Dün köşe yazımı başka konuya ayırdığım için bu yazım bu güne kalmıştı. Bu gün konumuz bir kere daha Çarşambaspor.
Çarşamba yıllarca futbolu ile Türkiye’ de gündeme gelmiş ve tanınmış bir ilçe konumunda idi. İdi diyorum artık futbolun “F” si bile kimsenin umurunda değil. Kimsenin derken hem ilgileniyoruz deyip hem de yalnızlaştıranlar adına bu cümleyi kuruyorum…
Bırakın TFF’yi UEFA olanları duysa ve araştırmaya girse inanın bu takımı ebediyen kapatır. Yıllardır beceriksiz yönetim kadroları, sadece parayı düşünen teknik heyetlerinin yanı sıra son dönemlerde de vesayetle teknik hocalık yaptırılması gönül hatır şikesinin farklı ve yeni boyutunu bizlere sunuyor. Gönül-hatır şikesi nasıl mı olur?.Çarşambaspor takımının son 10-15 yılına bakarsanız sanırım şahane bir tablo ile göreceksiniz.
Her neyse bu İlçede yetenekli olduğu kadar da ülke genelinde adından söz ettirmeye hazır onlarca genç yetenekler birer birer sırf egolar uğruna köreltiliyor. Oysa bu İlçede o kadar Futbol hocalığı yapan ve hala yapacak çok sayıda teknik adam var.
Mesela yıllar öncesinden gelen ve İlçede siyasi kimliği ve kişiliği ile bir türlü özellikle hem kendi spor camiası hem de yönetici(!) denilen zat-ı muhteremlerce fazla sevilmeyen ama her daim sivri çıkışları olan bir isimle başlayalım konuya:
Yaşar Karasu: Adı gündeme gelir gelmez belli çevrelerin beğenmediği tepki gösterdiği ancak Çarşamba’da bir türlü sudan bahanelerle hiç hatırlanmak istenmeyen ama kendisinin çabaları ile futbol okullarıyla devamlı gündemde kalan emektar hoca…
Karasu, 1962 yılında Çarşambaspor’la futbola başlayan, Belediye sporun 1977 de Samsun’da kurulmasıyla Belediye spora geçen daha sonra 1985 yılında Çarşamba spor alt yapısında görev alarak bir çok futbolcu yetiştirmesiyle tanınan bir isim. Yeşilırmak spor, Çarşamba Belediyespor, Termespor ve son olarak Salıpazarı Belediyesporu şampiyonluklar kazandıran bu arkadaşımız
Cemil Cengiz: Onu anlatmaya gerek bile duymuyorum. Cemil Cengiz 4-5 yıl önce bir beyin kanaması geçirdi herkes bahanesini buldu. Görev verirsek ölür. Siz adama görev vermeyerek hem kendisini hem de Çarşamba futbolunu zaten öldürüyorsunuz. Cemil Cengiz görev verilsin de ölürse de adam sevdiği iş için, işinin başında ölsün. Kendi düşüncesi de bu yönde ama bizim zat-ı muhterem yöneticilerimiz bunu kabullenemiyor. Nedeni açık. Samsun ve başka yerden getirilen hocalara sorgusuz sualsiz ve hesabı yapılmadan fazla fazla para ödemek varken(!), neden yerli Cemil Cengiz veya diğerlerini getirelim ki?. Onların az ama öz ücret istediği nasıl açıklanabilir ki diğer lüks harcamalar varken değil mi? Onunla belki 3. Lige çıkılırsa yerli hocalarımızın reklamı olur, yöneticilerimizin adı sanı olmazmış. Yesinler sizin düşünce tarzınızı, reklamınızı. Zaten başarısızlıkla meşhur oldunuz farkında bile değilsiniz. Rezaletin son tangosunu bu yıl yaşatmadınız mı?…. (İki üç kişi hariç)
Muammer Koca: O belki genç hocalardan bir diğeri ancak, dobra adam OLMASINDAN KAYBEDİYOR. Birde başka düşüncelerinden. Yalan mı?. Çoğu onu da sevmedi- sevemedi her nedense. Ama kısa süre için de olsa Hancı’dan önce hatırlarsanız berbat halde aldığı takımı önce ligde tuttu sonra grup maçlarına götürmedi mi?. Mükafatı, ödülü görevden almak oldu ne uğruna. Belediye Başkanı ile olan polemiği uğruna. Birilerinin keyfini kaçırdı diye… Bu da ayrı yöneticilik… Benden başka büyük olamaz düşüncesi Koca’yı da yiyip bitirmedi mi?.
İbrahim Hancı: En fazla eleştirenlerden birisi şahsımdır ama yaptıkları güzellikleri de öven sanırım fazla isim yok bu ilçede. Ama kendi inadı, birilerine sahip çıkma düşüncesi işinden bile etti. Ah be Hancı dememiş miydik sana gel vazgeç herkes gemisini kurtarır sen ortada kalırsın diyerek. Kahin olmaya gerek yok. Geçmişi görürseniz geleceği anlarsınız ama bir Hancı’ya anlatamadık- anlamadı- anlamak istemedi.
Hancı çalıştığı süre içinde Hüseyin Dündar başkanı yarı yolda bırakamam diye diye kendini yedi bitirdi. Geçen sezon sırf o nedenle takımı bırakmadı- bırakamadı ama Başkan Dündar’ı onu görevden almayı bırakın iş akdini bile düşünmeden yırtıp attı. VEFA BU OLSA GEREK. Şimdi Hancı şahsıma ve başka bir hocaya daha kızgın ve kırgın ama gerçekleri belki şimdi görebilmiştir.
İsmail Karaoğlu: Onu anlatmaya gerek yok. O zaten ortada… O en azından takım çalıştıramasa da en azından yazıyor ve yorumları ile yeterince etkili oluyor.
Aydın Akay: Belki en garip en suçsuz en beleşe harcanan adam Aydın Akay. Kendisi genç ve yeni yetenek. Aydın Hoca tüm yetersizliklere rağmen, ne zaman ihtiyaç oldu ise ihtiyaç nedeni ile verilen her görevi sorgusuz sualsiz aldığı için o da iş akdi fesh edilip yırtılıp atılan adam oldu.
Sonuç olarak;
Çarşambaspor da birileri kendi egoları için hem takıma sahip çıktığını belirtip hem de en büyük ihaneti yapıyor kimse farkında değil. Birileri Çarşambaspor için elini değil gövdesini taşın altına koyacak hocalarını, futbolcularını, sevgi dolu çalışma isteği ile başkanlık ve yöneticilik yapacak değerlerini siyasi ve maddi bahanelerle ve yetkilerle kendisi öldürüp yok ediyor.Yani Çarşambaspor da suçlu aramaya gerek yok. Suçlular zaten belli...
Benim adamım, senin adamın, ben çok verdim, sen hiç vermedin, yabancı hoca olmazsa futbolcuyu bizimkiler oynatamaz diye diye yıllardır hem takımı hem yöneticileri hem de Çarşamba’yı oynatanlar bu takımı da ilçe futbolunu da bitirdiler. Beyler artık akıllanın ve kendi değerlerinizi bir araya getirin kimini alt yapı sorumlusu, kimini tesis sorumlusu kimini A takım hocası yapın hem Çarşambaspor’u kurtarın, hem ilçe futbolunu hem de kendinizi.
Ha unutmadan; ÇARGİD’i ve başkan Yücel Özden’i de yıpratmayı düşünenler yanıldıklarını kısa sürede görecektir. Onlar gereğini yaptılar. Yapmayanlar utansın. Yine Çarşambaspor için hani otopark gelirleri veriliyordu?. Nasıl veriliyor?. Takımın borcu varken takıma nasıl verilecek ve aynı zamanda bu otoparklar ihale edildikten sonra % mi yoksa tüm gelirler mi verilecek?
Bunların tüm çıplaklığı ile açıklanması gerekiyor. Aksi takdirde tarihte bu İlçe halkı da sizi hiç affetmeyecek ve kara bir leke olarak adınız kara kalemler ve büyük puntolarla tarihe silinmeyecek şekilde gereken yerlere yazılacaktır. Bizden söylemesi ve uyarması. Çünkü Çarşambaspor üzerinde oynadığınız oyunlar yeter. Artık ne Çarşambaspor’la ne de milletle oynatmayın yeter!…
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…