MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in Gençliğe Hitabe ile ilgili 'bunlar ayet değil' ifadesine tepki göstererek, "Eğer süreç böyle giderse, önümüzdeki dönemlerde başkent Ankara'nın durumu tartışmaya açılabilecek ve Mustafa Kemal'in de darbeci yaftası yiyerek verdiği milli mücadele sorguya çekilebilecektir" dedi
Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada AK Parti hükümetinin, freni patlamış, pusulası çatlamış ve dümeni kırılmış bir görüntüyle, geri dönüşü çok zor olacak karanlık ve kayalık mecralara doğru hızla savrulduğunu savundu. "Basiret ve feraset açısından da acınacak duruma düşen iktidar zihniyetinin, Türkiye'nin geleceğini korku ve kutuplaşma halkalarıyla kelepçelemeye çalıştığının açıkça görüldüğünü" savunan Bahçeli, "Kabuk bağlamış yaraları kanatan, hukuku yağma eden ve despotik özlemlerini tatmin için her yolu deneyen AK Parti'nin, Türk milleti ve devleti için yegane tehdit haline geldiği gelişmelerle netlik kazanmıştır" ifadelerini kullandı.
TBMM Genel Kurulu'nda, İçtüzük konusu etrafında yaşanan gerilimlerin, AK Parti'nin kabalığı ve saygısızlığının aldığı mesafeyi göstermesi bakımından da ibretlik olduğunu belirten Bahçeli, "Bununla birlikte Başbakan Erdoğan, iftiralarına ve çirkin ithamlarına kaldığı yerden, mola verdiği aşamadan ve bıraktığı noktadan öfke nöbetlerine kapılarak devam etmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla, Türkiye'nin yoğun tartışmaların içine çekilmesinin, geçmişe kıvrılarak hesaplaşmaya düşmesinin gerisinde, küresel projelerin ilerletilme maksadı bulunmaktadır. Bu kapsamda yeni sömürgeciliğin ve vahşi emperyalizmin perdelenmesi, ileri demokrasi peçesiyle kapatılması için BOP Eşbaşkanı'na büyük bir görev ve sorumluluk düşmüştür. Dünün olaylarıyla yarını örtmeye çalışan ve dikkatleri dağıtmaya çabalayan hükümetin; içine girmediği kepazelik, eğmediği ve bükmediği milli konu neredeyse kalmamıştır. Bütün gelişmeler göstermiştir ki, Hürriyet ve İtilaf'ın bugünkü temsilcisi, yabancı muhiplerin korunağı, acziyetin, teslimiyetin ve namertliğin elebaşısı Adalet ve Kalkınma Partisi'dir" değerlendirmesinde bulundu.
Milliyetçi Hareket Partisi'nin, Başbakan'ın ve arkadaşlarının hakaret ve tacizlerinin boy hedefi haline gelmesinde şaşılacak bir durum olmadığını ifade eden Bahçeli, Cumhuriyet'in altını oymakla ve damarlarını tıkamakla uğraşan, Türk milletine mal olmuş değerleri yıkmakla meşgul olan AK Parti'nin, uydurma, mesnetsiz ve ahlaksız yollara tenezzül etmesinin bozuk fıtratının ve çürük fikriyatının bir sonucu olduğunu bildirdi. Bahçeli şunları kaydetti:
"Partimizin, Diyarbakır'daki kazılardan rahatsız olduğuyla ilgili izansızca ve hayasızca çamur atmaya çalışanlar, şunu bilmelidir ki, Milliyetçi Hareket Partisi gayri hukuki ve faili meçhul hiçbir eylemin gizli kapaklı kalmasına rıza ve onay vermeyecektir. Bilakis şaibelere terk edilmiş her meselenin aydınlatılmasını ve tüm yönleriyle ortaya çıkarılmasını istemektedir. Ancak, toprağın altından çıkanların ne olduğuyla ilgili kesin ve hukuki hüküm verilmeden, fırsatı ganimet gören bir kalleşlikle, Türk milletinin kardeşlik duygularına kazma sallayanlara iyi gözle bakılamayacağı da açıktır. Başbakan Erdoğan'ın bu gerçekleri fark etmesinde ve adım adım Türkiye'yi ateşin içine götüren sorumsuzluktan ve aymazlıktan sıyrılmasında büyük yararlar olacağı meydandadır. Ayrıca AK Parti'nin, Gençliğe Hitabe'den rahatsızlık duyduğu, Andımıza el uzatmayı planladığı, İstiklal Marşı'ndan gocunduğu ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü hedefine alarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu öğelerini dinamitlemek için adice faaliyet yürüttüğü belirgin hale gelmiştir. Bu kapsamda, büyük Türk milleti; AK Parti'nin cellat, küresel çevrelerin yargıç; PKK'nın, hainlerin, peşmergenin ve nesebi gayri sahihlerin müşahit; yalancıların, gafillerin ve canilerin şahit olduğu "Tarihi Şark Meselesi Mahkemesi'nde ölümle yargılanmaktadır. Gelişmelerin ve ortaya çıkan hadiselerin seyri bu vahim durumu doğrulamış ve daha da yüzeye çıkarmıştır. Eğer süreç böyle giderse, önümüzdeki dönemlerde başkent Ankara'nın durumu tartışmaya açılabilecek ve Mustafa Kemal'in de darbeci yaftası yiyerek verdiği milli mücadele sorguya çekilebilecektir. Zira var olan ölçü ve ayarlar tümüyle bozulmuş, Haçlı emellerinin cellatlığına soyunan AKP'nin nerede duracağı ve daha neleri gasp edeceği belirsiz hale gelmiştir. Ne var ki, AKP fitnesi ne yaparsa yapsın, ayıran ve düşmanlık tohumları saçan niyeti amacına ulaşamayacak ve aradığı imkanı asla bulamayacaktır. Ruhu yabancı başkentlerde, bedeni burada olan köksüz, köhnemiş ve küflenmiş iktidar sözcüleri ve sahipleri, ne yaparlarsa yapsınlar 29 Ekim 1923 kararlılığını ve inancını alt edemeyeceklerdir."