Siz, siz olun;
Ne olursa olsun, kendiniz için doğru olanı yapın...
Bunu yaptıktan sonra dışarıdan yapılan müdahâlelere ve olur olmaz eleştirilere kulak asmayın.
Ne yaparsanız yapın, asla kimseyi memnun edemezsiniz.
Bu nedenle asla tribünlere oynamayın.
Kendinizi memnun edin ve ödüllendirin. Başarılarınıza veyâ hatâlarınız sonucu ortaya çıkan başarısızlıklarınıza, her ne olursa olsun sahip çıkın...
Kendinizle barışık olun. Yolunuzda sağlam adımlara yürümeye devam edin.
Bir yola koyulmuşken devamlı taktik değiştirerek, her şeyi yüzünüze gözünüze bulaştırmayın. Verdiğiniz kararların arkasında durun.
Tekrar ediyorum: Kendiniz için doğru olanı yapın, çünkü hiç kimse sizi sizden daha fazla düşünemez ve önemseyemez.
***
Haberci olarak ilk günden bu yana ne parada, ne makamda, ne bir koltukta,ne şan, ne de şöhrette gözümüz hiç ama hiç olmadı. Hepiniz bilirsiniz, bilmeyen de sorar öğrenebilir...
Geçen gün dostumdan birisi şöyle dedi: "Erol az akıllı olsaydın bu memlekette para koyacak yer bulamazdın. Gerçi öyle olsaydı bile sana güvenip para vermezlerdi. Çünkü senin sağın solun belli olmuyor" demesin mi?
Peki dedim. Sağım solum neden belli değil? diye sorunca da;
"Sen bildiğinden şaşmayan, kimsenin pisliğini görmezden gelmeyen, kanunsuzluklara aman vermeyen, yazma denilenleri inada yazan, inançlı ve o tiplere göre deli birisin! O yüzden en güzeli seni kötülemek ve karalamak! Güçleri de zaten ancak buna yetiyor. Olmadı başını başka pis işlerle meşgul ederek yıpratmak istiyorlar. Hatta çevreni senden uzaklaştırıyorlar ki yalnız kalsın gazeteyi kapatıp gitsin diye düşünüyorlar" diyerek enteresan bir muhabbet yaptık.
***
Haklı olabilirdi. Ama o zamanda kişilik, insanlığımız, adamlığımız olmazdı. Çünkü hepsini o koymaya yer bulamayacağımız paraya satmış olur, piyasada yalaka olurdu adımız.
Şükür ki adamlığımızı alacak parayı bu güne kadar verecek birisi çıkamadı.
İnşallah çıkmayacak.
Asla her hangi bir olay nedeni ile hayıflanmıyorum.
Kesinlikle de geçmişte yaptığım her hangi bir hata veya kötülükten de pişmanlık duymuyorum.
Adam gibi başladığım mesleğim de adam gibi yoluma tüm engellere, pisliklere, namussuzluklara rağmen dimdik ilerlemeye devam etmenin mücadelesini veriyorum.
"Kahpe ve kalleş olanın kurşunu, hedefini bulmaz" derler. Bulmayacaktır da...
Dün tabiri caizse kısa zamanda deve yükü ile para kazananların düştüğü halleri de bu gün görüyoruz.
Pohpohlama ile kısa sürede havalara girip, şaşalı hayat sürenleri, 10 yılda aldıklarını 10 dakika da bakın nasıl geri veriyorlar. Vereceklerde....
Kimsenin namusuna, ekmeğine de el, dil uzatmadık,kursağımızdan haram geçirmedik, kanunsuz iş yapmadık ki; birilerinden korkumuz, endişemiz olsun.
Yaradanı biliyoruz,devleti biliyoruz, kanunları ve en önemlisi kendimizi iyi biliyoruz.
Bilmediklerimizi de öğreniyoruz. Dimdik ayakta durmak yok yolumuza devam diyoruz.
Kim ne derse desin...
Umurumda mı dünya...
Eden bulur...
Kimsenin ahı kimse de kalmayacağına göre, şu şarkı sözleri ile yazıma son veriyorum:
Sabret gönül birgün olur bu hasret biter
Çekilen acılar canım gün olur geçer
Kimseye kinimiz, garezimiz yok ancak hep söylüyorum: Devletin içine çöreklenmiş hainler temizlendiği gün o davulları Allah bana çaldırmayı inşallah nasip edecek.
El ne derse desin.
İt ürer, kervan yürür...
Bu günlerde en çok da 1 doları olanlar düşünsün...
Banane....
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...