Türkiye’de ‘İklim Değişikliğine Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi Projesi’nin 4 pilot şehrinden birisi olan Samsun'da; Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle iklim değişikliğine uyum stratejisi ve eylem planına yönelik istişare toplantısı düzenlendi. Yararlanıcı kurumu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yürütücü kuruluşu Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı olan ve Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortaklaşa finanse edilen Türkiye'de İklim Değişikliğine Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi Projesi, özellikle sektör ve kent ölçeğinde iklim değişikliğine uyumun güçlendirilmesi yoluyla toplumsal direncin arttırılması amaçlandı.
"Şimdiki afetlerin miktarı ve yıkıcılığı çok daha hızlı bir şekilde artıyor"
Toplantının açılışında konuşan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Ülkemiz ve dünyanın iklim değişikliğine bağlı afetlerle mücadele ettiğini görüyoruz. Avrupa’da da hala sel ve orman yangınları devam ediyor. Son olarak Batı Karadeniz’de yıllardan beri var olan dere yatağının kenarlarına oluşturulmuş olan bir ilçe sele kapıldı. 1963’te Ayancık’ta büyük sel olmuş. Vatandaşlar bu afetin 1963’ten daha fazla olduğunu söylediler. Benim bakanlığım dönemimde 15 kez büyük afet oldu. Şimdiki afetlerin miktarı ve yıkıcılığı çok daha hızlı bir şekilde artıyor. Şimdi yerel yönetici olarak meteoroloji raporlarına bakar hale geldik. Önümüzdeki hafta hava nasıl olacak, 1 hafta sonra nasıl olacak? Bunlarla yoğun bir mücadele içerisindeyiz. Şu anda Bartın, Kastamonu ve Sinop’ta sel felaketinin olduğu yerlerde 100’e yakın araç ve personel ile alanda afet sonrası çalışmalar yapıyoruz” diye konuştu.
“Şu anda Terme ve Salıpazarı çok ciddi bir afet riski altında”
Samsun’da Terme ve Salıpazarı ilçelerinin sel riski taşıdığına dikkat çeken Başkan Mustafa Demir, “Depremin dışında 2 afet durumu bizim gündemimizde. Deprem sonrası çalışmalarında dünyadaki en iyi ülkelerden biriyiz. Sel ve orman yangınları konusunda da acil durum anında ulaşım sağlayabileceğimiz alt yapıyı şimdiden seri bir şekilde başlattık. Bunları Antalya’da gördük. Samsun’da su baskınları ve sel afetine karşı ne yapabiliriz diye çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Kızılırmak havzasında sel afeti konusunda yağmurla ilgili su taşkınları hemen hemen minimize oldu. Çünkü Derbent, Altınkaya, 19 Mayıs Barajı var. Ama şu anda Terme ve Salıpazarı çok ciddi bir afet riski altında. Bir de Mert Irmağı havasının olduğu bölge ciddi bir sel afetine maruz olabilecek bölgelerimiz. DSİ ile ilgili Mert Irmağı konusunda ihalelere çıktık. Kısa sürede çok yağış alan konumda depolama alanları ve depo ıslahlarının yapılması, oraya düşen yağmur debisinin denize en kolay ve hızlı şekilde ulaşımı sağlayacak olan yatırımlar olarak görünüyor. Bunlar bizim önceliğimiz” şeklinde konuştu.
“150 mm’yi aşan yağış geldiğinde Terme-Salıpazarı’nın su altında kalacağını biliyoruz”
Kısa sürede metre kareye 150 kiloyu aşan bir yağış düştüğünde Salıpazarı ve Terme’nin bulunduğu havzanın sular altında kalma durumunun olduğuna dikkat çeken Mustafa Demir, “Salıpazarı’ndaki ırmak da Terme’den denize dökülüyor. O bölgede deniz seviyesinin altında da bölgelerimiz var. Kısa sürede metre kareye 150 kiloyu aşan bir yağış aldığımızda hiçbir tedbir alamaya imkanımız yok, tamamen o bölgeyi su basacağını bugünden biliyoruz. Biz, yağmur miktarı bu seviyeleri çıktığında tüm ovanın su altında kalacağını biliyoruz. DSİ ile baraj inşası ihalesi yapıldı. İnşallah 2 tane de çay üzerinde su tutucu (sel kapanı) yapılacak. Bir tanesi 40 milyon m3, diğeri de 25 milyon m3 civarında olacak. Mert Irmağı'nın ıslahı ve sanat yapılarını da yaptığımızda Samsun’da metre kareye 300 kilo yağış aldığımızda ilimizdeki sel baskınlarını büyük ölçüde önlemiş oluyoruz. Tüm Samsun’daki sel afetlerinin tedbirlerini alacak olduğumuz toplam yatırımların maliyeti, geçen sen Terme ve Salıpazarı bölgesindeki sel afetinin bize yaptığı tahribat ile aynı maliyete denk geliyor. Samsun'daki selle alakalı tüm yatırımların maliyeti, 1 sel afetinin verdiği hasar ile eşdeğer. Onun için bu bilgileri kamu kurum ve kuruluşlarında yer alan ve toplantıya katılanların bilgisine sunuyorum. Yarın daha büyük görevler alacaksınız. Bunu aklınızdan sakın çıkarmayın” ifadelerini kullandı.
“Suyun yolunda durmamak gerekiyor”
Dere kenarlarına bina yapılmaması gerektiğine işaret eden Demir, şunları söyledi:
“Ayancık’ta geçmişte yaşanan felaket bugün öngörülebilseydi tahribat azaltılabilirdi. Daha evveliyatına gittiğimizde ise suyun yoluna durmamak lazım. Suyun yolunda durursan su, senin yolunda durmanı dinlemiyor. Koca koca binaları nasıl alıp gittiğini gördük. Biz şimdi Samsun’da planlama yaparken buna 1. derecede dikkat ediyoruz. Bir taraftardan da yangın ve selle ilgili olan tedbirlerimizi alma gayretindeyiz. Afet sonrasına hazırlık noktasında da Türkiye’de en iyi olan yerel yönetimlerden birisi haline geldik.”
“İklim değişikliğine bağlı afetlerin sayısı ve şiddeti dramatik şekilde artarak karşımıza çıkacak”
Afetlerin sayısının ve şiddetinin artarak devam etmesinin beklendiğini dile getiren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İklim Değişikliği ve Uyum Dairesi Başkanı Orhan Solak, “Sinop, Bartın ve Kastamonu’da gerçekleşen sel felaketi ile Akdeniz ve Ege’de yaşanan orman yangınları, bu yıl etkisini arttıran kuraklık ve örneklerini arttırabileceğimiz afetler iklim değişikliği ile mücadelenin aciliyetini bizlere gösteriyor. Dünyanın birçok noktasında da orman yangını ve sel felaketi gerçekleşti. Bunlar iklim değişikliğinin tüm dünyada sınır taşımayan bir sorun olarak öncelikli konu olarak yer aldığını gösteriyor. Bilimsel sentez raporuna göre iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden en fazla etkilenecek bölgelerden biri olan Akdeniz havzasında yer alıyor. Dolayısıyla ülkemiz için iklim değişikliğine bağlı afetlerin sayısı ve şiddeti, günümüzde olduğundan çok daha dramatik şekilde orta ve uzun vadede artarak karşımıza çıkacak. Bu nedenle iklim değişikliği ile mücadele tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz için kaçınılmaz durumda” açıklamasında bulundu.
İklim değişikliğinin önüne geçmek için çaba sarf ettiklerini söyleyen Samsun Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömer Bolat ise “Samsun’daki atıkların ve geri dönüştürülebilir maddelerin daha derli toplu toplanabilmesi, iklim değişikliğine olumlu etki yapabilmek için küçük sanayi sitelerinde çalışmalara başlamıştık. Dereler ile ilgili atık ve drenajların kontrol edilebilmesi, aynı zamanda iklim değişikliğine olumsuz etki yapmaması için çalışmalara başlamıştık. Müdürlük olarak bakanlığın talimatları doğrultusunda verilen tüm emirleri hızlı bir şekilde yerine getiriyoruz. Aynı zamanda yerel yönetimler ile ortak projeler geliştirerek, iklim değişikliğine sebep olan tüm ortamları ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları hızlı bir şekilde yapmaktayız” dedi.
2 gün sürecek toplantı açılış konuşmaların ardından sunumlar ile devam etti.
İHA