Baraj duvarları bile riske edilmişse…

Erol ŞEKER

 

Bu Kum Çakıl Operasyonu ve iddianamesi görün çok su götürecektir. Ama ısrarla diyorum bu iddianame eksik… Çünkü bu iddianame de mutlak surette kum ve çakıl alımını sadece sivil kişiler yapmıyor. Bu kişilerin dışında Belediyeler de mevcut bulunuyor.

Biz de kendi ilçemizin yaptıklarından, bize ulaşanlardan gördüklerimizden dertleniyor ve gerekeni yazıyor çiziyor duyuruyoruz. Gerisi yetkililerindir. Ama bizim haberler bile Savcılığın iddianamesinde ki iddialar arasında tırıs gelip tırıs gider.

Savcılık iddianamesinde öylesine enteresan ve korkutucu bir konu var ki.

İzinsiz kum ve çakıl alımı nedeni ile bakın savcılık iddianamesinde ne yazılmış:

“'Bölgede kurulan HES'lerin Yeşilırmak Havzası'nda sediman taşımını engellemek ve balıkların yumurtalama alanlarının azalmasına neden olmaktadır. Bu olumsuzluklara ilaveten izinsiz kum çakıl alımı da aynı çevresel sorunlardan dolayı havzada balık ekosisteminde ve buna bağlı kuş ekosisteminde azalmalara neden olacaktır. Sahilden izinsiz kum alımı ise kıyı topoğrafyasının da değişimi neticesinde denizin akıntı ve dalga rejiminde değişim, kıyı ve deniz canlılarının yaşam alanlarının bozulması ve kıyı üzerindeki bitki örtüsünün kaldırılması ile rüzgara bağlı kıyı erozyonuna neden olacaktır."

Bunlar en basit ve doğanın zamanla düzeltilebilmesi adına önlem alınabilecek konuları diyerek bakalım.

Ama daha önemlisi…

Samsun’ da geçtiğimiz yaz ayında Samsun’ da meydana gelen sel felaketinin sonucunda hayatını kaybeden insanlar geri getirilemedi. Yani önlem alınmadı, tehlikeye göz yumulduğu iddia edildi ve onlarca can kaybı oldu.

Çarşamba’ da daha büyük bir felaketin geldiğini devletin resmi makamları dahi iddia ederek uyarısını yapmış. Ama kimsenin bu güne kadar umursamadığı görülüyor. Tek umursayan Çarşamba Cumhuriyet Başsavcılığı olmuş. Onlara da teşekkür ediyorum.

Bakın iddianamenin o bölümünde ne denilmiş:

“...D.S.I. Bölge Müdürlüğü'nün 25.08.2003 gün ve 9083 sayılı yazısında Kumköy Regülatörü mansabında kalan nehir yatağında taveg kot düşüklüğünün minimum 1.40 maksimum 3.15 olduğu bunun seddelerinde oyulmaya neden olduğu Regülatörün ve Suat Uğurlu Barajı'nın stabilize güvenliğini riske soktuğu bildirilmektedir.

…D.S.I Bölge Müdürlüğü’nün oluşturulan özel komisyonların Kaymakamlığımızın bu konudaki tüm tespit ve uyarılarına rağmen şu veya bu şekilde malzeme nakline izin verilmesi Yeşilırmak Nehri ve çevresinde büyük bir doğa ve çevre katliamına neden olmuştur. Yeşilırmak Nehri'nin iki yanındaki seddeler yıpranmış, zayıflamış ve ağır bir feyezanı kaldıramaz hale gelmiştir. Seddelerin tam kenarına kadar yapılan kum çakıl talanı sonucu övülmüştür. Sedde kenarından itibaren büyük gölcükler oluşmuştur”.

Sonuç olarak; Kum Çakıl operasyonunun yıllardır bilgisi olsa dahi birilerince umursanmadığı, umursanıyormuş gibi gözükse dahi bazen siyaset, bazen örgüt ( örgüt lafını iddianameye göre diyorum) bazen de ahbap-çavuş ilişkisi ve çıkar kavgaları ile bir kenara bırakıldığı görülmektedir.

Bu nedenle de koskoca Baraj duvarları ile ırmak kenarında ki sedde duvarlarının altının oyulduğu söylenip yazılıyor ve Kaymakamlık aracılığı ile yıllar öncesinden bildiriliyorsa…

Buna da ne devletin yetkililerinin, ne de siyasetin engel olmak yerine bu yetkililer bir şekilde sessiz kalıyorsa.

Çarşamba halkının boşa yaşadığı, insanların canının hiç kimsenin umurunda olmadığı alenen görülmektedir.

Bu noktada da bakalım devlet- hükümet- siyaset- bürokrasi nasıl bir duruş sergileyecek merakla bekliyoruz.

Yargıya inancımız sonsuz. O kendi kararını hakkaniyet ve yasalar çerçevesinde verecektir.

Ancak asıl olan karar bu noktada Belediyelerin aldığına kim karar verecek. Yani Siyasetçiler bakalım nasıl hareket edecek merakla bekliyoruz.

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.