2018 yıl sonuna kadar vatandaş ile devlet arasındaki her türlü işin e-Devlet üzerinden yapılacağı müjdesini paylaşan Yıldırım, 67 maddelik daha büyük bir paketin de yolda olduğunu ifade etti.
Başbakan Yıldırım, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu Tanıtım Toplantısında konuştu. Bürokrasinin görevinin devletin işleyişinde bir araç olduğunu söyleyen Yıldırım, “Bürokrasi demek sizlerin olan işini olmaz hale getirmek, yokuşa sürmek demek değildir. Bürokrasiyi hem mevzuat hem de uygulama itibariyle ne kadar işler hale getirirsek ülke olarak bundan karlı çıkarız. Geçtiğimiz haftalarda mecliste görüşülerek kabul edilen Yatırım ortamının iyileştirilmesi ile ilgili düzenlemeler 35 maddelik bir kanun olarak çıktı, yürürlüğe girdi. Bu, bir seferde yapılan en büyük reformlardan birisidir. Şimdi hazırlıkları devam eden 67 maddelik bir paket daha var. Onu da yakın zamanda meclise sunacağız. Kanuni değişikliklere uygun olarak ikincil ve idari düzenlemelerde bir yandan devam ediyor. Türkiye’de mevzuat işi bir seferde bitmiyor. Kanun çıkartıyorsunuz, her şey halloldu sanıyorsunuz. Kanun çıkınca her şeyin hallolması lazım ama hukukçular işi kolaylaştırınca kendilerine olan ihtiyacın azalacağını düşündükleri için böyle kontrol mekanizmalarını koymayı ihmal etmiyorlar. Şimdi mümkün mertebe bilişimi geliştirerek, vatandaş ile yüz yüze gelmeden işlem yapmanın önünü açarak bu süreçleri azaltıyoruz. Eş zamanlı olarak ikincil düzenlemelerde hızla devreye giriyor ve böylece uygulama başlıyor” diye konuştu.
“Şirket kurulum işlemleri Ticaret Sicil Müdürlüklerinde yapılacak”
AK Parti iktidarından önce şirket kurulumunun bir ay sürdüğünü, şimdi ise bir saat içerisinde şirket kurulabildiğini söyleyen Yıldırım, “Aslında daha da kısalabilir ama bir günde şirketinizi kuruyorsunuz. Bismillah deyip işe başlıyorsunuz. Bu ciddi bir ilerlemedir. Şimdi şirket kurmak için illerde, ilçelerde Ticaret Sicil Müdürlüklerinde bu iş yapılacak. Bunun ne faydası var? 2 bin 250 lira veriyordunuz, şimdi 650 lira verip kuracaksınız. Maliyeti üçte birin altına düştü. Noterlerimiz biraz üzüldü ama onlar üzülmesin. Onlara yapacak iş her zaman var. Burada önemli olan evraklar. Burada da bir zihniyet değişikliğine gidiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Vatandaş ile devlet arasındaki her türlü iş E-Devlet üzerinden yapılacak”
E-Devlet düzenlemeleri ile ilgili de önemli açıklamalarda bulunan Yıldırım, “Devletle işiniz varsa her bir kuruma aynı evrakları tekrar tekrar hazırlayıp götürme işine son veriyoruz. Bir kurumda işiniz var. Bugün itibariyle E-Devlet üzerinden vatandaşın devletle iş yapma oranı yüzde 57’ye çıktı. Bu yıl sonuna kadar vatandaş-devlet arasındaki her türlü iş E-Devlet üzerinden yapılacak. Yani bürokrasi tuş oluyor. Tuşa basacaksınız, işinizi yapacaksınız. Gerekli dokümanlar zaten mevcut. İçişleri Bakanlığında, Adalet Bakanlığında mevcut. Bunları tekrar tekrar istemenin manası yok. Onlar arasında elektronik ortamda haberleşme olacak, bilgiler havuzda bulunacak. Vatandaşlık numaranızı girerek işlemlerinizi ne lazım ehliyet, ne lazım pasaport, ne lazım şirket kurulacak, ne lazım trafik tescili yapılacak veya tapu alınacak aklınıza ne gelirse her türlü işlemi E-Devlet kapısı üzerinden ayrı ayrı bir sürü evrak olmadan işlemlerinizi yapabileceksiniz. Böylece vatandaşın kapı kapı dolaşıp yorulmasının önüne geçilecek.”
“İflas erteleme hakkı yerine şirketin kurtarılmasına ilişkin mekanizmayı getiriyoruz”
İflas erteleme hakkı yerine şirketin kurtarılmasına yönelik bir mekanizmayı hayata geçirdiklerini söyleyen Yıldırım, “Bunu kötüye kullanmaya başladılar ve bir sürü mağduriyet oluştu. Bunu kaldırdık. Bunun yerine şirketin kurtarılmasıyla ilgili bir mekanizma geliştirdik. Şirket tasfiye yerine ticari hayatını sürdürmeyi esas alan bir anlayışla alacaklı haklarının da korunmasını sağlayacak yeni bir statüye geçsin istedik. Öldürmek değil yaşatmak esas olmalı. Bu arada da kötü düşüncelerin de tedbirini alacak bir uygulamayı getirmek. Şirketin batık hale gelmeden sıkıntı ortaya çıkar çıkmaz kurtarma anlaşmasına girebilmesine imkan getiriyoruz. Şirket kurtarılamamışsa mallarının bir bütün halinde satılarak ekonomik değerinin de korunmasın hedefliyoruz. Bu düzenleme ile inşaat sektörü önemli ölçüde rahatlamış olacak. İnşaat izni alınması için 18 işlem yapılıyor. Bu sayıyı 6’ya indiriyoruz. Evraklarını inşaat izni için belediyeye teslim eden bir vatandaşımız artık diğer kurumları ilgilendiren evrakları tek tek dolaşarak takip etmek zorunda kalmayacak. Tek kapıdan hizmet alma dediğimiz sistemi hayata geçiriyoruz. Belediye elektronik ortamda bu sorgulamaları yapıp işlemi tamamlamış olacak. Daha önce mimardan, mühendisten, şefinden başkanına kadar 18 kişi ayrı ayrı imzadan geçiyor, ruhsat formunda artık tek bir imza olacak. Diğer bütün işlemler elektronik ortamda yürüdüğü için ruhsat formundaki tek imza belediyede bu işle ilgili yetkili kimse onun imzası olacak” dedi.
Benzer bir kolaylığın yapı kullanma belgesi ve elektrik bağlanması işleminde de yapıldığını belirten Başbakan Yıldırım, “Bütün belediyeleri aynı dijital ortamda buluşturarak bu konudaki uygulama farklılıklarının önüne geçmiş oluyoruz. Bunun için İçişleri Bakanlığımızca yürütülecek çalışma sonunda hazırlanan ve bütün belediyelerin kullanımına sunulacak bir ortak platform olacak. Böylece artık bu her yerde iş yapma, her yere koşuşturma dönemi sona erecek. Birkaç ay içerisinde bu ortak platformu İçişleri Bakanlığımız hazırlatmış olacak” açıklamasını yaptı.
“Baz istasyonu teşkilinde zorluklar ortadan kalkıyor”
Baz istasyonlarının kurulmasına ilişkin de düzenleme yapıldığını kaydeden Yıldırım, konuya ilişkin şunları dedi: “Bilgi toplumu noktasında Türkiye AB ortalamasını yakalamış durumda. Türkiye offline değil online olan ülke konumundadır. Bize bu imkanı sağlayan Telekom şirketleri var. Telekom şirketleri gelişen teknolojiyi, genişleyen kullanıcı sayısına uygun olarak gerekli altyapıyı yapıyorlar. Bu altyapıyla ilgili bazı zorluklar yaşanıyordu. Bunları da bu reform ile çözmüş oluyoruz. Bir yere baz istasyonu koyacak ama vatandaş ‘buraya koyamazsın’ diyordu. Ama oraya kurulması gerekiyor. Kapsama yapması için uygun alan o. Çünkü bunun bir tekniği var. Eğer biz interneti kabul edeceksek bu istasyonların da hayatımızın bir parçası olacağını kabul etmemiz lazım. ‘Bunlar çok fazla frekans yayıyor, sağlığa zararlı’ deniliyor. Bizim standartlarımız bu konuda elektromanyetik dalga yayma açısından Avrupa’nın müsaade ettiği oranların 4’te biri kadar. Vatandaşın sağlığı her şeyden önce gelir. 4 kat daha büyük yatırım yapıyoruz. Baz istasyonu, iletim noktalarının teşkilinde zorluklar ortadan kalkıyor. Bu tip altyapı hizmetlerinin verilmesinde kazı izinlerinin ve ücretlerinin belirlenmesinde bir standardı getiriyoruz. Küçük yerleşim birimlerine kadar bütün vatandaşlarımızın geniş ve hızlı internet alabilmesine imkan getiriyoruz.”
Yıldırım, dış ticaret şirketlerinin evrak işlemleri için alınan bedel ile gümrük müşavirlerinin müşterilerinden aldıkları ücretlere de bir sınır getirildiğini sözlerine ekleyerek, “Gümrüklerde tek pencere projesi hayata geçirildi. Kurumlarımızın, gümrüklerdeki personellerimizin çalışma saatlerinde buradaki işleyişe uygun olarak yeniden düzenliyoruz. Mesai bitti, kapılan kapandı, bekle dönemini artık kaldıracağız. Burada paraysa para ne lazımsa bunu vereceğiz ve mutlaka o gümrüklerimiz 24 saat açık olmalı. Çünkü gecikmenin bedeli büyük” ifadelerini kullandı.
Taşınır rehin uygulamasını daha rasyonel hale getirdiklerini belirten Yıldırım, Yatırım Ortamını İyileştirme Paketi ile getirilen diğer yenilikleri şöyle sıraladı: “KOBİ’lerimize ciddi imkan sağlayan bu finansman aracının etkin bir şekilde kullanılmasını istiyoruz. Bu sadece gayrimenkul değil, arsa, bina vesaire menkul kıymetlerde yaptığınız işin tezgahları, araçları ne kadar menkul kıymetleriniz varsa bunları teminat olarak kullanabileceksiniz.Bankalardaki ipotek işlemlerinin de Tapu Müdürlüğü ile elektronik ortamda yapılmasına imkan getiriyoruz. Aylık olarak verilen SGK ve muhtasar beyannameleri birleştiriliyor ve böylece yatırımcılara ciddi bir zaman tasarrufu sağlıyoruz. İkisini birleştirip vereceğiz. Dolayısıyla iki iş yerine bir iş yapmış olacağız. İmalat sanayi ile ARGE, tasarım, yenilik faaliyetlerine yönelik makine, teçhizat alımlarına KDV istisnası getiriyoruz. İmalatta kullanacağınız, teknoloji geliştirmede kullanacağınız araçları alırken, makine, teçhizat alırken teşvikli olsun veya olmasın bu imkanı herkese getirmiş oluyoruz.”
Daha büyük bir paketin de yolda olduğu müjdesini veren Yıldırım, “Bu paketlerde para yok. ‘Biz para istiyoruz diyebilirsiniz’ ama bunlar para için hazırlık. Önce altyapı. İş yapamadıktan sonra paranın kıymeti yok ki. Önemli olan iş ortamının iyileştirilmesi. Özel sektörümüzle iş birliği halinde hazırlanan bu düzenlemelerdeki ana amacımız yatırımcıların işini kolay etmek. Böylece ülkeyi yatırım yapılabilir cazip bir ülke haline getirebilmek. Bunlarla ilgili önümüzdeki birkaç gün içerisinde 2018 yılını kapsayan ekonomi ile ilgili 2017’de yaptığımız gibi kapsamlı bir eylem planını hazırladık. Çeşitli dedikodular var. Bizim memleket söz konusu olunca her taraftan ülkemizin algısını kötüleştirmek için ciddi bir gayret var. ‘Nasıl oluyor da Türkiye bir yandan Suriye’de operasyon yapıyor, bir yandan Irak’ta operasyon yapıyor; diğer yandan yurt içinde FETÖ, PKK, DEAŞ ile aynı anda mücadele ediyor, hala dünyada büyümede bir numara.’ Millette bir kıskançlıktır gidiyor. Onun için de sürekli dedikodu, kur şöyle olacak, faiz böyle olacak, enflasyon şöyle olacak, büyüme böyle olacak Bu konuda ülkemize karşı bir ortak iş birliği içerisinde algı oluşturmaya devam ediyor. Bunda da PKK, FETÖ istediklerini elde edemeyince, adeta duman olunca bu sefer yurt dışında onların muhipleri var. Bu muhipleri vasıtasıyla ülkeyi karalamaya ve algı bozmaya gayret ediyorlar. Oynanan oyunu görmemiz lazım. Bu oyunları boşa çıkaracak özel sektörümüz var, iş alemimiz var, istikrarlı, güvenli bir yönetimimiz var, başımızda da Cumhurbaşkanımız var. İş yapmak isteyen vatandaşımızın önünü kesen, burnundan getiren değil; önünü açan, isteğini arttıran bir anlayışla bu reformları gerçekleştiriyoruz. İktidara geldiğimiz ilk günden beri bu doğrultuda birçok adım attık. Türkiye’nin tarihinin en büyük ekonomik büyümesini gerçekleştirdiği bu dönemde yatırım ortamının iyileştirilmesi için atılan adımlar katkı sağladı. Bunları yeterli görmediğimiz için yenilerini yapma ihtiyacı görüyoruz. Dün sorun olan bugün sorun olmaktan çıkıyor ama dün sorun olmayan bir konu önünüze sorun olarak geliyor. Bir kişiye iş sağlayan, büyümeye katkı sağlayan her kim varsa bizim için makbuldür. Bunu yaparken de sen yabancısın, sen yerlisin demeyelim. Bu ülkede akıl teri, alın teri döken, vergi veren, insan çalıştıran, Türkiye’nin büyümesine katkı sağlayan adı ne olursa olsun o bizim yerli ve milli üreticimizdir, yatırımcımızdır, girişimcimizdir. O yüzden yabancı gibi bir tasnif bizim gündemimizde yoktur. Türkiye sermayeyle birlikte özellikle teknoloji transferi, bilgi, tecrübe aktarımı yapan herkese minnet borcumuz var. Tabiatı itibariyle ürkek olan sermayeyi ülkemize çekmek için daha fazla çaba gösterme ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Bu çabaları başından beri gösteriyoruz ve neticede aldık. Geçmişte ülkemize gelen uluslararası sermaye rakamı, yani AK Parti iktidarından önce yılda bir milyar dolar civarındaydı. Son 15 yılda Türkiye’ye 191 milyar dolar doğrudan küresel sermaye geldi” açıklamasını yaptı.