“BU CEZALARIN TAMAMI HUKUKA AYKIRI ÖZELLİKLER. ÇÜNKÜ DEVLET TUZAK KURAMAZ. ŞEHİR İÇERİSİNDE HIZ TAHDİTLERİ GENELGELERLE DÜZENLENEMEZ. UKOME KARARLARI YÖNETMELİKLERE AYKIRI OLAMAZ”
“SULH CEZA MAHKEMESİNDEN HIZ TAHDİDİ İLE İLGİLİ BAŞVURULDUĞU TAKDİRDE VATANDAŞLARIN CEZASININ BİRDEN FAZLASININ İPTAL EDİLMESİ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM”
Avukat Lütfi Keskin, aynı yol üzerinde 2 veya 3 defa farklı radarlardan ceza yemiş sürücülerin cezalarının teke düşürülmesi noktasında iptal ettirdiği mahkeme kararlarının olduğunu, bu nedenle sürücülerin TEDES projesinde aynı yol üzerinde yedikleri cezalara itiraz etmeleri gerektiğini söyledi.
Ordu’da pilot bölge olarak 18 Kasım 2015 tarihinde Ordu İl Emniyet Müdürlüğü tarafından faaliyete geçirilen TEDES projesi kapsamında, Karadeniz Sahil Yolu’nda bir ayda 100 bine yakın sürünün radara girmesi, sürücülerin büyük tepkisine neden oldu. Konuyla ilgili açıklama yapan Av. Lütfi Keskin, vatandaşların cezalara itiraz etmelerini istedi.
TEDES projesinin pilot bölge olarak Ordu ve Uşak illerine kurulduğunu belirten Av. Lütfi Keskin, “Bu cihazlarla ilgili son zamanlarda çok fazla şikayet alınıyor. Aynı anda Samsun’da oturan Rizeli vatandaşımız 10 dakika arayla 7 tane ceza kesildiğinden bahsediyor. Bu cezaların tamamı hukuka aykırı özellikler. Çünkü devlet tuzak kuramaz. Şehir içersinde hız tahditleri genelgelerle düzenlenemez. UKOME kararları yönetmeliklere aykırı olamaz. Bu tespitlerimizi kamuoyu ile paylaşmak üzere bir açıklama gereği duyduk. Çünkü vatandaşlarımız çok büyük bir sıkıntı içersindeler” dedi.
“CEZALAR HUKUKA UYGUN DEĞİL”
Sürücülerin aynı yol üzerinde yedikleri cezalara itiraz etmeleri gerektiğini ifade eden Keskin, “Ben Sulh Ceza Mahkemesinden hız tahdidi ile ilgili başvurulduğu takdirde vatandaşların cezasının birden fazlasının iptal edilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle vatandaşları mutlaka acilen itiraz etmeye davet ediyorum. Cezaları asla ödemesinler. Bunun dışında pilot bölge olarak seçilen yerlerde hız tahdidi ile ilgili uyarılarında bulunması gerekiyor. Ancak bölünmüş yollarda şehir içinde bile olsa 80 kilometrenin altına hız tahdit inmemesi gerekiyor ama duyuyoruz ki, 72 ve 71 kilometrelerle insanlara üçüncü kademeden ceza yazıldığını öğrendik. Bu cezaların tamamının iptal edilmesi gerekir, hukuka uygun değildir. Benzeri olarak benim iptal ettirdiklerim var ama hız tahdidinden değil. Bir konuda aynı yol üzerinde 2 veya 3 defa farklı radarlara rastlamış insanların cezalarının teke düşürülmesi noktasında iptal ettirdiğim mahkeme kararları var. Yine şehir içersinde park yeri ile ilgili iptal edilen çok fazla ceza var. Fahri müfettişlerin bu konuda yaptırdıkları tespitlerle ilgili iptal edilen cezalar var. Ama son dönemlerde bakıyoruz ki, bunlar insan haklarına aykırı, devletin devlet olma vasfını çiğnemesine yönelik hak ihlalleriyle ilgili ceza kesmesini doğru bulmuyoruz” diye konuştu.
“KOMİSYON ALDIKLARI KANAATİ VAR”
Ordu’da TEDES projesi kapsamında kesilen ceza paralarının projeyi yapan firma, devlet ve Ordu Büyükşehir Belediyesi arasında pay edildiği yönünde bir iddia olduğunu söyleyen Keskin, “Bu konuda bir de çok önemli gördüğüm bir husus var. O da, bu fotoğraflı hız tespit mekanizmasını üreten firmaların belediyelerle ortak çalışması ve bu konuda da yüzde 50’sinin belediyelere, yüzde 25’inin devlete, diğer yüzde 25’inin de o cihazı kuran firmanın geliri paylaştığına yönelik halkta yaygın bir kanaat var. Bu kanatın ne derece doğru olduğunu bilmiyorum ama eğer bu doğru ise o zaman çok daha vahim bir sonuç ortaya çıkıyor ki, vatandaş devletin tuzağına düşürülerek geliri elde ediliyor ve ondan kazanç sağlanıyor. Bu çok daha kötü bir şey. Trafik ekiplerinin kestiği cezalardan komisyon aldıkları bir kanaat var. Tıpkı, camilere yardım toplayan din görevlilerin yüzde 25 komisyon aldığı iddiası gibi. Bunu diyanete sorduk ve doğru olduğunu söyledi. Kaçakçılıkta yakalanan malın yüzde 50’sini kaçakçılığı yakalayan devlet memurlarına verilmesi ile ilgili yönetmelik var. Ama bu trafik ile ilgili böyle bir yönetmelik yok. Bunu genelgeyle yönetmeliğe aykırı olarak yapamazlar. Yönetmelikler, kanunlara aykırı olamaz. Genelgeler de yönetmeliklere aykırı olamaz. Bu bir hukuk kuralıdır. Bu hukuk kuralının ihlali başka bir anlamda hukuksuzluğa yol açar” şeklinde konuştu.