Siyaset böyle bir şey olsa gerek. Neden böyle bir giriş yaptım derseniz. Biliyorsunuz dün MHP Lideri Devlet Bahçeli Çarşamba'da Zübeyde hanım meydanında yaklaşık on bin kişiye hitap etti.
Hava yağmurlu ve soğuk. Ama partililer rahmeti ile birlikte geliyor. İnşallah bu yağmur bereket getirecek diyerek saatler öncesinde beklemeye başladılar.
Her neyse; MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi ilk kez bu kadar yakından ikinci görüşüm. Ama ikisinde de asla yanına gitmedim. Aramızda abartısız 2 buçuk metrelik bir mesafe var. Gözümün içine baka baka (ara sıra) konuşuyor. Televizyonlar da sesinin çok çatlak çıkması nedeni ile yine mi çatlayacak ses diye dikkatlice baktım yok.
O asık yüz ifadesine bakınca gördüm ki, İnanın devletin yani ülkenin gelecek endişesi fazla idi. Kendisini izlemeye gelenlerin slogan atmasına müsaade etmemesi sanırım yine yeni bir polemiğe müsamaha etmemek istemesinden geliyor.
Konuşmasında eskisi gibi hırçınlık ifadeleri gitmiş ülkenin gelecek endişesi ile iktidara aleni yüklenmeden eksiklerini, hatalarını, yolsuzlukları, hırsızlıkları, 'Ne Mutlu Türküm Diyene' yazılarını, TC ibarelerinin ülkede tabelalardan kaldırılmasını inceden inceye eleştirdi. En son vurgusu ise meydanda kilerden kahkaha ve Alkış aldı.
Ne dedi MHP Lideri Devlet Bahçeli;
" Sayın Başbakan her tarafta dağda, bayırda, Ankara'da, İstanbul'da, parklarda her tarafta kurumlar da "Ne Mutlu Türküm Diyene" yazıyor bundan neden rahatsız oluyorsun. Cilo dağında "Ne Mutlu Türküm Diyene" yazısını silince Cilo Dağını sanki Kuzey Kürdistan'a vereceğini mi zannediyorsun sen. Onun için açıkça her tarafta söylüyorum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan İktidardan ayrıldığın gün, Milliyetçi Hareket Partisine nasip olursa oturduğun evin karşısına bir park yapacağım. Oranın da üzerine 'Ne Mutlu Türküm Diyene' yazacağım."
Velhasıl herkes kendince bir şeyler buldu Bahçeli'nin konuşmasından. Yeri geldi kendi partisinden sandık başında görev alacaklara ve teşkilata da ince ama en sert (anlayana) uyarılarda bulundu. Ama en dikkat çeken yönü ise asık yüz ifadesi, yorgunluğu ve ülkenin gelecek endişesinden olsa gerek ki. Yaptığı konuşmasında inceden inceye yaptığı esprilerde bile tebessüm etmedi.
Lider görevini öylesine üstlenmiş ki; Ülkenin geleceği her sıkıntıyı üzerimize yüklemiş bizim gülecek halimiz, yorgunluğumuzu düşünecek mecalimiz kalmamış " der gibiydi.
İşte bu noktada kendi parti tabanında yeri geldiğinde sözüm ona esip gürleyen, bir makama getirdiğinde ise Başbuğ'umuz, Türkmen beyimiz" afra tafrası atıp daha teşkilatı ile, kendi içinde ki insanlarla barışmayan, uzak duran, gücünün farkına varmayanlara da sert ifadesi ve sorumluluk ifadeleri ile mesajını verdi. Anlayana elbette ki.
Şimdi bu yazıya da alınan veya bak biz demiştik bu adam MHP li diyeceklere şimdiden söyleyeyim. Babam olsa yine gördüğümü yazar ve piyasada konuşurum. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ülkenin geleceği için endişelenirken, kendisini darı ambarında gören MHP'lilere bu duruş bir şeyler anlatmalı ve onun izinden onun gibi ilerlemelidirler. Aksi takdirde makamlar, mevkiler, verilen görevler her daim sona erer. Ama bu ülke ve geleceği asla endişeye mahal bırakmayacak isimlere ihtiyacı varsa...
Bu gün Bahçeli bu duruşu ile ihtiyaç benim mesajını çok iyi verdi. Sadece onu anlayacak adaylar, teşkilatlar, partililer ve halk kaldı. Bunun cevabını ve inancını da sanırım 30 Mart tarihinde bu halk verecek. Ama halkın vereceği cevapta en fazla etkili olacak isimler ise Görevlendirilenlerdir bilmiş olun.
Son anekdot ise MHP Samsun Milletvekili Adayı mevcut MHP'li RTÜK Üyesi Esat Çıplak'a olsun. Yine güler yüzü, sıcak kanlı ve Adam gibi Adamlığı, Sohbeti ve dostluğu ile alanda yine bizi görünce kucakla, hal hatır sordu. Bu adamı seviyorum. Makam, mevki, bulunduğu yer önemli değil olduğu gibi değişmemiş hala aynı Esat Çıplak. Bu Esat Çıplak'ı 2015 Yerel seçimlerinde MHP'nin listesinde ilk sıralarda görmezsem üzülürüm. Çünkü Samsun'un böylesi vekillere ihtiyacı var. Seçilene kadar sarmaş dolaş olup, kırk takla atıp akabinde güçlü parası olan isimlerin ardında koşan seçen halkını unutan isimlerden olmayacağını göstermişti yine bunu ispat etti.
Her ne ise sonuçta Çarşamba' da bir MHP rüzgarı yağmurla birlikte esti geçti. Geride bıraktığı ile bakalım ilçede ki MHP'liler nasıl bir tavır sergileyecek merak ediyorum.Herkesi, her kesimi kucaklayacaklar ve hedefe emin adımlarla ilerleyecekler mi?. Yoksa yine ayrımcılık, onun adamı, bunun adamı, bizden, bizden değil muhabbeti ile mi çalışacaklar hep birlikte göreceğiz.
Ama MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin yüz ifadesi her şeyi anlattı. O anlatımda, "Akıllı olun halka, teşkilatla bütünleşin. Onları sarmayan, kucaklamayanı halkta kucaklamıyor. Gelecekte daha sıkıntılı günler bizi bekliyor" mesajını net verdi Çarşamba ve Ülkeye . Bilmem anlaması gerekenler anladı mı? Hep birlikte göreceğiz.
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...