Futbolun doğruları yaşamı doğrularından farklı değil,çalışarak,üreterek, kendin olarak ,günü ve geleceği planlayarak bir hedefe varılabilir.
Yoksa karşı takıma, seyircisine ve hakeme hakaret ederek gelecek bir başarı yok ben en azından 50 yıldır görmedim.
Farklı şeyler söyleyen Turgay Altay hocamızın fikirleri ile inşallah yazı dizimiz biter, inanın yazılsa 1 ay her gün yazılabilir.
Hoca derki ;
NE KADAR YETİŞTİRİCİYSEN; O KADAR BAŞARILI, O KADAR SÖZ SAHİBİSİN.”
En önemli ana sorunlardan biri de ekip. Gerçekten artık modern futbolda başarıyı küçük, basit detaylar belirliyor. Bu detayları bir antrenörün tek başına çözme şansı olmadığı gibi, kendi alanında uzmanlaşmış ve modern futbolu, antrenman tekniklerini takip eden, maç analiz ve istatistiklerini yorumlayabilen profesyonellerle çalışmak artık bir lüks değil zaruri yet.
Artık modern futbolda şampiyonluklar; GPS ile antrenmanların takip edilerek her oyuncunun bireysel olarak sakatlanma eşiğinin bulunması ve antrenman katılım oranının direkt şampiyon olma olasılığının artmasını sağladığını ve kulüplerinin ekonomilerine sağladığı katkıyı öngörebilsek kendi halimize ve seviyemize güleriz.
Biz hala koşu mesafesini tartışıyoruz, adamlar o seviyeyi çoktan atladı bile. Ayrıca teknik ekiplerin kılık kıyafetinden tutunda, saha kenarındaki teknoloji kullanımındaki beceri ve ustalıkları, teknik direktöre sağladıkları konfor ve farklı bakış açıları, yorumlamaları da ayrıca değerlendirilmeli ve yorumlanmalıdır.
Ayrıca alanında uzman spor psikolog ve oyuncu mentörlerinin hem turnuvada hem de ligimizde ne kadar önemli ve değerli olduğunu umarım görmüş oluruz.
Çok acı ama gerçeklerle yüzleşmek zorunda kaldık, yüzleşmeliyiz. Bu turnuva sürecini bir başlangıç olarak kabul etmeli ve dönüşüm, değişim ve gelişim için uzun vadeli planlar yaparak, sabırlı ve liyakat sahibi insanların olduğu bir ortam yaratmalı ve geleceğimizi organize etmeliyiz.
Öncelikle çocuklarımızı, genç cevherlerimizi eğitmek, geliştirmek ve dönüştürmek için eğitimcileri eğitmeliyiz. Eğitimcileri ilim irfan sahibi, çağdaş ve bilime inanan liyakat sahibi insanlardan seçerek başlamak ve öncelikle eğitim verme kapasitemizi ve kalitemizi en yüksek standart ve kalitede sağlarsak onlarda çocuklarımıza en üst seviyede hem fiziksel hem taktiksel hem teknik hem de psikolojik antrenmanlarla geliştirebilirler.
Her şey bir adımla başlar. Bir çocuk değişir, dünya değişir. Bizim turnuvadan çıkarmamız gereken en önemli sonuç tam olarak bu..’’
Futbolda doğru ekoller sorusuna ne cevap verdi dersiniz ‘’ Bahsettiğim gibi bu konuda en önemli ekollerin başında aslında RedBull dolayısıyla RalfRagnick geliyor. Felsefesini yaklaşık 10 yıldır uygulatan, geliştiren ve birçok genç antrenörün yetişmesine fırsat veren çok önemli bir futbol filozofu. RogerSchmidt, Nagelsmann, JesseMarch, ayrıca bu gruptan olmasa da benzer bir ekole sahip Jurgen KLOOP ve son dönemde HanseFlick bu modern oyun tarzının temsilcileri.
Bu antrenörlerin dizilişleri farklı olsa da bazen oyun içerisinde birden fazla sistemi kullanıyorlar. Topun ritmi yüksek, topa sahipler, oyun daha direk ve hızlı, topu kaybedince agresifler, (gegenpressing) topu kazanınca direk atak, organizeler, saha içi yerleşimleri sabırlı ve pozisyon sadakatleri üst seviyede.
Bunu altyapıdan gelen bir kültür olduğu için daha kolay yapabiliyorlar ama bu antrenörlerin en önemli farkı gittikleri takımları mevcut oyuncu potansiyelini en yüksek verimlilikte kullanıp kendi oyun felsefelerine adapte edebilmeleri.
Aslında son dönemde özellikle Avrupa futbolu ekoller üstünden de okunmuyor. Antrenörler kendi ekollerini yaratıyorlar. Eskiden Alman ekolü diyebilirdik ama şu an Alman ekolü dediğimiz şey aslında Alman disiplini. Ekoller 20 veya 30 yıl öncesinde ülkelerinin oyun tarzlarını yansıtabiliyordu.
Ama şu an özellikle sistemler üzerinden antrenörleri kendi tarzları, felsefeleriyle değerlendirebiliriz. Son 3 Şampiyonlar Ligi’ni kazanan Alman antrenörlerin oyun tarzına baktığımız zaman 3 farklı diziliş, oyun sistemi ve oyun felsefesi olduğunu görürüz.
Örneklersek
Liverpool’da Kloop; 1-4-3-3
Bayern Münih’te HanseFlick; 1-4-2-3-1
Chelsea’deTuchel 1-5-2-3
Bu bize gösteriyor ki 3 Alman antrenörün farklı oyun felsefeleri ve oyun tarzları var. Bende; yeni jenerasyonun önemli bir spor adamı olarak kendi felsefe, yöntem ve çağa uygun antrenörlük tarzımla fark yaratmak istiyorum. Projemde orta vadede yapmak istediğim en önemli organizasyon ise ‘üreten’ bir kulüp haline getirmek. Bunu yapmakta ki en büyük amacım öncelikle bulunduğum ortamı değerli hale getirmek ve artık kulüplerimizin ekonomik olarak hayatta kalma şansları üretmedikleri sürece olmadığını düşünüyorum. Sürdürülebilir başarı için üretmek şart. Bunun için yapılacak en önemli yatırım ise öncelikle uzun vadeli plan ve organizasyonu kulüp felsefesi haline getirmek.’’
Gereklidir demiş ama sözü yine nihayetlendiremedik. Özetle hoca ne demiş derseniz ;Üretmeden ayakta kalamazsınız,Ne kadar yetiştirirseniz o kadar başarılı olursunuz, bilimsel tüm veri ve teknikleri kullanmanız gerekir, Eğitim eğitim ,planlama ve kulüp felsefesi demiş Önemli takımlardan örnekler vererek bir sonraki yazıda hocamızın hedefleri ile bitirelim inşallah .
Sağlıklı ve spor dolu günler diliyorum.