHP hayatlarının en büyük kumarını oynadılar" diye konuştu.
"GENEL BAŞKAN ADAYLIĞI İSTİŞARELERLE ORTAYA KONACAK"
Dünkü toplantıda seçim değerlendirmesinin yapıldığına anlatan Arınç, "Anayasa hukukçularından alınan görüşler ortaya kondu. Sonunda ittifakla 103. madde esastır. Milletvekilleri de and içerek yasama görevine başlayabiliyor. Burada da and içmenin esas olduğu kabul edildi. 28. Ağustos'ta Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan mazbatasını alacak ve görevine başlayacak. 15 Ağustos'ta YSK'nın kesin sonuçları açıkladığı gün bu işin olabileceği yönündeki tartışmaları geride bıraktık. Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün de 28'inde görev süresi biteceğine göre biz Genel Başkanımızı ne zaman seçeceğimiz yönünde tartışmaya gittik. Bu oy birliğiyle yapıldı. 27'sinde büyük kongremizi tek maddelik yapacağız. Genel Başkanımız konuşmasını yapacak. Seçimimizi yapacağız. Genel Başkan ve Başbakan aynı kişide birleşmeli. 27'sinde bir Genel Başkan seçilecek, bu Genel Başkan adaylığı istişarelerle ortaya konacak. Kendi iç yapımıza dönük olarak söylüyorum, bu istişareler sonucunda bir adayın üzerinde ittifak edilirse o adayımız Genel Başkan adaylığını açıklayacaktır. 27'sinde Genel Başkan olan kişi 28'inde devir teslimden sonra Sayın Genel Başkanımız Cumhurbaşkanı olacak. Bugün yazılan çizilen kişilerin içinden de olabilir" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü sevdiklerini ve takdir ettiklerini söyleyen Arınç, "Cumhurbaşkanlığı sürecinden sonra tekrar siyasete devam etmesini, Türkiye'ye yararlı hizmetler yapmasını gönülden arzu ederim. AK Parti'de başımızın üstünde yeri var' diyerek AK Parti'ye kendisini davet ettik. Kendisi de 'Benim geleceğim yer AK Parti'dir' dedi. Cumhurbaşkanımızın görev süresi 28'inde bitiyor. 'Abdullah Gül gelsin Genel Başkan olsun' diye düşünüyor olabilirsin ama bunun pratik faydası yok. Sayın Gül'ü oy birliğiyle Genel Başkanlığa seçseydik, Başbakan olması mümkün değildi. Bu, Sayın Abdullah Gül'e karşı alınmış bir karar değildir. Bugünkü şartların zorlamasıyla alınmış bir karardır. Sayın Abdullah Gül'ün bundan dolayı üzüleceğini düşünmem. Sayın Cumhurbaşkanımız 'AK Parti'ye döneceğim' diyor. Bu, ancak ona yakışan bir asalettir. Hemen gelip de Genel Başkan, Başbakan olmasına gerek yok. Dönecektir, birlikte siyaset yapacağız. Şartlar gerektirdiği zaman kendisine 'Gel senin yerin burasıdır 'diye teklifte bulunulacaktır" şeklinde konuştu.
"2015'ten itibaren Sayın Abdullah Gül'ün AK Parti içinde büyük görevler alması mümkündür" diyen Arınç, "Sayın Abdullah Gül dolgu malzemesi değildir. Kendisine yakışan bir görev mutlaka kendisine verilir. O, partimiz için çok büyük bir değerdir" ifadelerine yer verdi.