Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısı sonrası yazılı bir açıklama yaptı. Bakan Koca, Covid-19 pandemisinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de can almaya devam ettiğini aktardı.
Koca, “Bütün kurumlarımızla mücadelemiz sürüyor. Son birkaç hafta içinde uyguladığımız kısıtlayıcı tedbirlere vatandaşlarımızın daha bir titizlikle uyum göstermesinin sonuçlarını almayı umuyoruz. Gerek tedbirlerin uygulamaya konması, gerek uyumun ve sonuçlarının takibi yönünde Bakanlık olarak yoğun bir gayret içindeyiz. Ülkemizin seçkin bilim insanlarından oluşan Bilim Kurulu üyeleri hiçbir karşılık beklemeksizin yoğun çalışmalarıyla bu sürecin yönetilmesinde önemli katkı sağlamaktadır. Bilim Kurulumuzun bu günkü toplantısında öncelikle aşı konusundaki gelişmeler değerlendirilmiştir” denildi.
Koca, yapılan sözleşmeye bağlı Türkiye'ye gelmesi beklenen inaktif aşının gelişinden itibaren yürütülecek strateji üzerinden görüşüldüğünü bildirdi. Koca, temin edilecek aşı miktarının artırılması ve alternatif aşı teminine ilişkin çalışmalar ve görüşmeler hakkında bilgi paylaşıldığını aktardı.
Koca, “Bu arada umut vadeden yerli aşı çalışmalarımızın orta ve uzun vadede sorunun çözümünde rol alacağı belirtilmiştir. Halihazırda bir inaktif aşımızın Faz I klinik çalışmasında sona gelinmiş ve Faz II çalışmalarına hazırlanılmaktadır. Eş zamanlı olarak 2 inaktif ve 2 adenövirus temelli aşı ile bir virüse benzer parçacık aşısı da Faz I aşamasına gelmiş ve gerekli incelemelerden sonra ilk araştırma ürünleri üretilerek devreye alınacaktır” açıklamasında bulundu.
Bilim Kurul toplantısında öncelikle erken dönemde yapılacak olan aşılamaya odaklanmanın önemine vurgulandığını ifade eden Koca, “Ülkemizde bir inaktif (sinovac) bir de mRNA (pfizer) aşının Faz III çalışmaları sürmektedir. Bir adenövirüs (sputnik V) aşısının da Faz III öncesi kronik toksisite çalışmaları yürütülmektedir. Bu aşının da en kısa sürede Faz III çalışmasının başlaması beklenmektedir. Mevcut verilere dayalı olarak inaktif aşının güvenirliği konusunda elde edilen bilgilerin yanında ülkemizde de yürütülen Faz III çalışmalarında kayda değer bir yan etkinin görülmediği ifade edilmiştir” dedi.
Koca, Bilim Kurulu toplantısında aşının lojistiği, öncelikle aşılanacak olan sağlık personelinin kapsamı, yaygın aşılama programı ve aşı kayıt sistemi hakkında önerilerde bulunduğunu aktardı. Koca, “Covid- 19 aşısının ve aşı yapabilme yeteneğinin gündemin en üst noktasına oturduğu bu günde Dünya Sağlık Örgütü, verdiği müjde ile azmimizi bir kat daha artırmıştır. Bilim Kurulu üyelerimizce de sevinçle karşılanan bu gelişme, Polio ve Tetanozdan sonra Kızamıkçığın da tamamen yok (elimine) edildiği bir ülke konumuna gelmemizdir” ifadelerine yer verdi.
Pandemi mücadelesi ile yoğun çaba içinde olunan 16 Aralık 2020 tarihi Türkiye'nin bağışıklama başarısı açısından çok önemli bir gün olduğunu kaydeden Koca şu ifadelere yer verdi:
“DSÖ Avrupa Bölgesi'nin resmi kurulu olan Bölgesel Doğrulama Komitesi tarafından 2017-2019 yılları arasında kızamıkçık virüsü dolaşımının üç yıl art arda kesilmesi nedeniyle Türkiye'de kızamıkçığın tamamen yok edilmiş olduğu beyan edilmiş, bu nedenle kutladıklarını ve ilgili sertifikanın önümüzdeki haftalarda gönderileceği ifade edilmiştir.”
Toplum olarak önemli bir aşı kültürüne sahip olunduğunu vurgulayan Koca, Çocukluk çağı aşılarında en fazla antijenle en yaygın aşılama yapan ve yüksek başarı elde eden ülkelerin başında geliyoruz. Aşı “kayıt sistemi ve online takip edilen soğuk zincir lojistiği ile desteklenen güçlü bir birinci basamak sağlık ağı yanında yıllardır bu konuda emek veren sağlık personelimizin ısrarlı çabaları ve fedakarlığı bu başarının esas sahipleridir” dedi.
Aşı uygulayan personeli kutlarken, teşekkür dileklerinde bulunan Koca,“COVID-19 aşı kampanyasında bu başarı hikayesi yol gösterecektir. Bu sefer başta Aile Sağlığı Merkezlerimizde olmak üzere üniversite, kamu ve özel sağlık kuruluşlarımız ve bütün vatandaşlarımızla birlikte dünyaya örnek olacak bir aşılama kampanyası yapacağımıza inanıyoruz” dedi.