Basın mensuplarının sorularını cevaplayan ve çözüm süreciyle ilgili soruya cevap veren, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, “Kiminle konuşursanız konuşun Türkiye’nin en önemli sorunu terördür. 30 yıldır terörle hukuk içersinde güvenlik güçlerimiz mücadele ediyor ve bu devam ediyor. Türkiye bu mücadele ile ilgili önemli kaynaklar tahsis ediyor. Elbette ki şehitlerimizin kanı hiçbir şeyle kıyas edilemez. Türkiye’yi bu beladan nasıl kurtaracağız? Türkiye’nin konumu önemli, büyüyen bir Türkiye var. Güçlü hale gelmiş bir Türkiye var. Daha da büyüme yolunda önemli projelere sahip bir Türkiye var. 2009 yılında da bunu söyledik. Bir proje ortaya koyduk. Bu milli birlik ve kardeşlik projesiydi. Mücadeleyi de sürdürdük. Tüm kuruluşlara ihtiyaç duydukları tüm imkanları sunduk. Elbette ki mücadele ettiler. Güvenlik güçleri yaşam hakkını koruyacak. Bu Türkiye’nin değil hepimizin sorunu. Kimin kafasında bunun çözümü ile ilgili küçük bir kırpıntı varsa bunu ortaya koysun, tartışalım, müzakere ederim ve çözelim ama olmadı. Özellikle siyasi sorumluluk mevkiinde olan insanlar katkı vermesi gerekenler uzak durdu. İlerledik, belki olmaması gerekenler oldu. Onları istismar edenler oldu, Habur girişi oldu. 12 Haziran seçimlerinden sonra 13 Temmuz’da Diyarbakır Silvan’da olaylar yaşandı. Dünyanın her tarafından istihbarat örgütleri ülkenin çıkarlarını gözetmek bakımından her türlü yöntemi kullanırlar. Bizimde istihbarat teşkilatımız bu sorunun çözümü çerçevesinde çalışmalarını sürdürüyor. Yakın bir zamanda milli birlik ve kardeşlik projesinin alt başlığı çözüm sürecinin en önemli parçası terörist unsurların ülke dışına çıkması ve daha sonraki süreçte de silahlarını bırakmasıdır” diye konuştu.
Türkiye’nin çözüm sürecinin bu aşamada çok önemli olduğunu belirten Bakan Yazıcı, “Bunu provoke etmek isteyenler vardır. Ama hiç bunlara bakmadan, baktığınız zaman Diyarbakır’dakilere baktığınız zaman ve söylemlere takıldığınız zaman çözmek istemiyorsanız bahane çoktur. Çözüme katkı vermek istemiyorsanız bu iş böyle devam etsin şeklinde bir saplantı içindeyseniz çok bahane olursunuz. Bu bahanenizi haklı görenlerde olur. Ama öyle bir lüksümüz yok. Bahane arama ve üretme lüksümüz yok. Türkiye gelecek nesiller açısından büyük vebal var diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
AKİL İNSANLAR
Türkiye’nin ana hedefinin terör belasından kurtulmak olduğunun altını çizen Bakan Yazıcı, “Bu işte doğrudan doğruya çalışan arkadaşlarımız oturup bir belirleme yaptılar. Bana göre güzel bir oluşma olmuş. Türkiye’de en temel sorun olan terör sorunun akil olarak nitelendirdiğiniz bu 63 kişi çözecek bunlara havale ettik diye yaklaşmayın. Böyle bir şey yok. Bunlar bu sorunun çözümü noktasında gittikleri yerlerde insanlar ne söylüyor gibi şeyleri tahlil edip kanaatleri içeren bir bilgi notu hazırlayıp bu işi takip yere getirecekler. Daha hiçbir toplantısı olmadan niye böyle falan diye söylemler oluyor. Bunlara takılmamalıyız. Büyük hedeflere odaklanmalıyız. Ana hedefte Türkiye’yi terör belasından kurtarmaktır. Bütün sorunların çözümü için çok değişik faktörler var. En temel ve en zengin hususiyet diyalog ortamının açık olmasıdır. Konuşabilmek ve tartışabilmektir. İnşallah bu zemine varırız. 30 yılı aştın mücadele ediyoruz ama terörü sonlandırmadık. Her ülke terörle mücadele eder. Hukuk çerçevesinde görevli güvenlik birimler yapar. Terör bitmedi. Terör örgütü ve ona uzayan gruplar terörist faaliyetlerini sürdürmek için ekonomik imkana ihtiyaçları var. Bunları da değişik kollarla yapıyorlar. Buna ilişkin emareler olduğunda, bu olguya ilişkin veriler elde ettiğimizde MASAK ile paylaşırız, ortak çalışma yürütürüz. MİT’e iletiriz ve ortak çalışmalar yürütürüz. Sonuçta somut bulgulara erişip yasal gereği yapılmak üzere mahkemelere sevk ederiz ve ürünlerine el koyarız. Yasa dışı ticaretin her türüne karşıyız. Dünya ticaretin hacmi giderek büyüyor. E-ticaret hacmi her geçen yıl artıyor. Türkiye’de 2012 yılında e-ticaret 30 milyar TL dolayında bu giderek artıyor. Biz de bu alandaki yasa dışı ile mücadelede kullanılan teknikleri ülkemize kazandırıyoruz ve eğitimlerini sağlıyoruz. Çok büyük miktarda da yakalamalarımız var. Mafyanın en temel kaynağı İtalya’dır. İtalya’dan faşistler boşta kalında mafyalaşmıştır” açıklamasında bulundu.
GDO’LU PİRİNÇ KONUSU
Konuşmasında Mersin’deki GDO’lu pirinç konusuna değinen Bakan Yazıcı şunları söyledi: “Bu olaya ilişkin enformasyon bilgileri birkaç ay önce Mersin Ticaret Bölge Müdürlüğü’ne ulaştırılıyor. Bu bilgiler savcılık ile paylaşılıyor ve Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre gerekli teknik izleme takipleri sürdürülüyor. Sonuçta 21 bin ton pirinç, bundan bir süre öncede piyasaya sevk edilmiş pirinçlerden de bin 500 ton, yine bir başka ithalat işlerinden 360 ton gibi miktarlarda pirince GDO’lu ihtiva ettiği iddiası ile tabii ki laboratuar tahlilleri de yapılarak el konulmuş, soruşturması devam ediyor. Soruşturma ile ilgili gizlilik kararları da var. Pirinçli ürünlerde kesinlikle GDO olmaz. Ama o ürünün taşındığı araçta daha önceden GDO’lu ürünler taşınmışsa bundan ötürü ürünlerde GDO bulgusuna erişir. Sonuçta bunların tahlilleri yapılır. Türkiye’de akredite edilmiş laboratuvarlar var. Hukuk neyi gerektiriyorsa o işlem icra edilir. Şu anda bunların tamamının GDO’lu olduğunu söylememiz mümkün değil. GDO’lu olduğu iddiası ve bunu doğrulayacak bulgulara ulaşılması dolayısıyla işlemler sürdürülüyor.”