Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin, “Kimin elinde hangi belge varsa, kim neyi biliyorsa, hangi sızıntıdan besleniyorsa cumhuriyet savcılıklarına bildirmekle mükelleftir” dedi
MHP lideri Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada, “İçinden geçtiğimiz şu günkü puslu ortamda, Türkiye’nin çok yönlü, çok boyutlu ve eş zamanlı bir şekilde köşeye sıkışması, nefes alamaz hale gelmesi hedeflenmektedir. Bu durum gizlenemeyecek kadar açık bir gerçektir. Ülkemizin saygınlığını, onurunu, prestij ve haysiyetini hiçe sayan, aynı zamanda iç ve dış ayakları gün yüzüne çıkmış şiddetli bir operasyon devamlı tahkim ve icra edilmektedir” uyarısını yaptı.
“Bir yandan İranlı şarlatanın sanık mertebesinden tanık seviyesine kaydırıldığı ABD’deki yargı süreci devam ederken, diğer yandan Türk siyasetini zora sokan, kutuplaşmayı teşvik eden, anlaşmazlıkları derinleştiren gelişmeler yaşanmaktadır” diyen Bahçeli açıklamasını şöyle sürdürdü:
“CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, bu haftaki Meclis parti grup toplantısında Cumhurbaşkanı’nın yakın aile fertlerini hedefine alan bazı belgelerdeki bilgileri özet halinde kamuoyuyla paylaşmıştır. Bu kapsamda 15 Aralık 2011-14 Ocak 2012 tarihleri arasında Türkiye’den Man Adası’nda kurulu bulunan bir şirkete yaklaşık 15 milyon dolarlık para aktarımının yapıldığı bizzat CHP Genel Başkanı tarafından ifşa ve ilan edilmiştir. ABD’deki karanlık ve kaçakçı şahsın mahkemeye çıkarılmasına paralel bir şekilde ana muhalefet liderinin böylesi bir iddiayı gündeme taşıması kuşku verici ve kafa karıştırıcı bir muamma olarak karşımıza çıkmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun elinde salladığı belgelerin ve bu belgelerin muhtevasının ne kadar doğru, ne kadar sahte olduğu şu an için belirsizliğini muhafaza etmektedir. Türkiye’nin bu kadar sorun ve sıkıntısı varken ana muhalefet liderinin sorumlu ve ahlaki davranmak yerine eline geçirdiği belgelerle fırsatçılık yapması, bu vesileyle siyasi rant hevesine kapılması bir defa samimiyet ve dürüstlükten uzak siyasi bir tavırdır. Türk siyasetinin doğru olup olmadığı belli olmayan belgelerin tesir altına girerek istikrarsızlık ve kavgaların yörüngesine kayması büyük bir talihsizlik ve yanlıştır. Türkiye husumetini meslek ve hedef edinmiş çevrelerin eline koz veren, milletimizi ve devletimizi belirsizliğin, kör dövüşünün içine çeken siyasi aktörlerin varlığı bize göre bir utanç kaynağıdır.”