Çok değerli Haber Expres Gazetesi okuyucuları;
Zannediyorum ki “bana dokunamayan yılan bin yaşasın” sözünü ok duymuşunuzdur. Hep düşünmüşümdür, burada anlatılmak istenen gerçek nedir diye? Acaba dokunmadığı sürece yılanın yaşamasının mesele olmadığı mıdır? Yoksa” bana dokunmuyorsa yılan yaşayabilir” diyen kimsenin yılandan bile aha tehlikeli olduğumudur? Bu konuda biraz sesli düşünmek istiyorum.” Yılan bana dokunmuyorsa bin yaşasın diyen” bir kimse sahi ne demek istemektedir? Yılanın dokunmasından çok çekinen bir karakterdir bu belli… korktuğu içinde yılana eyvallah etme korkaklığının yansımasıdır. Bu karakter eğer yılan ona dokusa idi yine de” bin yaşasın demeyecekti”” Dokunmayan yaşasın demesi” için bir ve tek şartını” kendisine dokunulmaması” olduğu apaçık ortadadır. Öyleyse bu kimse hem kendinden başkasını düşünmeyecek derecede bencildir… Hem yani yılanın yaşamasını istediğinden ona yaşasın demektedir kendine dokunulmaması ümidiyle ona baş eğmektedir. Daha üzüntü verici olan ise yılan başkasına dokunsa bile yılanın yaşamasını problem etmiyor oluşudur. Görüyor musunuz buradaki asıl tehlikeyi? Burada asıl yılan tehlike değil yılan karşısında böyle düşünebilen hastalıklı karakteridir... Böyle bir kimseyle arkadaşlık yapılır mı? Böyle bir kimseyle itimat edilir mi. Hepsine birden tek kelime ile "hayır" iyi de böyle bir kimseyi tanımak için yapacağız . Peki iletişim kurduğumuz, tanıdığımız, ahbap olduğumuz alışveriş yaptığımız vb. Kimselerin böyle bir karakterde olup olmadığını nasıl anlarız. Bunu anlamak için ille bir yılan mı bulmalıyız? Hayır hayır... Bu tiple kimselerin anlaşılması için de karakterini belirlemiş atalarımız... ya alışveriş etmeli ya onunla yola gitmelidir. Çünkü alışveriş etmek için insanı para harcaması gerekir. Bir diğeri de yola gitmek eylemidir. Bu tipler yola çıktıklarını yolda bulduklarına satar mı? İşte onlar yılandan daha tehlikelidir.
Sevgiyle kalınız