Her nere gidersen eyle talanı, Öyle yap ki ağlatasın güleni.
Bir saatte söyle yüz bin yalanı, El bir doğru söz söylerse inanma.
Bu dizeler Aşık Huzuri'nin ters öğüt dizelerinden örnek. Bilen iyi bilir. Neden mi yazdık. Doğru yerine yalan söyletmeye çalışanlar aklıma takıldığı için...
***
İlçemize kar yağıp, ilçe felç olduğu günden bu güne ilk kez Samsun' a gidebildik. Havaalanından ötesi adeta yalancı cennet. Çarşamba ve çevresine gelince, hayatın çile, ızdırap ve keşmekeşliklerle dolu olduğunu gördük.
Hafta başladı, yılbaşı tatili sona erdi ve sabah erken saatlerde ilçe esnafları telefonla gazeteyi arayıp sitem, tepki üstüne tepki gösterdiler. Belediye başkanı ben değilim şaşırdılar adresi sanırım...
Vatandaş ve esnaflar, "Doğruları yaz Erol Şeker, Belediye çalışmıyor, yollar berbat, su yok bu nasıl hizmettir."
Ne diyebiliriz ki! Yağan kar dolayısı ile, halk çaresiz, öfkeli, tepkili. Hele bir esnafın arayıp şunları söylemesi dikkatimi çekti. "Çarşamba Belediyesini aradım yolların berbat olduğunu, iş yerime kimsenin giremediğini temizlik yapmalarını istedim bana terbiyesiz şekilde Büyükşehir Belediyesi yapıyor telefon numarasını verelim onları arayın derdinizi onlara anlatın dediler. Her bir olayı Büyükşehir Belediyesi üzerine atıyorsalar neden Çarşamba Belediyesi orada. O binada neden bir Belediye Başkanı makamı ve temsil eden kişi var. Böyle terbiyesizleşmek olmaz. Seçim de yok, 2019 yılına kadar rahatlar ya!. Demek ki biz o yıla kadar rezaleti çekeceğiz. Kapatsınlar Çarşamba Belediyesini o zaman. Ayvacık' ta aynı kanunlar yok mu?. Adamlar harıl harıl çalışıyor. Bizimkilerin yaptığı ayıba bakar mısın. Onlara bir saat süre verdim temizlemedikleri takdirde gazete, yetkili neresi hangi makam varsa şikayet edeceğim. Bunları korkmadan çekinmeden yaz" tepkilerini gün boyu dinledik.
Dedim ya'. Belediye başkanı veya yetkili biz değiliz ki!?.
Yıllardır belediyenin eksiklerini zaten yazıyoruz. Ama bir onlar bir de oy veren esnaf, halk anlamadı, anlamak istemedi. Hep yalancı çoban bizi ilan etti bir kesim. Bazıları her eleştiri sonrasında dediler ki: "Erol Şeker çalışkan Belediye Başkanımıza ve Belediyemize hakaret ediyor." Dönüp bize hakaret ettiler.
Şimdi koltuğun arkasına kadar yaslanıp, yaşatılanları izlerken, "Ooooh ne güzel oldu. Size bu yakışır" mı demeliyiz. Hayır.
Bahaneler çok. Uzar gider. Mesela; Yağış süresince 20-30 cenaze , ya da 40-50 hasta acil 112 yardımına çağrı olduğuna inanmıyorum. Olanların sayısı belli. Kimse bu bahanelere sığınmasın.
Yaşananlar, Belediye yetkililerinin tüm olumsuzlukları Büyükşehir Belediye Başkanına atıp durması konusudur. İşin kolayı bu. Kar yağışına belediye hiç hazırlanmamış ki. Gerçekte bu!.
Varsa yoksa büyükşehir'e top şutladılar. Yer mi?. Yer diyorsanız siz yaşadıklarınıza layıksınız demektir.
Kaldı ki doğru söyleyeni 9 köyden kovalar misali inatla diyorum ki:
Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı veya Milletvekilliğine heyecanlanan, merak saran ve tüm hesaplarını bunlara göre ayarlayanların, Yusuf Ziya Yılmaz Başkanı böyle doğal afetlerle sarsmaya çalışırken büyük yanlış içine giriyorlar. Asıl hata oy aldığı halkın hizmetini aksatmaktadır.
İnanıyorum ve düşünüyorum ki: "Halkımız bu son yaşananlardan sonra inşallah doğruyu görüp, hizmeti yapmayan, umursamayan ve kulağının üstüne yatanları günü geldiğinde cezalandıracaktır."
Çarşamba Belediye Başkanını bu yaşananların hiç bir yerinde gördünüz mü?. Biz hiç göremedik.
Halk derdi ile boğuşurken, İlçenin belediyesi köprü temizlemekten başka ne yaptı Allah aşkına!.
Şimdi doğru söyledik ya. Yalanı bu halk söylesin, biz hiç bir söz söylemiyoruz.
Ya da şöyle mi demeliyiz: "Çarşamba Belediyesi çok iyi çalıştı, mücadele etti ama bu halk çok nankör. Yapılanları görmek istemiyor. Adamlar böylesi doğal afette ne yapabilir ki."
Takla atmak kolayı işin. Böyle yazsa idik başımıza böylesi pis işler hiç gelmezdi inanın.
Ama biz doğruları söylemeye inat edeceğiz.
Dedik ya Çarşamba Belediyesi eline yüzüne bulaştırmış ve sınıfta kalmıştır. Yazıklar olsun.
Kaldı ki bazılarının telefonda dediği gibi: Ne Belediyeden, ne de başkalarından korkmuyoruz. Bize gaz vermeyi düşünmeyin. İşimizi adam gibi doğru şekilde yaptığımız gibi yapmaya devam edeceğiz. Delirseniz bile...
Sonuçta yanlış yanlıştır, doğrular doğru...
Ama Kar yağışı sonrası yaşananların hiç birisi doğru değil. Belediye bu vebali nasıl temizler bilmiyorum ama bu yerde ki kar böyle giderse Mart karını da yağdıracak bu halkın başına. Demedi demeyin sakın. Hazır olun millet. Çok yakında başınıza MART KAR'I DA YAĞMASIN..
Mart karı yağdığında da kimse feryat etmesin çünkü siz % 65'le seçtiniz. O seçilmiş insan. Laf edemezsiniz. Bu günah onların olduğu kadar sizindir de...
Kim korkuyormuş şimdi siz söyleyin...
Mutlu ve (sağ)- lıcakla kalın...